Eğer kan basıncınızın giderek yükseldiğini ya da günün birinde rastgele yaptırdığınız bir ölçümde tansiyonunuzun “hipertansiyon” hudutları içine girdiğini fark ederseniz ilk işiniz tartılmak ve bel çevrenizi ölçmek olsun.
Araştırmalar ideal kilosundan yüzde 10 daha fazlası olanlarda kan basıncının yükselme eğiliminde olduğunu gösteriyor. Özellikle karın-göbek, boyun-gıdık bölgesinden kilo alanlarda bu ihtimal artıyor. Yalnızca tartılmak da yetmiyor. Kilonuz kabul edilebilir sınırlar içinde kalsa bile eğer bel çevreniz kadınsanız 90’ın, erkekseniz 100’ün üzerindeyse hipertansiyona yakalanma şanssızlığınız yükseliyor. Göbek çevresi genişlemesi özellikle uzun boylular için son derece önemli bir ölçü. Çünkü bu kişilerde boy/kilo oranı dikkate alındığında ciddi bir kilo artışı yokmuş gibi hesaplanabiliyor. Ama bel çevresi ölçümü ciddi bir risk düzeyine işaret ediyor. Kısacası ideal kilonuzun yüzde 10’unun üzerinde bir yağ birikiminiz varsa ve tansiyonunuz yüksek bulunursa hemen tansiyon ilaçlarına başlamak yerine yola kilo vererek çıkmanızda fayda var. Eğer bu çabanızı tuz kısıtlamasıyla birlikte sürdürebilirseniz başarı şansınız kesinlikle artacaktır. Doktorunuz kan basıncınızı çok yüksek bulmuşsa hemen başlangıçta ilaç kullanmanızı önerebilir, onu dinlemenizde yarar var ama kilo vermeyi ve tuz konusunda dikkatli olmayı asla unutmayın.
KİLO SORUNUNU ÇÖZMEK ZORUNDASINIZ
Sırası gelmişken bir konuyu yeniden hatırlatalım. Kilo sorunu olan, özellikle göbek bölgesinde yağ biriktirenlerde tansiyon yüksekliği sorununu ilaçla, kan şekeri yüksekliğini hapla, koroner kalp hastalığını, kolesterol sorununu, trigliserid fazlalığını karmaşık reçetelerle çözmek ama hastaların kilosunu görmezden gelmek, onları bu konuda uyarmamak ve çözüm için yardımcı olmamak çok eskilerde kaldı. Ben kocaman göbeğiyle ilgilenmeyi boş verip kolesterol, şeker, tansiyon haplarını yutmaya çalışan insanları gördükçe üzülüyorum. İlaçlarınızı tabii yutmaya devam edin ama kilo sorununuzu çözemezseniz problemlerinizi sadece geçici olarak halının altına sürmekten başka bir şey yapmadığınızı aklınızdan çıkarmayın.
Parmakla kilo ölçmek mümkün mü
Eğer kilo sorununuz olup olmadığını anlamak için kolay bir yol arıyorsanız baş ve işaret parmaklarınızı kullanarak yapacağınız basit bir ölçümden faydalanabilirsiniz. Kolunuzun omuzla dirsek arasındaki orta noktasını bulup baş ve işaret parmaklarınızla cilt ve cilt altı dokuları sıkıştırın. Eğer tuttuğunuz kıvrım 2,5 cm.den daha kalın ise büyük bir olasılıkla kilo sorununuz var demektir.
Rahim alınırken yumurtalık da alınmalı mı
Rahim çıkartılması ameliyatı sırasında yumurtalıkların da alınması gündeme gelebilir. Premenopoz döneminde “nasılsa yakında menopoz başlayacak” düşüncesiyle yumurtalıkların alınmasında bazı sakıncalar görülmektedir. Burada amaç, ileride oluşabilecek bir yumurtalık kanserinin önlenmesi olsa da, menopoz öncesi yumurtalıkları alınan 16.375 kadın, alınmayan 13.035 kadınla karşılaştırıldığında, kalp hastalığı, inme ve ölüm risklerinde artış bulunmuştur (Nurse’s Health Study).
Bir sağlık mucizesi: Pekmez
Pekmez deyince aklınıza yalnızca üzüm pekmezi gelmesin. Başta dut olmak üzere pek çok meyvenin pekmezi üretilebiliyor. Yine de üzüm pekmezi en sık tüketilen, en çok sevilen pekmez olarak biliniyor. Pekmezin tam bir vitamin ve mineral deposu olduğu biliniyor. Özellikle nadir bulunan bazı mineraller ama en çok da demir pekmezin sağlık gücünü artırıyor. Pekmezde ayrıca bol miktarda çinko, magnezyum, yeterli miktarda kalsiyum potasyum ve fosfor da var. Bu değerli besinin B vitaminlerinden, özellikle B 6 vitamininden çok zengin olduğunu da hatırlatalım. Pekmez ayrıca güçlü bir enerji kaynağı olarak da faydalı. Tüketiminde abartılı davranılmadığı takdirde bu değerli besinden sizin de, çocuklarınızın da sık sık istifade etmelerini tavsiye ediyorum.
Yalancı astım nedir, böyle bir hastalık var mıdır
Evet, böyle bir hastalık vardır. Ses tellerinin işlev bozukluğuna bağlı “vokal kort disfonksiyonu” yalancı astım ismiyle de bilinir. Yalancı astım normal solunum sırasında açık olması gereken gırtlağın, ses tellerinin 2/3 ön kısmının birbirine yaklaşması sonucu arka kısmında 4-5 milimetrelik bir yarık kalacak şekilde daralmasıyla meydana gelir.Hasta astımlılarda olduğu gibi öksürük, hırıltı ve nefes darlığı atakları gelişir. Atak başladığı gibi birden sona erer.