Bazı cilt kremlerinin kırışıklık tedavisinde de faydalı olabileceğinin anlaşılması büyük bir pazar yarattı.
Pazarın dünya ölçeğinde büyüklüğü 10 milyar doları geçiyor. Dermokozmetikler diye bilinen bu alanın ana oyuncularından biri de doktorlar. Bazı popüler kozmetik dermatolog ve estetik cerrahlar kendi ürünleri ile piyasaya girdi. Pazarın ilk ürünleri Yale Üniversitesi kökenli Dr. Perricon’un ürünleriydi. Bunu Kaliforniyalı Dr. Murad ve diğerlerinin ürünleri izledi. Dr. Perricon ve Murad arasındaki rekabet şimdi bizim ülkemizde yaşanıyor. Kozmetik ürün satıcıları ve eczanelerin vitrinlerini Perricon’un, Murad’ın ürünleri, doktorların resimleri süslüyor! Yani “Dr. Perricon, Dr. Murad’a karşı!” gibi bir durum söz konusu. Bakalım hangisi kazanacak! Bana sorarsanız bu ürünlerin herhangi birini satın almadan önce iyi bir araştırma yapın ve mümkünse ilaç firmaları tarafından geliştirilen ürünleri tercih edin, derim. İçinde idebenon, CoQ10, resveratrol, alfa lipoik asit, yeşil çay özleri, hiyalüronikasit ve peptitler bulunan ürünleri tercih etmenizi tavsiye ederim.
Ayrıca bu ürünleri satın almadan önce mutlaka bir kozmetik dermatologla da görüşmeye çalışın. Kırışıklık tedavisinde kullanılan krem ve serumlar çok pahalı ürünler. Paranızı sokağa atmayın ve işin uzmanı bir dermatologdan yardım isteyin. Eczanelerde satılan ürünlerin daha güvenli olabileceğini hatırlayın. Mucize tavsiyelere inanmayın. Beklentinizi abartmayın (Bu ürünlerin çoğu vaat ettiklerinin en fazla yüzde 10’unu gerçekleştirebiliyor). Son olarak bizim o eski cümlemizi bir kenara yeniden not alın: Cilt içerden beslenir, dışardan desteklenir.
Elma sirkesi işe yarıyor mu?
Eğer bu soruyu sağlığınız için soruyorsanız, yanıtı evet. Elma sirkesinin damar sağlığına, kan basıncı ayarına faydalı olduğu, bağışıklık sistemini güçlendirdiği, gaz, şişkinlik, hazımsızlık gibi sorunlarla mücadeleyi desteklediği biliniyor. Elma sirkesinin kilo kaybı yapıp yapmadığı konusuna gelince... Bu konuda güvenilir bir çalışma yok. Elde birkaç olumlu rapor var ama bunlar da henüz yeterli değil. Bana göre elma sirkesini salatalarınıza ve diğer yiyeceklerinize lezzet katmak için ekleyebilirsiniz. Ama kilo kaybı konusunda ondan pek fazla bir şey beklememelisiniz. Daha önce de yazdık, bir daha hatırlatalım: Ne elma sirkesi, lahana, salatalık, karahindiba hapları, ne de kurutulmuş yosun tozları ile kilo kaybetmeyi düşünmeyin.
Proteinle karbonhidratı ayırmak faydalı mı zararlı mı?
Fazla kilolarınızın bugünlerde gözünüze biraz daha battığının farkındayım, çünkü elektronik postama her gün 40-50 civarında, “Hocam bu kiloları ne yapacağız” diye başlayan mektuplar yağıyor. Bunların çoğu da “Nasıl daha hızlı kilo verebilirim” cümlesiyle noktalanıyor. Bana yazanların içinde “Proteinle karbonhidratı ayırsak, protein ağırlıklı beslensek ve karbonhidratları farklı öğünlerde yesek daha hızlı kilo verir miyiz” diye düşünenlerin sayısı bir hayli fazla. Ayırma, birleştirme, çarpma, bölme, çıkarma adına ne derseniz deyin bu tür faydasız tavsiyelerden uzak durmanızı öneririm. Kilo vermek istiyorsanız daha az yemeye, kalorisi düşük besinleri tercih etmeye ve daha çok hareket etmeye başlamalısınız. Ayırma diyeti diye bilinen ve bir zamanlar bir hayli popüler olan Montignac Diyeti de eskimiş diyetler mezarlığındaki yerini çoktan aldı. Bu diyeti önerenlerin ileri sürdüğü gerekçelerin palavra olduğu yıllar önce anlaşıldı.
Süt mü, yoğurt mu?
Ben sütün de yoğurdun da mükemmel besinler olduğunu düşünüyorum ama oyumu her zaman yoğurttan yana kullanıyorum. Bunun nedeni , dengeli protein, yağ, karbonhidrat yapısı ve güçlü vitamin mineral içeriği. Yoğurtta bulunan probiyotik bakteriler bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Besinlerin daha iyi emilmesini destekleyerek, pek çok problemin çözümüne yardımcı oluyor. Yoğurt da tıpkı süt gibi büyümeyi destekliyor, kemik ve dişe ihtiyacı olduğu kalsiyumu, dokuların gelişim ve tamirinde kullanılan aminoasitleri bol bol kazandırıyor.
Şeker hipoglisemiyi tetikler mi?
Eğer hipoglisemi sorunu olan biriyseniz prensip olarak şekerli yiyeceklerden, şekerlerden, hatta un ve nişastası yoğun besinlerden uzak durmanızı öneririm. Eğer sinirlilik, baş ağrısı, uyku hali, yorgunluk, odaklanma güçlüğü, terleme, çarpıntı gibi hipoglisemi şikâyetleriniz varsa sık aralıklarla küçük miktarlarda beslenmeye ve tatlı oranı yüksek her türlü besinden uzak durmaya gayret etmenizde fayda var.
Tatlandırıcıların kilo kaybına faydası var mı?
Beslenme uzmanlarına sorarsanız yok! Beslenme uzmanları tatlandırıcıların bir miktar kalori tasarrufu sağlasalar da kullanıcıları eskisinden daha fazla yemeye yönelttiğini düşünüyorlar. Bunun nedeni olarak da yapay tatlandırıcıların sadece dili aldattığını, doyma hissi oluşturamadığını, bu nedenle de daha fazla yeme duygusunu kamçıladığını ileri sürüyorlar. Kısacası kilo kontrolünde tatlandırıcılardan da fazla bir şey beklememek gerekiyor. Bu ürünleri daha çok şeker hastalarının kullanmasında fayda var. Aynı okurumuz “Hangi tatlandırıcı daha sağlıklı?” diye bir soru daha yöneltmiş. Bu soruyu da yanıtlamak kolay değil. Ben hiçbir tatlandırıcının diğerinden üstün olmadığını düşünüyorum. Hangisi ucuzsa onu kullanmanızı öneriyorum. Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış tatlandırıcılardan hiçbirinin sağlık riski olmadığını düşünüyorum. Sırası gelmişken pazara yeni giren bir tatlandırıcının nasıl olup da bir kanser vakfı tarafından önerildiğini anlamakta güçlük çektiğimi de belirteyim. Bu “tavsiye etme-önerme” işini de biraz sulandırıyoruz gibime geliyor. Ne dersiniz?