Paylaş
Lezzetli ve kaliteli şeyler yiyip içerek doğru beslenmek hayatınızın her döneminde önemli ama bana sorarsanız orta yaşlar ve sonrasında bu iş daha ciddi bir konu haline geliyor. Çünkü bu dönem bedenin yıkım süreçlerine girdiği, yıkım ekipleri (!) tarafından neredeyse işgal edildiği, kısacası yaşlanma ya da hastalanma eğiliminin arttığı bir zaman dilimi. Zaten bu nedenle de orta yaşlar ve sonrasında elzem aminoasitlere –mesela taurin, lizin, arginin-, elzem yağlara –mesela DHA ve EPA-, bazı vitaminlere –mesela D, B 12 vitaminleri-, bazı antioksidanlara –resveratrol, lütein, likopen gibi- ihtiyaç artıyor.
Diğer taraftan yaşamsal bir zorunluluk olan enerji ihtiyacınızı karşılayabilmeniz için hayatın her döneminde (çocuklukta, gençlikte, yaşlılıkta) mutlaka karnınızı doyurmanız zorunlu ama orta yaş ve yaşlılıkta beslenmekten söz edildiğinde konu başka bir anlam kazanıyor. ‘İyi beslenmek’ bu dönemde sadece ne kadar değil, neleri, ne zaman, ne sıklıkta ve hangi oranlarda, nelerle birlikte yediğinizi planlamanız anlamına da geliyor. Hayatın bu döneminde iyi beslenenler daha güçlü oluyor. Hücreleri daha az yıkıma uğruyor, daha geç yıpranıyor, yaşlanıyor, yıkım süreçlerine daha çok direnebiliyor. İyi beslenenler yıkılanları, dökülenleri yaşlanıp pörsüyenleri daha kolay onarabiliyor. İyi beslendiniz mi bağışıklığınız daha güçlü, metabolik yapılanmanız daha formda, hormonlarınız daha kifayetli kalıyor. Ayrıca iyi beslenenlerin kendilerini daha iyi hissettikleri, ruhsal sorunlarla daha az karşılaştıkları, stresle daha kolay mücadele edebildikleri biliniyor. İyi beslenmek belleğinize, uykunuza, cinselliğinize farkında olmadığınız katkılar sağlıyor.
ZENGİN İŞİ DEĞİL AKIL İŞİ
Hikâye bununla da bitmiyor. İyi beslenmek sizi kanserden, kilo fazlalığı veya şişmanlıktan, şeker hastalığı ve hipertansiyona yakalanmaktan, hatta kemik erimesi gibi yaşlılık sorunlarından da koruyabiliyor.
Kısacası yaşınız kırkı geçti mi iyi beslenmek her şey değilse de çok önemli bir konu haline geliyor. Zaten bu nedenle de biz Yaşasın Hayat ekibi olarak bu sayfalarda size iyi beslenmenin yol haritalarını anımsatmaya, püf noktalarını anlatmaya ve öğrendiklerinizi daha doğru biçimde uygulamanızda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Beslenmenizi yalnız yaşınıza göre değil, cinsiyetinize, işinize, sağlık risklerinize, genetik yapınıza, geçirdiğiniz ya da gelecekteki muhtemel sağlık sorunlarınıza göre de planlamanız gerektiğini sık sık hatırlatıyoruz. İyi beslenmenin ‘zengin işi’ bir süreç değil, ‘akıl işi’ ve dikkat gerektiren bir iş olduğunun altını tekrar tekrar çiziyoruz.
Lütfen ne yiyip içtiğinize dikkat edin. Besin paketlerinin etiketlerini dikkatle okuyup inceleyin. Neleri, ne zaman, ne sıklıkta, nelerle yiyip içmeniz gerektiğini anlamaya gayret edin. Unutmayın! İyi beslenmek, sağlıklı bir hayatın anahtar cümlesidir.
Mangal keyfinin sağlık riski nasıl azaltılır?
Hafta sonları mangal keyfi yapmayı sevmeyen var mı? Ama bilim maalesef bu işin de keyfini kaçırdı! Ben hafta sonu mangal sefasının sanıldığı kadar kötü bir alışkanlık olduğunu düşünmüyorum. Mangal keyfinin eski tadının kalmamasının sebebi fazla miktarda et tüketiminin ve kızartılmış -yanmış- etin bazı sağlık sorunlarını tetiklediğinin anlaşılması. Kırmızı et veya tavuk dikkatli pişirildiği ve makul ölçülerde yenildiği sürece son derece faydalı bir besin olmaya devam ediyor. Yeter ki yağlı kısımları mümkün olduğu kadar ayrılabilsin, tüketim sıklığı haftada 2-3 ile sınırlanabilsin. Mangal yaparken etin kömürleşmemesine, yanmamasına, özellikle alevle temas etmemesine de dikkat etmeniz gerekiyor. Yanmış et (özellikle kalın bağırsak kanseri yönünden) önemli bir sağlık riski oluşturuyor. Sıcak kömürlerin üzerine damlayan yağların neden olduğu dumanın içinde poliaromatik hidrokarbonlar ve kanserojen başka maddeler var. Ayrıca mangalda et keyfi yaparken bol miktarda sebze tüketilmesi de önemli. Çünkü sebzedeki kanserojenler ve posa yapısı koruyucu bir etki sağlayabiliyor. Mangal yaparken kullandığınız ızgarayı her kullanımdan sonra yıkamayı ihmal etmemeniz de gerekiyor. Tavuk etinin yüzeyinin siyahlaşmadan pişirilmesi gerekiyor. Pişirilmiş her türlü etin siyahlaşmış bölgelerini temizlemeden yememeniz de daha doğru bir seçim. (İkinci Hayat kitabından alınmıştır. İkinci Hayat/Doğan Kitap/2010)
Paylaş