Dikkat! Yangın var!

Vücudun neresinde olursa olsun her türlü iltihabi süreç, içimizde biz fark etmeden ‘yanan alevler’dir ve dikkatle izlenmeleri, baskılanmaları gerekir. Nedeniyse, özetle şu…

Haberin Devamı

Bağışıklık sistemimiz mükemmel bir gözlemevi ve organize güvenlik sistemi gibidir.
Yüzlerce tarama kamerası, yüzbinlerce askeri (T hücreleri), birbirinden farklı silahları (antikorları) yanında organize güvenlik yapılanması sayesinde, bedenimizde neler olup bittiğini sürekli izler, gözetler. Gereğinde de hemen müdahale eder. Sistemi harekete geçirebilen herhangi bir uyaran, düşük yoğunlukta bağışıksal iltihabi yanıtlara yol açabilir ve bu “düşük yoğunluklu savaş” (inflamation/iltihaplanma) yıllarca sürebilir.
Biz acı, ateş, ağrı, sızı hissetmeyiz ama yangın içten içe devam eder. Bu tür kronik iltihabi süreçlere “yangısal süreçler” dememiz bundandır. İşte bu “sıradan yangısal süreçlerin” de uzun dönemde önemli “sağlık tehdidi” haline gelebilecekleri biliniyor. Vücuttaki her türlü iltihabi yanıtın dikkatle izlenmesi ve baskılanması gerekiyor.

Haberin Devamı


DAVETSİZ MİSAFİR


Bir yerinizi böcek ısırır, bir organınızı mikroplar istila eder, elinizi kolunuzu bir yere çarparsanız orada dokusal bazı yanıtlar oluşur. O bölge kızarıp şişer, ısınır ve ağrır.
Sebebin bir mikrop, mantar, parazit, alerjen, bir toksin ya da bedene yabancı bir cisim (mesela bir tahta parçası) olması fark etmez. Vücudunuz tanımadığı, davetsiz her misafire doğal, beklenen, olması gereken bir “bağışıklık yanıtı” verir ve bu sıradan bir “SAVUNMA” reaksiyonu, bir “DİRENME” durumudur.
Ne var ki, doku veya organlar bağışıklık yanıtlarını bazen abartabilir. Hatta “iç hesaplaşmalar, kavgalar, itişip kakışmalar” nedeniyle durduk yere iltihap (inflamation) üretebilir. Dahası bu tür kontrolsüz yanıtlar yıllarca sürebilir.
Örneğin bir damarın duvarında gelişen iltihabi yanıt 5-10 yıl sonra o damarı tıkayabilen plakların oluşumuna yol açabiliyor. Diş etleri ya da köklerine yerleşmiş sıradan iltihabi süreçler, bağışıklık sistemini de tahrik ederek böbrek, kalp ya da beyin damarlarında iltihap üreten (vaskülit) süreçler yaratabiliyor. Kısacası kronik iltihapların, yani “gizli yangınların” yaşlılıkla ilişkili hastalıkların önemli nedenlerinden biri olduğu anlaşıldı. YANGINA DİKKAT EDİN!

Haberin Devamı

CRP TESTİ NEDEN ÖNEMLİ?

Son yıllarda yıllık sağlık taramaları yaptıranlara, “inflamation/iltihap” olup olmadığını araştırmak amacıyla “hs-CRP” ölçümleri yaptırmasını tavsiye ediyoruz.
Bu ölçümlerde belirlenen yüksek değerlerin ciddiye alınıp araştırılmasını istiyoruz. Zira yüksek CRP (hs-CRP) rakamları sadece gizli bir enfeksiyona değil, obeziteden insülin direncine, romatizmadan kansere, hatta damar duvarına yerleşip sürekli büyüyen aterosklerotik bir plağa işaret edebiliyor.


Midenizle konuşun


Benimle ilk karşılaşanların aklına hemen “yeme-içme” konusu geliyor. Bu karşılaşma bir akşam yemeğine denk gelmişse durum daha da karışıyor. Komşu masadakiler önce ne yediğimi izlemeye, masadaki misafirlerimi ise –aç kalacakları endişesiyle- üzüntüyle seyretmeye başlıyorlar. Neyse ki bu durum, kısa sürede değişiyor. Masa komşularımız yediklerimizi görünce şaşırıp kalıyorlar.
Benim için de, sizin için de değişmeyecek bir gerçek var ve onu hepimizin bilmesi lazım: Yemek mutluluktur!
Özellikle aileyle veya dostlarla yenen zevkli bir akşam yemeğinin yerini hiçbir şey tutmaz. Yerken ne kadar rahatsanız o kadar iyi çiğner, yavaş yer, sindirim sisteminizi o kadar iyi çalıştırır ve az kilo alırsınız. O yemek tansiyonunuzu, nabzınızı yükseltmez. Siz sadece “midenizle konuşun”. Size doğru yiyip yemediğinizi, doyup doymadığınızı, tatlı siparişine ihtiyaç duyup duymadığınızı beyniniz ve damağınız değil, mideniz söyleyecek, en doğru yanıtı verecektir.

Haberin Devamı


Diyet yapmak aç kalmak değil

Kilo problemi olanların canlarını sıkan, bunaltan sorunlardan biri diyetisyenlerin ısrarla dayattığı “kalori sayım memurluğu!”dur. Oysa diyet yaparken de “doyana kadar yemek” her zaman mümkün. Yapılması gereken şu:


BOL BOL SEBZE


Yüksek oranda lif/posa içeren ve su içeriği yüksek olan gıdalarla açlık duygusunu baskılamak! Bunun yolu sebze tüketimini arttırmaktan geçiyor. Hele hele çiğ sebzeleri akıllıca tüketecek olursanız (salatalar) işi kolayca çözüyorsunuz.
Diyelim ki çiğ ya da haşlanmış sebzeler derdinize çare olmadı. İkinci bir alternatif daha var:
Sebze yemekleri ve sebze çorbaları! Sebze çorbaları mükemmel birer başlangıç yemeği, etkili birer tokluk seçeneğidir. Kısacası “diyet yapmak=aç kalmak” değildir.

Haberin Devamı

GERİLMEYİN AMA GERİN


Gerilmek, özellikle ruhsal anlamda sağlığın ve iyi hayatın düşmanıdır ama konu egzersiz olduğunda germe çalışmaları mükemmel sonuçlar verir. Germe egzersizlerinin esenlik ve keyif vereceğinden, sakatlanma riskinizi azaltıp sizi daha formda, ince ve zarif göstereceğinden emin olabilirsiniz. Germe egzersizleri dengenizi güçlendirir. Düşme ihtimalinizi azaltır. Daha az ağrı hissetmenize yardımcı olur.


Ruha da ‘yarar’


Kısacası “kilo kontrolü için” daha çok yürüyün, sık yürüyün ama kendinizi daha iyi hissetmek istiyorsanız germe egzersizlerini de ihmal etmeyin.
Bu egzersizlerin yalnızca bedensel değil, ruhsal faydalarının da altını çizmemiz lazım. Bunlar zihinsel gerilimi azaltıyor, gevşemeyi, rahatlamayı da sağlıyor. Yoga mükemmel bir germe egzersizidir. Özellikle son zamanlarda popüler hale gelen Hatha yoga en çok tavsiye edileni. Pilates de bir diğer germe egzersizi. Önerim germe egzersizlerine bir uzman desteği ile başlamanızdır. Yaşınızın önemi yok, her yaşa uygun germe egzersizi bulunabiliyor.

Yazarın Tüm Yazıları