Paylaş
RUHSAL problemlerini bedensel sorunlar zannedip çözümü yanlış yerde arayan erkeklerin bu yazıyı dikkatle okumalarını tavsiye ediyorum.
Bilhassa “yorgunluk, bitkinlik, uykusuzluk, unutkanlık, giderek büyüyen bir göbek ve genişleyen bel çevresi, kas ve eklem ağrıları, baş dönmeleri, kulak çınlamaları, ani ve sebepsiz –sık- öfkelenmeler, unutkanlık, dalgınlık ve odaklanma güçlüğü” gibi sorunları olanların yazıyı daha da ciddiye almalarını öneriyorum. Ayrıca yazının başlığı da sizi şaşırtmasın! Yazıyı yazmadan, özellikle de yazının başlığına karar vermeden önce çok sayıda meslektaşımla (mesela Psikiyatri uzmanı Dr. Adnan Çoban ile) konuştum; onlar da aynı fikirdeler:
Elli yaş virajı önemli
Erkekler “İmdat!” diyor! Özellikle orta yaşlı şehir erkekleri arasında ciddi bir “heves kaybı” var; depresyon -gönül yorgunluğu/heves kaybı- yalnız menopozla boğuşan kadınları değil orta yaş erkeklerini de kasıp kavuruyor. Bunların da çoğu “hormon eksikliği” de yaşayan erkekler. Onların sadece depresyonlarını tedavi etmeye çalışmak, soruna yalnızca antidepresanlarla çözüm aramak da kâfi gelmiyor. Hormon eksiklikleri varsa onun da üzerinde durmak lazım. Hormonal eksilmeye bağlı erkek depresyonunu en çok da elli yaş virajını yeni dönmeye hazırlanan erkekler yaşıyor. Sorun kırklı yaşların ortalarında filizleniyor, altmışlarda pik yapıyor. Şehirli, entelektüel, eğitimli erkekler arasında daha yaygın. En sık görüldüğü meslek grupları, “iş adamları, profesyonel yöneticiler, üst düzey bürokratlar ve siyasetçiler!” Ekonomik gelgitler ve siyasi kriz dönemlerinde soruna yakalananların sayısı artıyor.
Beden+ruh+testesteron
Ellinci yaş gününü keyifle kutlamaya hazırlanan erkekleri bekleyen pek çok sorun var. Elli yaş, çok sayıda bedensel ve ruhsal problemin başlangıç noktası gibi de düşünülebilir. Bedensel pek çok problem, (şeker hastalığı, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, kilo artışı, hormon eksilmesi) bu yaşlarda boy göstermeye başlıyor. Ellili yaşlar “iç sorgulamalar”ın da yoğunlaştığı bir evre. Kısacası beden ve ruh ilk elli yılın yorgunluğunu ilk kez bu yaşlarda hissetmeye başlıyor. Belirtiler bazı erkeklerde çok daha belirginleşiyor ve özellikle ruhsal sorunlar ön planda oluyor. Problemi en çok da testosteron azalması körüklüyor. Körüklemek bir yana sorunun üzerine adeta benzin döküyor. Daha da kötüsü testosteron azaldıkça ruhsal sorunlar artmaya, ruhsal sorunlar arttıkça da testosteron üretimi baskılanmaya başlıyor. Neticede “tavuk-yumurta” hikayesi gibi bir durum ortaya çıkıyor.
Rakamlar ürkütücü
BANA göre –bu görüşümü birçok meslektaşım da paylaşıyor- kadınlar erkeklerden daha güzel yaşlanıyor! Bir meslektaşımın deyimiyle “kadınlar venüsten, erkekler marstan!” deyimi bu yaştan sonra geçerli asla değil. “Yaşı elliyi geçen erkeklerin çoğu marstan değil, henüz bilinmeyen gezegenlerden geliyor ve –maalesef- nereye gittiklerini onlar da pek bilmiyor” diyor ürolog meslektaşım. Elimdeki bazı notlara göre erkeklerle ilgili rakamlar gerçekten ürkütücü boyutlarda. Yaşı kırkı geçen erkeklerin;
- % 43’ü kendini bitkin ve bunalmış buluyor.
