D vitamini vücudunuzda üretilebildiği gibi yiyecek ve içeceklerle de kazanılabiliyor.
D vitamini üretimi için cildin güneşle temasa geçmesi gerekiyor. Güneş ışınları ciltte bulunan bir ön maddenin yapısını değiştirerek onu D vitamini haline getiriyor. D vitamini üretimi burada da bitmiyor. Farklı D vitaminleri için böbrek ve karaciğerde bulunan bazı sistemlerin de çalışması gerekiyor. Kısacası, D vitamininin üretimi için güneş şart ama ayrıca sağlam bir böbrek ve karaciğer de gerekiyor. D vitaminini özellikle süt ve süt ürünleri ile doğrudan kazanmak da mümkün. Süt, yoğurt, peynir, ayran D vitamininden oldukça zengin. Balık da önemli bir D vitamini kaynağı.
Çok değil 10 yıl öncesine kadar sağlıklı kemik ve diş gelişimi ve önemli bir yaşlılık sorunu olan osteoporozun önlenmesi için D vitaminin çok önemli olduğu biliniyordu ama son yıllarda yapılan araştırmalar onun başka marifetlerini de ortaya çıkardı. D vitamini bazı uzmanlara göre vitaminden de öte bir hormon gibi çalışıyor.
KANSERDEN, ŞEKERDEN, FELÇ VE KALP KRİZİNDEN KORUYOR
Yeni çalışmalar D vitaminin kanserden korunmada önemli bir destek olduğunu gösterdi. Özellikle güneş ışınlarından faydalanıp vücuduna yeteri kadar D vitamini kazandıranlarda prostat, meme, pankreas, kalınbağırsak kanserlerinin daha az görüldüğü kanıtlandı. Farklı araştırma merkezlerinde yapılan araştırmalarda D vitamini ihtiyacını yeteri kadar karşılayan çocuk ve gençlerde insüline bağımlı Tip 1 Diyabete yakalanma olasılığının azaldığı belirlendi. Harvard Tıp Fakültesi’nde yeni tamamlan 5 yıllık bir çalışmanın sonuçları D vitamini zenginliğinin kalp krizi veya beyin kanaması geçirme olasılığını düşürdüğünü, kalp yetmezliği riskine yakalanma olasılığını azalttığını ortaya koydu. Aynı araştırma D vitamini eksikliği olan şeker hastaları, hipertansiyonlu ve kolesterol problemli kişilerde kalp-damar hastalığı riskinin en az yüzde 60 daha fazla olduğunu gösterdi.
FAZLASI ZARAR VEREBİLİR
D vitaminin bir vitaminden çok daha fazla marifetleri olan önemli bir besin unsuru olduğundan hiç kuşkunuz olmasın. Güneş ışınlarından faydalanın, D vitamini üretmenin en etkili, ucuz ve tehlikesiz yolunun güneşlenmek olduğunu unutmayın. Bu işi de kararında yapın. Güneşleneceğim derken yanmayın! Daha fazla D vitamini kazanmak için beslenme planında süte, yoğurda, peynire, ayrana ve balığa daha çok yer ayırın. D vitaminin destek olarak kullanımına gelince... Bu iş biraz dikkat, bilgi ve birikim istiyor. D vitamini yağda eriyen bir vitamin. Vücutta kolayca birikebiliyor. Fazla miktarda alındığında aşırısı zarar verebiliyor. Bu nedenle çocuklarınıza da, yaşlılarınıza da, kendinize de destek olarak D vitamini kullanmayı düşündüğünüzde doktorunuzla mutlaka konuşmanız gerekiyor.
Kan pıhtılaşmasını azaltan ilaç kullanıyorsanız
Kalp ritim bozuklukları, kalp krizi sonrasında, beyin damar tıkanıklıklarının bir bölümünde, yapay kalp kapağı takılan bireylerde, bazı damar tıkanıklıklarında kanın pıhtılaşmasını azaltan/engelleyen ilaçların kullanımı gerekli olabilmektedir. Tıbbi dilde "antikoagülan ilaçlar" olarak isimlendirdiğimiz bu ilaçları kanın pıhtılaşmasını engelleyen, kanı sulandıran ilaçlar olarak tanımlayabiliriz. Bu tür ilaçları kullananların unutmaması gereken nokta; bu ilaçların dozunun çok iyi ayarlanması gerektiğidir. Eğer doz gereğinden fazla olursa, kanamalar ortaya çıkabilmektedir. Bu ilaçlar tablet ya da enjeksiyon şeklinde uygulanabilirler. Bunlardan birisi warfarin sodyum içeren tablet formunda olan ilaçtır. Bu ilaçların kullanımı doktor ile hastanın sıkı işbirliğini gerektirmektedir.
