Paylaş
Bu durumun esas olarak erkeklerin damar hastalıklarına olan yatkınlıklarından kaynaklandığını düşünüyorlar. Erkekler her türlü damar hastalığına özellikle koroner kalp hastalığı ve beyin damar hastalıklarına kadınlara oranla daha sık yakalanıyor. Bu durumun bir değil, birçok nedeni var.
Erkekler damar zararlısı faktörlerle daha sık ve çok erken yaşlarda karşılaşıyorlar. Sigara damar zararlarının en önemlilerinden biri ve erkeklerde daha yaygın görülen bir kötü alışkanlık. Kolesterol yüksekliği sorununa da erkeklerde daha çok rastlanıyor. Kadınların çoğu özellikle menopoz dönemine kadar östrojen hormonunun koruyucu şemsiyesi nedeniyle kolesterol sorunundan uzak bir hayat sürüyorlar. Ayrıca iyi kolesterol HDL’nin düşüklüğü de erkeklerde sık rastlanan bir problem. Karın bölgesinden yağlanma-göbeklenme, trigliserid yüksekliği gibi sorunlar da erkeklerde çok görülüyor.
DAHASI VAR!
Erkeklerin damar sağlığı bakımından uğradıkları haksızlık sadece bunlarla da sınırlı değil. Şeker hastalığı ve hipertansiyona –özellikle göbekli erkeklerde- daha sık rastlanıyor. Stres sorunu da erkekler arasında daha yaygın görülen bir problem. Erkekler iş yaşamı nedeniyle daha yoğun bir stres yükü altında kalıyorlar. Ayrıca streslerini yönetmede, koruyucu ruhsal davranışlar geliştirmede kadınlar kadar başarılı değiller. Siz bunlara erkeklerin daha sık ruhsal yalnızlığa yakalanmalarını, arkadaşlık-dostluk ilişkilerinde daha beceriksiz olmalarını, uyku sorunlarıyla daha sık karşılaşmalarını da ekleyebilirsiniz.
Eğer erkekler kadınların kendilerinden neden daha uzun yaşadıklarını merak ediyorlarsa bunun cevabını her şeyden önce damarlarında aramalılar. Kilo yönetimi, kan basıncı, kan şekeri takibi, kolesterol, trigliserid dengesi, stres yönetimi ve uyku kalitesi konusunda kadınlardan ders almalılar!
Çene eklemlerinizi krizden koruyun
Yoğun stres dönemlerinde, sıklığında artış gözlenen bir başka sağlık sorunu, “çene eklemi rahatsızlıkları”dır. Çene eklemlerimiz, sağ ve sol kulağın hemen önünde yer almaktadır. Özellikle sabahları, çene eklemlerinde “kilitlenme”, çene hareketleri sırasında “ağrı”, çiğneme sırasında çene eklemlerinden gelen “tıkırtı” şeklindeki sesler ve “baş ağrısı” bu tablonun başlıca belirtileridir. Bu durum, ağrı kesici ile geçiştirilmemesi gereken bir sağlık sorunudur. Zaten ağrı kesici veya diğer semptomatik ilaçların tabloya etkisi yok denilecek kadar azdır. Ayrıca zaman kaybettikçe sorunun çözümü daha da güç, karmaşık ve ağrılı hale gelmektedir. Özellikle “çene kilitlenmesi”nin meydana geldiği, yani ağzın çatal veya kaşık ile beslenmeye yeterli olamayacak kadar az açıldığı durumlarda, çene kilitlenmesi olabilecek en kısa sürede açılarak ağız açıklığı normal limitlerine kavuşturulmalıdır.
Paylaş