Dikkat edin şeytan üçgenine siz de girmeyin

Stres de, kortizol ve insülinin fazlası da birer yaşam törpüsü. Bazı durumlarda bu üçlü “bermuda şeytan üçgeni” gibi çalışıyor, bizi toplu halde kuşatıyor.

Haberin Devamı

Stres de, kortizol ve insülinin fazlası da iyi bilinen birer yaşam törpüsü. Üçünün de fazlası sağlığı riske sokuyor. Bu nedenle üçü için de ciddi “doz ayarlaması” gerekiyor.
Diğer taraftan bazı durumlarda bu üçlü bir arada yani toplu halde de bizi kuşatabiliyor.
İşte bu “stres-kortizol-insülin” üçlüsünün oluşturduğu ortak üçgen sağlığımız bakımından “bermuda şeytan üçgeni” gibi çalışıyor.
Üçgenin içine düşen iflah olmuyor. Bir kez düşüldü mü sağlık sorunları, hatta yaşamı tehdit eden ciddi hastalıklar birbirini izliyor. İşte o sorunlar ve hastalıkların listesi:
- Tatlı krizleri
- Yeme atakları
- Kilolar
- Yağlı karaciğer
- Tembellik, yorgunluk ve halsizlikler
- Hipoglisemi atakları
- Yükselen kan şekeri
- Artan kolesterol ve trigliserid seviyeleri
- Hiperürisemi
- HDL (iyi) kolesterolde azalma
- Kan basıncında artma
- Damar sertliği
- Kalp krizleri ve felçler

Haberin Devamı

“KİLO SORUNUM VAR” DİYENLERE

5 mühim hatırlatma

- Diyetler yalnızca kilo verdirir. Egzersizler ise bir yandan kilo verdirirken, diğer yandan performansınızı da artırır.
- Diyetler sadece yağ eritir. Egzersizlerse hem yağ eritir hem kas geliştirir.
- Yanlış diyet sadece yağları değil, kaslarınızı da eritir. Kaybedilen her bir gram kas ise bin bir zahmetle verilen kiloların yeniden ve fazlasıyla geri gelmesi anlamına gelir.
- Diyetler, karın içi yağlardan çok deri altındaki yağlarınızı eritir. Diyete egzersizin eklenmesi ise deri altındakilerden önce karnınızın içindeki yağları minimuma indirir.
- İnsülin direnci, karaciğer ve kasların insüline duyarsızlaşması, insülin-şeker sistemine kapılarını kapatması demektir. Bu duyarsızlığı azaltmanın en etkili ve kalıcı çözümü ise kasları kullanmak, harekete zorlamaktır. İnsülin direncinizi kırmak istiyorsanız mutlaka düzenli egzersiz yapın, yani YÜRÜYÜN.

BİR BİLGİ

Su içmek ödem yapmaz

Sabah yaptığınız ilk idrar haricinde eğer her seferinde çok açık sarı renkte, hatta neredeyse su berraklığında idrar yapabiliyorsanız yeterince su içtiğinizden emin olabilirsiniz.
Fazla su içmenin vücutta su birikimine/ödeme yol açıp açmadığı sorusunun yanıtına gelince: Ödem vücutta hücreler arası mesafede olması gerekenden fazla sıvı birikimini ifade eder.
Genelde göz çevresinde ve ayak bileklerinde şişliklerle kendini belli eder.
Ayrıca bir gerginlik ve kilo artışına da yol açar.
Gerçek bir ödemden bahsettiğimizde kalp, karaciğer, böbrek gibi organlarda önemli bir yetmezliğin varlığı akla gelir. Ama “Su ödem yapar mı?” sorusunun en sık gündeme geldiği süreç kilo kaybı yani diyet programlarıdır.
İçilen su biraz fazla bile olsa sağlıklı birinde asla ödeme yol açmaz.
Sağlam bir beden ne kadar su içerseniz için su dengesini kolay kolay bozmaz.