İlacı kullanırken dikkat edilmesi gerekenler
Unutmamamız gereken bilgi; bu ilacın diyetiniz, kullandığınız diğer ilaçlar, kullandığınız bitkisel ürünler ve sizin genetik yapınızın özelliklerinden etkilendiği gerçeğidir. Bunları bilerek başlarsak, tedavinin daha sağlıklı yürütülmesi mümkün olacaktır.
n İlacı mutlaka doktorunuzun önerdiği dozda kullanmalısınız.
n İlacın etkinliği ile ilgili testlerinizi aksatmadan yaptırmalısınız.
n Eğer, ilacınızı her zamanki saatte almayı unuttuysanız, aynı gün içinde hatırlar hatırlamaz aynı dozu almalısınız. Eğer bir sonraki gün ilacı almadığınızı hatırlamışsanız, iki günlük dozu birlikte almamalısınız!
n K vitamini içeren gıdalar ilacınızın etkinliğini değiştirebilir. Bu nedenle dengeli beslenmelisiniz.
n Vitaminler de dahil olmak üzere, doktorunuza danışmadan hiçbir yeni ilaca başlamayın ya da kesmeyin.
n Warfarin sodyum kullanımı sırasında alkol almamanız tavsiye edilir.
n Gingko biloba, ginseng gibi bitkisel ürünlerin ilaç dozunu etkilediğini, genellikle ilacın etkinliğini artırdığını unutmamalısınız.
n Koenzim Q10 ve St. John’s Wort’un ilacın etkinliğini azalttığını bilmelisiniz.
n Gebelik sırasında kullanılmaması gerekir.
n İlaç kullanırken yaralanmalara yol açabilecek aktivitelerden kaçınmalısınız.
Makarnadan korkmayın
Tam tahıllı kaliteli makarnalar sağlıklı yiyeceklerdir. Sert buğdaydan yapılmış kepekli makarna bol miktarda vitamin ve mineral ile yeteri kadar posa ihtiva eder. Makarna özellikle B6 vitamini, Folik Asit ve B12 vitamini ile Çinko bakımından zengindir. Çoğu kişi makarnanın kilo yapıcı bir etkisi olduğunu düşünür ancak bu etki makarnaya ilave edilen yağlı soslardan, peynirlerden ileri gelir. Yağsız soslarla tatlandırılmış makarnaların kilo yapıcı bir etkisi bulunmadığından bu vitamin mineral deposu besini beslenme planınıza korkmadan ilave edebilirsiniz.
Mönünüzü planlayın
İş yerinde seçimsiz mönü usulü yemek yiyorum, sizce diyetimi bozmayacak seçimleri nasıl yapabilirim?
Daha önceden planmış bir öğle mönüsü ile diyet yapmanız aslında çok kolay. Tek yapmanız gereken doğru seçimler yapmak bir de mönünün tamamını tabağınıza almamak! Haydi Pazartesi mönüsünden seçimler yapalım:
Mönü Pazartesi
n Yayla çorba
n Hasanpaşa köfte
n Makarna
n Salata
n Tatlı veya meyve
l Çorba + 1 ince dilim kepekli ekmek veya 4 kaşık makarna (Bu tarz listelerde aynı gruptan olan çorba ile makarna-pilav-patates seçimlerini yan yana kullanmayın.)
l 4-6 adet köfte (Patateslerini almayın.) (1 tatlı tabağını dolduracak kadar.)
l Bol yeşil salata (Salata seçimlerinizde kısır, mercimek köfte, haşlanmış mısır, patates salatası erişte gibi karbonhidrat kaynaklarını kullanmayın.)
l Ve tabii ki meyve (Meyvenizi ara öğün olarak değerlendirin.)