Paylaş
Bilelim ki keyifli, mutlu, huzurlu ve neşeli bir hayatın özellikle “kahkahanın gücü” ile de zenginleştirilmesi halinde hayatımızın sadece kalitesi artmıyor, kalplerimiz de attığımız her kahkaha ile birlikte daha çok sağlık ve huzur buluyor. Geçtiğimiz günlerde Amsterdam’da düzenlenen Avrupa Kardiyoloji Derneği yıllık toplantısında sunulan bir araştırma ile bu bilgi yeniden doğrulandı. O araştırmanın sonuçlarına bakılırsa “kahkaha terapisi kalp ve akciğerin ortak kullandığı damar sisteminin tamamında işlevsel kapasiteyi arttırıyor, kalbin gücüne, direncine ciddi katkılar sağlıyor”. Bırakın gülmeyi kahkaha atmayı, gülümsemenin bile zorlaştığı şu zor günlerde bu araştırmayı daha fazla dikkate almamızda ve bulduğumuz her fırsatı kahkahamız ile süslememizde fayda var.
İYİ HABER 1
ŞEKERLEMENİN GÜCÜ YİNE GÜNDEMDE
Sağlıklı ve uzun bir ömür sürme şansı yakalayanların daha yoğun yaşadıkları “mavi zon” olarak adlandırılan bölgelerin çoğu Akdeniz havzasında yer alıyor. Uzun yaşamın sırlarını araştıranlar, Akdeniz coğrafyasındaki bu sırrın esas nedeninin ise “Akdeniz coğrafyasındaki doğru beslenme alışkanlıkları” olduğunu düşünüyor. Ne var ki yeni bilimsel veriler, bu avantajın nedeninin yalnızca sağlıklı beslenme ile izah edilemeyeceğini gösteriyor. Ve yine anlaşılan o ki Akdeniz havzasındaki uzun ve sağlıklı ömür sürme şanslarından birinin de “gündüzleri şekerleme yapma alışkanlığı” olduğu kesin!
Geçtiğimiz günlerde yayımlanan yeni bir bilimsel çalışma, şekerleme yapmanın beyne ciddi yararlar sağladığını, düzenli ve akılcı şekerleme yapma alışkanlığının yaşlanma sürecinde beyin sağlığını koruyabileceğini gösterdi. Araştırmada “gündüz şekerleme alışkanlığına” eğilimli kişilerde beyin hacminin daha iyi korunduğu, beynin yaşlanmaya bağlı küçülme dezavantajından önemli ölçüde uzaklaştığı anlaşıldı. Bilelim ki iyi planlanmış bir şekerleme alışkanlığı özellikle beyin sağlığımızı koruma yönünden yaşlılık dönemi için önemli bir avantaj haline gelebilir.
AKLINIZDA OLSUN
AKDENİZ DİYETİ ÖMRÜ DE UZATIYOR
Konu Akdeniz coğrafyasının sağlık gücünden açılınca Akdeniz diyetine yer vermemek olmaz. Zira çok sayıda bilimsel araştırmada Akdeniz diyetinin yalnızca sağlıklı yaşamaya değil ömrü uzatmaya da ciddi katkılar sağlayabileceği gösterildi.
Örneğin, 12 ülkede yapılan ve 1.5 milyon kişinin beslenme alışkanlıklarını inceleyen bir araştırmada, Akdeniz diyetinin genel ölüm riskini yüzde 9, kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm riskini yüzde 9, Parkinson ve Alzheimer’e yakalanma riskini yüzde 13, kansere yakalanma riskini yüzde 6 azalttığı belirlendi. Dilerseniz tam da bu noktada Akdeniz usulü beslenme alışkanlıklarına yeniden bir göz atalım:
1- Bol miktarda sebze ve meyve, az yağda yapılmış, zeytinyağlı ve ızgara yemekler.
2- Bol balık.
3- Beyaz ekmek yerine kepekli ya da tam tahıllı ekmekler.
4- Yağ seçimi olarak zeytinyağına ağırlık vermek.
5- Et yemeklerini tencerede haşlayarak ya da fırında pişirerek veya ızgara olarak tüketmek.
6- Alkol yerine ayran, su veya diğer doğal içecekleri tercih etmek.
7- Ayrıca, Akdeniz usulü beslenme, akşam yemeklerini erken yemeyi, sofrada mümkün olduğu kadar uzun süre kalmayı, iyi çiğnemeyi ve yavaş yemeyi de kapsıyor.
KÖTÜ HABER
HORLAMAK BİR TEHLİKE İŞARETİDİR
Geceleri sık ve uzun süreli horlama problemi yaşayanların kalp hastalığına yakalanma ve felç geçirme risklerinin daha yüksek olabileceğini gösteren çok sayıda araştırma var. Bu nedenle 50 yaş altındaki yetişkinlerde horlama meselesinin bir “sosyal espri” olmaktan çıkarılması bir “tehlike işareti” olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Yakın tarihte yapılan bir çalışmada ciddi düzeyde horlama sorunu yaşayan genç yetişkinlerin orta ve ileri yaşlarda felç geçirme olasılıklarının yüzde 60 arttığı, kalp ritim bozukluğu ile karşılaşma ihtimallerinin ise 5 kat daha yüksek olduğu gösterildi. Uzmanlara göre bu ihtimaller, horlamaya ek olarak “uyku apnesi” sorunu olanlar için daha net ve açık. Bu nedenle horlama ve uyku apnesi problemi olanların uyku konusunda uzmanlaşmış bir nöroloji uzmanından yardım almalarında fayda var.
İYİ HABER 2
ERKEN YATMAK KALP KRİZİ RİSKİNİ AZALTIYOR
Akşam erken saatlerde yatıp sabah erken saatlerde kalkmanın sağlık için daha iyi olduğunu biliyoruz. Bu faydanın özellikle akşam 22-23 saatleri arasında uykuya geçildiğinde kalp ve damar sağlığı için daha da önemli bir avantaja dönüştüğü anlaşılıyor. İngiltere’de sağlık verilerinin toplandığı Biobank üzerinde yapılan çalışmaların birinde biyolojik saate uygun olarak 22.00-23.00 saatleri arasında uyuyanlarda kalp krizi geçirme ve inme riskinin daha düşük olduğu rakamsal olarak da gösterildi. Özetle akşam uykuya geçmek için 22.00-23.00 saatleri aralığı en uygun zaman dilimidir.
Paylaş