Paylaş
Sigara dumanı için yaptığımız savaşın bir benzerini dizel egzoz gazları ile de yapmak gerekiyor. Hatta bu mücadelede geç bile kaldığımızı söyleyebilirim. Bakımlarını düzenli yaptırmayan otobüs, minibüs ve otomobillerden çıkan egzoz gazları sağlığımızı tehdit ediyor.
Kanser araştırmaları dizel araçların kullandığı egzoz emisyonlarının birçok kanserojenle dolu olduğunu gösteriyor. Özellikle trafiğin yoğun olduğu saatlerde dizel araçların egzozundan çıkan duman yükü, vücudumuzu öncelikle solunum sistemimizi tam bir kanserojen bombardımanına tutuyor. Dizel araçların egzoz atıklarında vücuda zararlı ne ararsanız var! Karbonmonoksit, bütadien 13, aromatik hidrokarbonlar, formandehit, benzen gibi uçucu gazlar bol miktarda bulunuyor. Bunlara nikeli ve arseniği ve başka kanserojen kimyasalları da ekleyebilirsiniz (İçme suyunda bulunan arsenik nedeniyle durumdan vazife çıkarmak isteyen ve bu çok önemli sağlık sorununu şu veya bu nedenle görmezden gelen ya da politik kavga aracı haline getirenlere duyurulur).
AKCİĞER KANSERİ RİSKİ ARTIYOR
Dizel araçların çıkardığı egzoz dumanlarında bulunan zararlı atıklara maruz kaldığımızda en büyük tehlikeyi akciğerlerimiz yaşıyor. Egzoz gazını fazla miktarda ve uzun süre soluduğunuz zaman akciğer kanseri riskini artırıyor. Örneğin bazı çalışmalar bu gazlara daha çok maruz kalan kamyon şoförlerinde, ağır iş makinesi operatörlerinde akciğer kanserine yakalanma riskinin arttığını ortaya koymuş. Bu gazların ve içindeki diğer atıkların mesane kanseri, pankreas ve böbrek kanseri, yutak ve gırtlak kanseri yapabileceğini de gösteren deliller var. Egzoz gazları kanın oksijen taşıma kapasitesini azaltıyor. Sinir sistemi ve kemik iliğine toksik etkiler yapıyor.
Göğüs hastalıkları uzmanları bu atıkların ve dumanların yalnız değişik kanserlere değil başka sağlık sorunlarına da yol açabileceğini gösteriyor. Bu gazları fazla miktarda soluyanlarda solunum yolu iltihapları daha sık görülüyor. Bu gazlar muhtemelen bağışıklık sistemini de olumsuz yönde etkiliyor, solunum sisteminin kendini temizleme görevini aksatıyor.
ÇOCUKLARA DİKKAT EDİN
Dizel araçların egzoz dumanlarını soluyanlarda ortaya çıkan sağlık tehditlerinin çok önemli olduğu bir grup da çocuklardır. Okul servislerinin çoğu dizel araçlardan oluşuyor. Bu araçlar nedeniyle özellikle trafiğin yoğun olduğu saatlerde anayollar ve okul çevrelerinde tehlikeli düzeylerde egzoz gazı birikiyor. Özellikle evi okula uzak olan ve trafikte uzunca bir süre seyahat etmek zorunda olan çocuklar için bu tehlike daha da önemli.
Anlatmak istediğimiz şey şu: Çevre sağlığı konusunda çok dikkatli olduğumuz zaten söylenemez ama hiç olmazsa egzoz gazlarının kontrolü düzenli ve dikkatli bir şekilde yapılmalı. Özellikle minibüs, belediye otobüsleri gibi toplu taşıma araçlarına -trafiği en çok bunlar işgal ediyor ve en çok bu araçlar trafikte seyrediyor- dizel yakıt sınırlaması getirilmeli. Hiç olmazsa okul servislerinde bu tür önlemler geç kalınmadan alınmalı. Çocuklarımızın sağlıklı geleceği adına buna mecburuz.
DİYET GÜNLÜĞÜ
Uyguladığım diyetle 4 ay gibi bir sürede ortalama 6 kilo verdim. Bana göre çok yavaş kilo veriyorum. Daha hızlı kilo vermem için önerileriniz nelerdir?
Yavaş yavaş giden kilolar
Kilo verme hızı yaş, cinsiyet, vücut ağırlığı, günlük aktivite düzeyi, öğün saatleri gibi birçok faktörden etkilenmektedir. İlk önce genel bir beslenme alışkanlıkları sorgulaması sorularınıza cevap almanız için iyi bir yöntem olabilir. Bunun yanı sıra kilo verme süreçlerinde ortalama üç aylık bir dönemde toplam ağırlığınızın yüzde 10’unu kaybetmeniz bizim uygulamalarımızda önerdiğimiz miktardır.
