Depresyona dikkat edin

Yalnızca ruhumuz veya bedenimizde değil, işimiz, eşimiz, çevremizde de problemler yaratır. Depresyon da bunlardan biridir.

Depresyondaysanız eğer, sadece siz “üzgün, yorgun, çökkün, bitkin”, sadece siz “öfkeli, uykulu ya da uykusuz ve unutkan” değilsinizdir. Çevreniz de sizin sorununuza bir şekilde ortak olur.
Eşiniz “kendisiyle yeteri kadar ilgilenmediğinizden”, çocuklarınız “olur olmaz şeylere sinirlendiğinizden”, patronunuz veya iş arkadaşlarınız “işinizi aksattığınızdan”, arkadaşlarınız da “eski tadınız, tuzunuzun kalmadığından, kendilerini arayıp sormadığınızdan” şikayet etmeye başlar.
Bu nedenle de depresyon kişisel bir sorun olmanın ötesinde, ailevi, ekonomik ve sosyal bir problemdir.
İşte bu nedenle sorunu erken dönemde tanımlamakta ve işi fazla uzatmadan tedavi olmakta bu beladan bir an evvel -işi uzatmadan- kurtulmanızda fayda var.

BİR BİLGİ

Depresyon ne yapıyor?
Depresyonun pek çok belirtisi var ama ciddi bir çökkünlük hali geleceğe ilişkin umutların neredeyse bitme noktasına varması, sürekli kendini eleştirme durumu, uykuya dalmakta zorluk çekmek ya da uykuyu sürdürmede zorluklar yaşamak, sabahları erkenden uyanmaya, sonra da uykuya yeniden dalamamaya başlamak, iştah bozuklukları, yani çok ya da az yemek, kilo almak ya da vermek ilk akla gelenler...
Bunlara dikkati yoğunlaştırmada, konsantre olmada zorlanma, anımsama/hatırlama yeteneğinde azalma, yani unutkanlık hali, bitip tükenmez bir yorgunluk, enerjisizlik, bitkinlik durumu, cinsel isteğin azalması, baş ve vücut ağrıları, hatta zaman zaman ortaya çıkan baş dönmeleri, kulak çınlamaları gibi sorunları da eklememiz lazım.
Kısacası depresyonun taklit etmediği hastalık, ortaya çıkarmadığı belirti neredeyse yok gibi bir şey.

DİKKAT

Neden önemli?
Yetişkin her 5 kadından, her 10 erkekten birinin depresyona yakalanma ihtimali var, yani yaygın bir hastalık da onun için önemli.
Bir kere depresyona yakalandınız mı işi kökünden halledemez, tam ve etkili bir tedavi sağlayamazsanız eğer, ikinci tekrar ihtimali yüzde 40, üçüncü tekrar ihtimali yüzde 60, dördüncü tekrardan sonra ise nüks olasılığı yüzde 80’leri geçiyor, yani bazılarını “hayatlarını depresyonla geçirmeye” mahkûm ediyor da onun için önemli.
Gençleri madde kullanımına yönelttiği, alkol tüketimini tetiklediği, yetişkinlerde yeme bozukluğuna, anksiyete bozukluğuna, panik bozukluğa ve obsesif bozukluğa davetiye çıkardığı için önemli.
Mutlu bir evliliği dinamitleyebileceği, düzenli giden bir öğrenim hayatını alt üst edebileceği, sosyal ilişkileri bozup iş performansını olumsuz yönde etkileyebileceği için önemli.
Bitmedi! Depresyonlu kişilerin kanserlere daha sık yakalandıkları biliniyor. Kalp krizi geçirme ihtimalleri artıyor. Bağışıklık sistemleri baskılandığı için mikrobik hastalıklara yakalanma ihtimalleri artıyor.
Depresyonlularda hipertansiyon, bunama daha sık görülüyor, depresyonluların kemik erimesi ihtimalinin bile arttığı belirtiliyor.
Kısacası depresyonun davetiye çıkardığı onlarca hastalık var. Hipoglisemiklerde depresyonun görülme ihtimali daha fazla.
Tiroid tembelliği olanlarda depresyonla daha sık karşılaşıldığı belirtiliyor. Otoimmun hastalıklar denilen bir dizi hastalık depresyonlularda daha sık tespit ediliyor.
Neden önemli olduğunu anlatmak için daha fazla yazıp söylemeye gerek yok sanırım.

AKLINIZDA OLSUN

Nelerle karışıyor?
Depresyon, omega-3 eksikliği, B6, B12, folik asit vitaminleri eksikliği, demir eksikliği, D vitamini noksanlığı gibi beslenme bozukluklarıyla da yakından ilişkili. Fazla miktarda un ve şeker tüketenlerde, fast food beslenenlerde depresyonun daha sık görüldüğünü kanıtlayan pek çok çalışma var. Hipoglisemik ve gizli hipotiroidik kişilerin de depresyon bakımından daha riskli oldukları kanıtlandı.

BİR SORU

Tedavisi kolay mı?
Eğer zamanında teşhis edilir ve uygun bir tedavi planı düzenlenirse bazen ilaç ya da psikoterapiyle, bazen her ikisinin birlikte kullanımı sayesinde depresyonu daha işin başında tedavi etmek mümkün.
Eğer depresyon sorununuz varsa düzenli egzersiz yapmayı da unutmamalısınız. Antidepresan etki ya da kalbe fayda sağlaması için, kalbi yüzde 75 kapasitede çarptıracak aerobik egzersizler öneriliyor, bunun için de 220’den yaşınızı çıkarmanız, bulduğunuz rakamın yüzde 70’ini belirlemeniz ve kalp hızınızı -nabzınızı- bu rakama yakın tutacak aerobik bir egzersiz yapmanız en etkili çözümlerden biri olarak gösteriliyor.
Ayrıca stres azaltıcı yöntemler öğrenmeniz de etkili bir faktör.

BİR NOT

Ünlü depresyon hastaları
* Prenses Diana
* Vincent Van Gogh
* Abraham Lincoln
* Art Buchwald
* Tolstoy
* Margaux Hemingway