Haberin Devamı

Her gün yiyorsunuz her gün yürüyeceksiniz

Her gün en az üç kez bir şeyler yiyip içiyorsunuz. Düzenli egzersiz yapmadan, yani bedeninize giren o kalorilerin fazlasını kaslarınızda enerji olarak yakmadan geçirdiğiniz her gün göbeğinize ve karaciğerinize bir miktar yağ depolarsınız.
Kısacası fit olmanın da, kalmanın da çözümü açık ve nettir:
* Bedene giren toplam enerji miktarı da şeker veya hızla şekere dönüşebilen enerji kaynaklarının miktarı da azaltılacak.
* Beden kas çalışmasına zorlanıp fazla şeker hemen o gün yakılacak.

Sarı nokta hastaları neler yemeli?

Makulanın (sarı nokta) pigment düzeyini artırmanın en kolay yolu doğru besin seçmekten geçiyor. Makula dostu besinlerin başında da ISPANAK var.
Listenizde daha pek çok “iyi besin” olmalı. Mesela lütein zengini yumurta sarısı ve sarı-turuncu dolmalık biber. Mesela bugünlerde pek bol bulunan süt mısır, şalgam, kıvırcık lahana. Peki neden? Bunların hepsi birer lütein, betakaroten, CoQ10, alfa lipoik asit, glutation, antioksidan C ve E vitaminleri, demir, magnezyum, çinkodan zengin besinler de ondan.

Haberin Devamı

Fibrokistik meme kanser habercisi mi?

Fibrokistik meme hastalığı orta yaşlı her üç kadından birinin karşılaşabileceği yaygın bir sorun. Bu kistlerden bazılarının potansiyel olarak tümöre dönüşebilme eğiliminde oldukları da doğru. Ama yine de problemi gereğinden fazla büyütmemek gerekiyor.
Yeni teşhis edilen bir fibrokistiniz varsa doktorunuzun verdiği takip programına uyun. Yıllık kontrollerinizi ihmal etmeyin.
Önemli bir ayrıntı da şu: Fibrokistler bazen arka plandaki sinsi bir meme kanserini maskeleyebiliyor. Fibrokistik meme hastalığı olduğu düşünülen her kadın sadece el muayeneleri ile değil, ultrasonografi ve mamografi gibi modern tarama teknolojileri ile de izlenmeli. Herhangi bir şüphe söz konusu olduğunda ise biyopsi ile doku örneği alınıp patolojik teşhis kesinleştirilmeli.
Peki, alınabilecek tedbirler neler? Fibrokistik kadınların varsa fazla kilolarını vermeleri, şekerli, unlu besinlerden uzak durmaları, insülin direnci sorununu çözmeleri, meşrubatlara, alkole itibar etmemeleri, sebze ağırlıklı beslenmeleri öneriliyor.

Haberin Devamı

Mutfağınızda prebiyotik var mı?

Probiyotik bakterilerin beslenmek için özel bazı gıdalara ihtiyaçları var ve o gıdalara prebiyotik besinler deniyor.
Siz ne kadar çok ve sık prebiyotik besin yerseniz probiyotik gücünüz o oranda artıyor. Onları lütfen daha sık ve bol tüketin.
Tüketin ki daha çok ve çeşitli “probiyotik güç” geliştirin.
- Sebzeler: Pırasa, yer elması, bamya, enginar, kereviz, domates, soğan, sarımsak, hindiba, kuşkonmaz, hardal bitkisi
- Kurubaklagiller: Fasulye, mercimek, bezelye, nohut
- Tam tahıllar: Tam buğday, yulaf, karabuğday, arpa, kepekli pirinç
- Yağlı tohumlar: Ceviz, badem, fındık, keten
tohumu
- Meyveler: Zeytin, muz, üzüm, çilek, elma

 

Yazarın Tüm Yazıları