Zayıflama programlarına başlamadan önce genel bir tetkik değerlendirmesi için mutlaka bir doktordan yardım almalısınız. Diyet programınızın ilerleyişi konusunda ortaya çıkabilecek yavaşlamaların genel sağlık durumunuz ile ilgili olup olmadığını bilmek ve bu konuda yardım almak motivasyonunuzu yüksek tutacaktır.
Hızlı kilo vermek gibi bir kavram kişiden kişiye değişir. 90 kilo olan bir kişi ile 60 kilo olan bir kişinin kilo verme hızları mutlaka farklı olacaktır. Ayrıca ayda toplam 2 ile 4 kg ağırlık kaybı hedeflerinize ulaşmanız için emin adımlarla ilerlediğinizin göstergesidir. Hızlı kayıplar beslenme alışkanlıklarınızı değil vücudunuzun kas ve su dengesini değiştirecektir. Önemli olan verdiğiniz kiloları korumanıza yardımcı olacak doğru alışkanlıkları kazanmaktır. Porsiyon kontrolünün mutlaka beslenme eğitimi şeklinde size sunulduğu bir programı tercih etmenizi öneririz.
D vitamini hem kemikleri hem kalbi güçlendiriyor
D vitamininin kemikler üzerindeki etkisi tartışılmaz. Kalsiyum ve fosfor emilimini kontrol eden, osteoporoz ve kırık riskini azaltan D vitaminidir. Son zamanlarda elde edilen araştırma sonuçları, D vitamininin, kalp-damar hastalıkları riskini azalttığını da ortaya koydu. Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kilo fazlalığı, yüksek trigliserid sorunlarının yanı sıra otoimmün hastalıklar, bazı kanser türleri, enfeksiyonlar ve depresyon da D vitamini yetersizliği nedenlerinden biri olarak görülmekte.
Ne kadar D vitamini almalı
Erişkin dönemde, genel önerilen miktarlar: 50 yaşın üzerindeki kişilerde günde 200 UI (uluslararası birim); 51-70 yaş arası 400 UI ve 70 yaşın üzerinde 600 UI şeklindedir. Günde 800-1000 UI önerenler de vardır. Ancak 2000 UI’in üzerine çıkılmaması gerektiği de unutulmamalıdır.
Her derde deva güneş
Güneşten gelen Ultraviolet B (UVB) ışınlar, ciltte D vitamini yapımını başlatır. Güneşe maruz kalınan süre, mevsim, coğrafi bölge, yaş, cilt rengi D vitamini üretimini etkiler. UVB’den korunmak için krem sürünürken, güneş gözlüğü kullanırken, kışın üşümemek için sıkıca giyinirken daha az ışın aldığımızı ve daha az D vitamini ürettiğimizi fark etmeyiz. Ayrıca, kistik fibroz, inflamatuvar bağırsak hastalıkları, bazı karaciğer ve böbrek hastalıklarında yeterli D vitamini emilimi olmaz.
Kaynaklar
Süt ve süt ürünleri, tahıllar, ekmek, balıklar (özellikle yağlı balıklar, örneğin somon, ton), yumurta sarısı iyi birer D vitamini kaynağıdır. Besin desteklerinden de yararlanmak olasıdır. Mutlaka etiketlerdeki miktarlar okunmalı ve günlük toplam tüketim hesaplanmalıdır.
Felci önlemek için
Yağ tüketiminizi azaltın. Özellikle doymuş yağları sınırlamayı unutmayın. Bunun için daha çok zeytinyağı ve diğer bitkisel yağlar, daha az margarin ve hayvansal yağ kullanın.
Daha sık balık, sebze, tam tahıl, baklagil tüketmeye çalışın.
Sağlıklı kilonuzu korumaya, kolesterol sorununuz varsa azaltmaya, kan şekeri yüksekliğiniz varsa düşürmeye, tansiyon yüksekliğiniz varsa ayarlamaya çalışın.
Kilo almayın.
Uykusuz kalmayın.
Stresli biri olmayın. Öfkeden, hiddetten ve olumsuz düşüncelerden uzaklaşın.
Brokoli mi Brüksel lahanası mı
Bizim mutfak kültürümüz ne brokoliyle ne de Brüksel lahanasıyla uyuşmuyor. Ama bunların çok yakın akrabaları bizde de var ve severek ama yararlarını bilmeden yiyoruz. Karnabahar, beyaz ve karaláhana, turp, şalgam, su teresi, Brüksel lahanası ve brokolinin akrabalarıdır. Bunların hepsi antioksidan bakımından güçlü yiyeceklerdir. Kolon ve rektum kanserine karşı koruyucu olabildikleri, vücudun antioksidan kapasitesini yükselttikleri bilinmektedir.
Paylaş