Paylaş
Masadaki dostlar beni soru yağmuruna tuttular. İlk soruları şuydu: En zararlı besinler hangileri? İşte yanıtım...
YAZ ‘gitti gidiyor’ ama yaz sofralarının keyfi bitmiyor. Havalar hafif serinlese de sofralar hâlâ bahçeler, balkonlar ya da teraslarda kuruluyor, püfür püfür esen yaz rüzgârı yemeğe lezzet ve keyif katıyor. İklim, sofra ve muhabbet güzel olunca da yemek sohbetleri uzadıkça uzuyor. İyi ki de böyle oluyor. Sofraların sohbet, muhabbet, paylaşma, kaynaşma, dertleşme ortamları olması sadece bedeni değil, ruhu da besleyen bir şey. Birkaç gün önce yine böyle güzel bir yaz akşamı sofrasına misafir oldum. Konuklardan biri ben olunca, sohbet bir noktadan sonra ‘yeme içme muhabbeti’ne dönüştü. Masadaki dostlar, özellikle evlerimizin yemek konusundaki değişmez patronları hanımlar, beni soru yağmuruna tuttular. İlk soruları şuydu: En zararlı besinler hangileri?
O akşam daha pek çok soru soruldu ama isterseniz bugün, yukarıdaki soruya verdiğim yanıtı size de özetlemeye çalışayım...
İLK SIRADA ŞEKER VAR
HER şey gibi besinlerin de iyileri, kötüleri, faydalıları, zararlıları var. Ama bazı besinlerin sırtlarındaki ‘zararlı’ damgası hiç kalkmıyor. Mesela şeker bunlardan biri, hatta birincisi. Şampiyonluğu kimselere bırakmıyor. Son zamanlarda pek sık yazdım ama bir kez daha hatırlatayım: Rafine şeker (ister beyaz, ister esmer olsun, ister şeker kamışı, ister şeker pancarından elde edilsin), meyve şekeri (ister taze sıkılmış meyve suyundan elde edilsin veya bol şekerli meyvelerden kazanılsın, isterse mısır kökenli fruktoz şurubu halinde kullanılsın), en zararlı yiyeceklerin başında geliyor. Dolayısıyla glikoz veya fruktozun girdiği her türlü tatlı da (özellikle kararında tüketilmedikleri zaman) zararlı olabilecek besinler listesinin ilk sıralarında yer alıyor.
ŞEKERİ UN VE NİŞASTA İZLİYOR
BENİM ‘zararlı besinler’ listemin ikinci sırasında beyaz un ve bundan üretilen her türlü yiyecek (ekmek, pastane, fırın ürünleri, unlu tatlılar, makarna, kuskus, börek, çörek, kurabiye) ile nişastadan zengin besinler var. Ayrıca işlenmiş her türlü karbonhidratı da bu gruba dâhil etmenin zorunlu olduğunu düşünüyorum. Grisini, kraker, bisküvi, gofret ve benzeri paketlenmiş gıdalardan en çok da bu nedenle hoşlanmıyorum. Yemeğe başlarken ‘zeytinyağına ekmek banmalar’ı, ‘pide içine peynir sarmalar’ı, ‘yemek üstüne unlu tatlılara yolculuk yapmalar’ı bu nedenle tavsiye etmiyorum!
TRANS YAĞLAR HASTA EDİYOR
BENCE trans yağlardan zengin yiyecekleri üçüncü sıraya koymalıyız. Kızartılmış her türlü yiyecek, özellikle de tekrar tekrar kullanılan kızartmalık yağlar trans yağ bombası haline dönüşüyor. Keyifle yediğiniz (sofralarımızda da sık sık yer alan) sebze kızartmaları, yağda kızartılmış unlu yiyecek ve tatlılar, özellikle de kızarmış patates ve benzeri besinler (mesela cipsler bu bakımdan çok ama çok tehlikeli atıştırmalıklardır) birer trans yağ bombasıdır. Pastane, fırın ürünü yağlı, unlu, şekerli veya tuzlu ürünlerin de trans yağdan zengin olabileceklerini bir kenara not edin. Trans yağların kanserden kilo sorununa, damar sertliğinden bellek problemine pek çok zararı olduğu unutulmamalı.
TUZA DİKKAT!
ZARARLI besinler listesinin dördüncü sırasına ise tuzu yerleştirmemiz lazım. Tuz sadece su tuttuğu, tansiyonu yükselttiği için tehlikeli kabul edilmemeli, özellikle rafine tuzun tam bir sağlık zararlısı olduğu akıldan hiç çıkmamalı. Sofralardan tuzluklar kaldırılmalı, yemeklere tuz eklenecekse, sağlam, güvenli, kaliteli ve temiz bir kaya tuzu temin edilmeye çalışılmalı. Tuz tüketimi arttıkça gıda tüketimi artıyor. Tuz (şeker kadar olmasa da) aşırı yemeye yol açtığından ve biraz da iştah açıcı olduğundan kilo almaya sebep olabiliyor. Tansiyon eğilimi olanlarda hipertansiyonu tetikliyor. Tansiyon hapı kullananlarda ayarı bozabiliyor.
FAST FOOD TEHLİKELİ
LİSTENİN beşinci sırasını ‘fast food’ yiyeceklere ayırmamız doğru olur. Aslında bir fast food dükkânında yiyip içebileceğiniz her şey, yukarıda saydığım ilk dört zararlı besin listesindekilerin hepsini fazlasıyla içerecektir. Ek olarak içindeki yağların da kalitesiz olabileceği aklınızda olsun. Çünkü fast food üreticileri (her ne kadar son zamanlarda zeytinyağı menüler, sebzeli, yeşili bol ürünlerle kafanızı çelmeye çalışsalar da) yukarıdaki dört zararlıyı bırakmayı göze alamıyorlar. Dahası fast food mönülerinin çoğu, doymuş yağlar, sağlığınızı tehdit edecek miktarda Mono Sodyum Glutamat (MSG) içerebiliyor.
VE SON SÖZ
Zararlı besinler konusu aslında oldukça uzundu. Ne ev sahibinin ne de konukların keyfini daha fazla kaçırmak ve biraz da masadaki beyaz ekmek, patlıcan biber kızartması, mantı, ev yapımı baklava ve dondurma servisini daha da tatsız hale getirmek istemediğimden konuyu kısa kesmeyi uygun gördüm...
Paylaş