Enerji seviyenizin azaldığını, belleğinizin güçsüzleştiğini düşünüyor, yorgunluk ya da depresyon gibi daha önceden hiç tanışmadığınız sorunların sağlığınızı tehdit ettiğinden endişe mi ediyorsunuz? Kilonuzu korumakta güçlük çekiyor, çok kolay kilo alıp zor mu kilo veriyorsunuz?.. Özellikle orta yaşlı kadınlarda görülen benzeri birçok sağlık sorununun nedeni ‘‘hipotiriodi’’ olabilir.
SAÇ sorunlarınız var, tırnaklarınız problemlemli, ayağınızda şişmeler görüyorsunuz, kabızlık veya sürekli uyuma isteği canınızı çok sıkıyor, cildinizdeki kuruma, periyotlarınızdaki düzensizlik, üşüme ya da soğuğa karşı dirençsizlik, göz çevreniz ve yüzünüzdeki şişlik sizi endişelendiriyor... Sorununuz ‘‘Hipotiroidi’’den, tiroid bezinizin yeterince hormon üretememesinden kaynaklanıyor olabilir.
Hipotiroidi, özellikle orta yaşlı kadınlarda sık görülen bir hastalıktır. Halsizlik ve yorgunluktan, enerjisizlikten, gezici kas ve eklem ağrılarından veya sürekli kilo almaktan yakınan kadınların pek çoğunda sorun, herhangi bir nedenle tiroid bezinin yeterli miktarda tiroid hormonu üretememesinden kaynaklanmaktadır. Hipotiroidi çok yavaş gelişen, sessiz ve silik seyreden bir sağlık sorunudur. Bu nedenle sıklıkla gözden kaçar, akla gelmez. Pek çok hipotiroidi hastasına yanlışlıkla depresyon ya da kansızlık teşhisi konulması bundandır:
‘‘Neden her yer bu kadar soğuk’’ diye düşünüyor, kendinizi sıcakta daha rahat hissediyorsanız,
Etrafına karşı ilgisiz, unutkan, halsiz, enerjisiz, çekingen biri haline geldiyseniz,
Kabızlıktan, cildinizde kuruma, pullanma, sarımsı renkte bir matlaşma ve soluklaşmadan,
Sesinizde yavaş yavaş artan bir kalınlaşma ve daha boğuk, daha sık sesle konuşmadan,
Cinsel isteğinizde belirgin azalmadan,
Baş ağrıları, kas krampları, el ve ayaklarda karıncalanmadan yakınıyorsanız hipotiroidi hastası olmanız daha yüksek bir olasılıktır.
TANISI ÇOK KOLAY
Hipotiroidi şikáyetleriniz dikkatle değerlendirilir, gerekli muayeneler ve testler yapılırsa kolayca teşhis edilir. Yapılacak ilk test TSH (tiroid bezini uyarıcı ve tiroid hormonlarının yapımını arttırıcı hormon) düzeyine bakılmasıdır. TSH seviyeniz artmışsa tiroid hormonları olan t3 ve t4 düzeyiniz ölçülecek, gerekli diğer araştırmalar (antikorlar, ultrasonografik ve sintigrafik incelemeler, tiroid biyopsisi) yapılacaktır.
Tiroid bezi yetersizliği (hipotiroidi), çoğu kez tiroid hormon yapımında çok hafif bir azalmayla sınırlı kalır. Klinik olarak tiroid yetmezliğinin herhangi bir belirti ve bulgusunun oluşmadığı bu durumlarda hipotiroidi çoğu kez gözden kaçar. Sub-klinik hipotiroidinin en önemli etkileri, kalp ritmindeki bozulmalar (atrial fibrilasyon) sinsice ilerleyen kolesterol yükselmesi, kilo artışı, depresyon ve bellekte ilerleyici bir zayıflamadır. Sub-klinik hipotiroidi ateroskleroz, hipertansiyon ve şeker hastalığı için de risk faktörü olabilir.
Hipotiroidi belirtileri, çoğu kez gözden kaçan ve başka hastalıklarda da görülen silik işaretlerdir. Bu nedenle teşhiste genellikle geç kalınır. Eğer yukarıdaki sorunlar sizde de varsa bu sağlık problemini ortaya çıkarmak için doktorunuzla görüşmenizde yarar var. Ucuz ve basit bir tanı yöntemi olan TSH testinin yapılması düşük aktiviteli bir tiroid hastalığınızın belirlenmesi için yeterli olabilir.
Müzik bir ilaçtır
Müziğin insan biyolojisini etkilediği tarihsel bir bilgidir. Geleneksel tıpta müzik bir tedavi aracı olarak kullanılmıştır. Müziğin insan biyolojisini etkilediği bilinmekle beraber, bu etkinin nasıl oluştuğu hálá bir sırdır. Harvard Üniversitesi'nde yapılan bir çalışma, doğru seçilmiş bir müziğin beyni aktive ettiğini ve beynin vereceği cevapları güçlendirdiğini göstermektedir. Çalışmada 10 gönüllü müzisyen kendilerini en çok etkileyen (tüylerini diken diken eden) en favori müziklerini seçmişlerdir. Müzisyenler bu müzikleri dinlerken beyinleri Pozitron Emisyon Tomogrfisi (PET) yöntemiyle incelenmiştir. Müzisyenlerin kendi özel seçimlerinin beynin duyusal merkezlerini ve bu merkezlerin yanıtlarını belirgin olarak etkilediği, herhangi bir müziğin ise böyle bir etkiyi göstermediği PET incelemeleri ile ortaya konmuştur. Pek çok çalışmada müziğin dinlendirici, rahatlatıcı, moral desteği güçlendirici özellikleriyle hastalıkların tedavisinde değilse bile, hastaların kendilerini iyi hissetmeleri amacıyla yararlanılabilecek ek bir destek olabileceği ortaya konmuştur. Kısacası müzik bir ilaçtır.