Paylaş
Yaşı 50’yi geçen erkekleri endişelendiren konulardan biri de testosteron (T) düşüklüğü. Belki de bu nedenle erkeklerin en çok okudukları sağlık yazıları, en çok ilgilendikleri sağlık haberleri “testosteron” ile ilgili olanlar.
Eh normal de sayılmalı, zira testosteron (T) düşünce yalnızca cinsellik azalmıyor. Yorgunluk, bitkinlik, uyku bozulmaları, depresif ruh hali, unutkanlık, yağlanma ve kilo alma gibi sorunlar da devreye giriveriyor. Kısacası “konu” önemli!
Gelelim “düşük Ö” konusuna, yani yeni habere! Araştırmalar orta yaş erkeklerinin kaygı duymaları gereken tek konunun “düşük T” olmadığını, kadınlık hormonu östrojenin de tıpkı düşük “T” gibi testosteronla birlikte azaldığını, bu durumun da tıpkı düşük T gibi yağlanma, cinsel istekte azalma, güç ve enerji kaybından sorumlu olduğunu gösteriyor!
“Zaten bu “düşük T durumu” ile başımız belada, bu “östrojen azalması”, yani “düşük Ö” durumu da nerden çıktı?” diyorsanız, buyurun...
NE YAPMALI?
Testosteron azalması, dolaylı ya da direkt yollarla kontrol altına alınabilen bir sorun. Ciddi ölçülerde “T” azalması olanlara, birçok hekim testosteron jelleri, bantları, hapları ya da iğnelerini öneriyor.
Erkekler ise (haklı olarak) “hormon takviyesi” yerine doğal takviye ya da biyolojik özdeş hormonlarla işi çözmeyi tercih ediyor. Ancak “yumurta kapıya dayanınca” yani işin bu tür oyalamalarla çözülemediği görülünce “testosterona evet” diyorlar.
Uzmanlar östrojen desteğini ise çok nadiren reçetelerine alıyor. Nedeni erkek vücudunda doğal olarak bulunan testosteronun bir kısmının zaten östrojene dönüştürülebiliyor olması. Yaş artınca testosteron düzeyi azalırken östrojen de azalıyor, testosteron yerine konulunca o da yükseliyor.
Çeşitli araştırma sonuçları, cinsel istek ve performansın hem östrojen hem de testosterona bağlı olduğunu, östrojenin yağ kütlesi ile, testosteronun ise kas kütlesi ve dolayısıyla güç ile ilişkilendirilmesi gerektiğini göstermiş. Tıpkı kadınlar gibi erkeklerin de yaşlandıkça testosteron hormonu takviyesine ihtiyaç duyduğu görüşü kuvvet kazanmıştır.
İLAÇSIZ OLMAZ MI?
Uzmanlara göre düşük T tanısı koyabilmek için kan testosteron düzeyi önemli olmakla birlikte hastanın yakınmaları ve fiziksel özellikleri de göz önüne alınmalı. Ayrıca beslenme, aktivite seviyesi ve genel olarak yaşam tarzının da hormon seviyesini etkilediği unutulmamalı.
Önemli bir nokta da şu: Düzenli egzersiz yapan erkeklerde daha yüksek testosteron düzeyleri var. Egzersiz asla ihmal edilmemeli. Alkolden, kafein içeren gıdalardan ve basit şekerlerden uzak, sağlıklı bir beslenme programı testosteronu korumaya yardımcı oluyor.
Ama ne yapılırsa yapılsın bazı erkekler, hatta sağlıklı da olsalar yaşlanma ile birlikte beklenenden daha sert, derin, şiddetli bir testosteron düşüşü yaşayabiliyor. Yaşı 50’yi, 60’ı geçen erkeklere verilmek istenen mesaj şu: Yaşlılığa bağlı sağlık sorunları ve hastalıkların oluşmasını beklemeyin. Gençken edineceğiniz doğru alışkanlıklar özellikle “hareketli bir hayat, doğru beslenme, güzel uyku ve stres yönetimi dörtlüsü” tüm yaşamınızı, genel sağlığınızı, dolayısıyla huzur ve mutluluğunuzu etkiler.
NASIL BESLENMELİ?
MENOPOZDA NE YEMELİ, İÇMELİ?
1- Şeker ve şekerli yiyeceklerden uzak durun
2- Günde 2 su bardağı az yağlı süt-yoğurt tüketin
3- Günde 3 köfte kadar et ve et grubu besin tüketin
4- Günde 1 köfte kadar az yağlı peynir tercih edin
5- Haftada 2-3 kez balık yiyin
6- Haftada 3-4 kez kuru baklagil tüketin
7- Yağ seçiminizi zeytinyağından yana kullanın
8- Ara öğünlerinizde badem, ceviz veya fındık yiyin
9- Bol sebze tüketin
10- Meyveleri mümkünse kabuklarıyla yiyin
11- Beyaz un ve nişastalı yiyeceklerden kaçının
12- Paketlenmiş, hazır ürünlerden uzak durun
13- Tuz tüketiminden kaçının
14- Turşu, salamura ve şarküteri ürünlerinden uzak durun
15- Çay, kahve gibi kafeinli içecekleri sınırlandırın
16- Kolalı içecekleri tüketmeyin
17- Metabolizmanızı hızlandırmak için az ve sık yiyin
18- Her gün bol sıvı alın
BİR BİLGİ
BİOTİN NE İŞE YARIYOR?
B vitamini ailesinin üyelerinden biri olan biotin, özellikle saç ve tırnak sağlığı bakımından önemli. Biotin desteği kadınlarda da erkeklerde de saç ve tırnak sorunlarını azaltıyor. Özellikle erkeklerde düzenli kullanıldığında saç dökülmesini de önleyebilen bir vitamin. Biotinin saç ve tırnaklar dışında kas ve sinir dokusunun fonksiyonları için de gerekli olduğu unutulmamalı.
Prensip olarak biotin eksikliği ile pek sık karşılaşılmıyor ama yine de özellikle saç-tırnak sorunu olanlarda biotin seviyelerine bakmakta fayda var. Bazı laboratuvarlar bu ölçümü yapabiliyor, destek tedavisinin dozu bu ölçümlere göre ayarlandığında daha iyi sonuç veriyor.
Biotinden zengin gıdalara gelince: Pişmiş yumurta sarısı, et, süt ve süt ürünleri, tahıl grubu yiyecekler ve bira mayasında bol miktarda biotin var. Yumurtanın çiğ yenmesi ise biotinin emilmesini engelliyor, pişmiş yemek lazım. Çiğ yumurtanın beyazında bulunan avidin isimli protein de biotinin emilimini engelleyebiliyor.
Paylaş