- % 54’ü “sık sık ve çoğu zaman yorgunum” diyor.
- % 45’i sık sık ve çoğu zaman “sinirli” olduğunu söylüyor.
- % 51’i kasvetli ve umutsuz duygular içinde olduğunu söylüyor.
- % 51’inin uyku sorunu var.
- % 40’ı cinsel sorunlardan yakınıyor.
Gaz pedalına yüklenmeyin
ELİMDE, Haşmet Babaoğlu’ndan aldığım eski bir not var. Haşmet bey diyor ki: “Bir dostum var; hayat kaçıyor, yakalamalıyım telaşına kapıldı, hayatını hırs dolu bir koşuşturmaya çevirdi. Böyle mutlu olacağını düşündü. Çok şey yakaladı, çok şey başardı ama her seferinde ‘istediğim bu değildi’ duysuna kapıldı. Hala koşturuyor. Doping olarak da antidepresan kullanıyor. Hayat onun için ‘planlar, projeler, yapılacaklar, sorumluluklar’ listesinden ibaret olup çıktı!”
Kaybedilen ‘iktidar’
Bu notu, yazacaklarımla yakından ilgili olduğu için sizinle yeniden paylaşma ihtiyacı duydum. Paylaşma ihtiyacı duydum, çünkü, Haşmet bey’in dostu da muhtemelen 50’li yaşlara merhaba diyen ve içine düştüğü “heves kaybı/gönül yorgunluğu” durumundan kurtuluşu para, pul, mal, mülk, güç, statüde, kısacası “sahip olmakta” arayan, aslında çoktan kaybettiği iktidarı da antidepresan haplarla yeniden kazanmaya çalışan orta yaşlı şehir erkeklerinden biri olmalı diye düşündüm.
Bu belirtilere DİKKAT EDİN!
BİR başka araştırmada depresyona götürebilen testosteron belirtileri şöyle sıralanmış:
- Kuşkuculuk ve şüphecilik dozunda yükselme.
- Yeteri kadar takdir edilmediğini, önemsenmediğini, ciddiye alınmadığını, otorite kaybına uğradığını düşünme.
- Eleştirilere tahammülsüzlük durumunda belirginleşme.
- Hırçın, gergin, uyumsuz, kararsız ve değişken bir kişilik profili sergileme.
- Daha negatif, daha olumsuz ve daha sık eleştiren biri haline gelme.
- Endişe ve kaygı düzeyinde artma.
- Odaklanma güçlüğü.
- Cinsel isteksizlik hali.
- Göbeklenme.
Ne yapmalı?
ORTA yaş sonrasında erkeklerde de kadında da bedensel ve ruhsal bazı değişimler olur ve bunlar normalde doğaldır ve ölçülü düzeydedir.
Bu değişimler az da olsa fiziksel çöküntü ve zayıflıklara, cinsel güç kaybına, ruhsal gelgitlere yol açar. Geçmişle ilgili sorgulamalar ve gelecekle ilgili kaygılar en çok bu yaşlarda başlar. Bunu bilmek ve anlamak, eğer varsa hormonal eksiklikleri yerine koymak, psikolojik destek-yardım almak hem kendinizi hem de eşinizi ya da hayat arkadaşınızı anlamanızı kolaylaştırır. Nedenleri iyi anlamazsanız evliliğinizde de, iş ve sosyal hayatınızda da kavgalar, küsmeler, kopmalar başlar.
Kadın ve erkeklerin olgunluk ve verimliliklerinin en üst noktasına ulaştıkları, eski sivrilik ve fazlalıklardan uzaklaşıp birbirinin “tıpatıpı” oldukları, birbirlerine en çok ihtiyaç duyup, hayatlarından, daha çok tat, huzur ve keyif alacakları böyle bir dönemde ortaya çıkabilecek itişip kakışmaları, kırıp dökmeleri önlemenin yolu biraz da beden ve ruhtaki orta yaşlar değişimlerini anlayışla karşılayıp hoş görmekten geçiyor. Sorunlar buna rağmen de devam ediyorsa bir ruh sağlığı hekimi ve/veya üroandroloji uzmanı ile görüşmek gerekiyor.
Paylaş