Egzersiz güzelleştiriyor

Bu kural özellikle 50’li yaşlardan sonra çok ama çok önemli ve geçerlidir. Zaten bu nedenle de “yaşasın hayat yaklaşımı”nın temel ve vazgeçilmez mottolarından biri “50’li yaşlardan sonra ne yediğinizden çok ne yaptığınıza odaklanın” olmuştur. Araştırmalar da bu bilgiyi destekliyor. O araştırmalardan biri, geçtiğimiz günlerde önemli bir bilimsel dergide, Scientific Reports dergisinde yayımlandı. Peki, o çalışma bize neyi anlattı?

İYİ HABER AĞIRLIK ÇALIŞMALARI CİLDİ GÜÇLENDİRİYOR

JAPONYA’da önemli bir üniversitede -Ritsumeikan Üniversitesi’nde- yapılan bu yeni araştırma bize gösterdi ki “ağırlık çalışması yapan ve bu çalışmaları ısrarla sürdüren kadınlarda cilt elastikiyeti ve kalınlığında muazzam bir iyileşme” ortaya çıkabiliyor. Araştırmayı yürüten grubun sözcüsü Dr. Satoshi Fujita’ya göre, egzersizin her türlüsü cilt yaşlanmasını yavaşlatabiliyor. Ama yine bu araştırmaya göre, “kardiyo egzersizlerine oranla direnç egzersizleri/ağırlık çalışmaları” bu konuda daha fazla ve daha güçlü bir iyileşme sağlıyor. Bu iyileşmenin temel nedeninin ise düzenli ağırlık çalışmalarının/egzersizlerin kronik iltihaplanmayı baskılaması olduğu anlaşılıyor. Bilindiği gibi önemli bir yaşlanma tetikçisi olan inflamasyonu/iltihaplanmayı azaltabilirsek cilt yaşlanmasını geciktiren “bigilikan”ların üretimini de arttırabiliyoruz. Peki, kimdir, nedir, neyin nesidir o bigilikanlar? Yanıt için sonraki kutuya geçebilirsiniz...

KISA BİLGİ ‘BİGİLİKAN’LAR ÖNEMLİDİR

BİGİLİKANLAR özellikle kemik, kıkırdak, kiriş/tendon ve ciltteki hücre dışı yapıların temel unsurlarından biri sayılan çok özel doku güçlendirici maddelerdir. Basitçe glikozaminoglikanlardan biri olarak kabul edilir. Yaşlanma sürecinde gelişen kronik iltihaplanma süreçleri özellikle yaşlanma kendi haline bırakıldığında -egzersiz/aktivitelerden vazgeçildiğinde- bigilikanların üretimini yavaşlatıyor. Bu yavaşlama da zaman içinde ciltte kolajen ve elasten dahil pek çok destekleyici ve güçlendirici unsurun üretimini yavaşlatıyor. İşte bu nedenle 50’li yaşlar sonrasında kas rezervleri zaten azaldığı için hem bu azalmayı yavaşlatmak hem de kemik kas, kıkırdak, kiriş ve ciltteki bigilikan gücünü maksimuma çıkarmak için en az kardiyo egzersizleri kadar -yürümek kadar- ağırlık çalışmalarına da zaman ayırmamız gerekiyor. Tabii ki bunu yaparken vücudumuzun sınırlarına saygı göstermeyi de unutmamamız lazım.

UNUTMAYIN HER YAŞTA EGZERSİZ ŞART

EĞER yaşlanmanın bedeniniz ve beyninizde/bilişsel kapasitenizde oluşturabileceği olumsuz etkilerden uzak kalmak istiyorsanız, “en az sağlıklı beslenmek, yeterince uyumak, huzura odaklanmak” kadar “aktif ve egzersiz odaklı bir yaşam tarzı” oluşturmaya çalışın. Yaşınız ne olursa olsun mutlaka ama mutlaka hareket edin. Hiçbir zaman, hiçbir yerde 15-20 dakikadan fazla oturmayın ya da uzanmayın (Tabii ki uyku saatleri dışında!). Gerekiyorsa bastonunuzla, ihtiyaç duyuyorsanız yürütecinizle mutlaka ama mutlaka hareket edin. Bu hareket süreçlerini de küçük ağırlık denemeleriyle zenginleştirin. Unutmayalım ki “çölde çalı değil de gül yetiştirmek istiyorsak -ki mümkündür- çaba sözcüğünü yaşamımızın vazgeçilmezi” yapmak zorundayız.

BİR UYARI SICAK YORGUNLUĞUNA DİKKAT

AŞIRI sıcakların hepimizi “yaz yorgunu” yaptığı kesin. Aslında o yorgunluğu her yaz yaşıyoruz ama bu yaz aşırı sıcaklar nedeniyle neredeyse tavan yapmış durumda. Yaz yorgunluğu aşırı sıcağa uzun süre maruz kalmaların sonrasında özellikle sıvı tüketiminin de yetersiz kaldığı koşullarda birkaç gün içinde yavaş yavaş gelişen sinsi bir sorun. Yaz yorgunluğuna yaşlılar, özellikle kalp hastası olan idrar söktürücü ilaçlar kullananlar ve kontrolsüz egzersiz yapanlar daha kolay yakalanıyor. Bu sinsi yorgunluğa çoğu zaman “kas krampları, aşırı terleme, bulantı, kusma, baş ağrısı, baş dönmesi” gibi sorunlar da eşlik ediyor.

BİR ÖNERİ YAZ YORGUNLUĞU İÇİN TAVSİYELER

- Yeterince dinlenin.

- Düzenli sıvı tüketin.

- Sık sık duş alın veya soğuk su emdirilmiş süngerle bedeninizi ıslatın.

- Bulunduğunuz ortamı sık sık havalandırın.

- Gölgede ve sakin bir ortamda kalmaya çalışın.

BİRAZ İZİN...

BEN ve çalışma arkadaşım Polat bir hayli yorulduk. Sanırım biz de 2 haftalık bir yaz tatilini çoktan hak ettik. 2 hafta sonra yeniden bu köşede buluşmak dileğiyle ve müsaadenizle...