Paylaş
Bazı bedensel yakınmaları kulak arkası yapar “şimdi geçer”, “ciddi bir şey değildir” der umursamayız. Gerçekten de ufak tefek sorunlardan kaynaklanan ağrı, sızı, döküntü, kaşıntı gibi belirtilerin pek çoğu geçip gidebilir.
Ancak öyle belirtiler vardır ki derhal sağlık ekipleri ile işbirliği içerisine girmek, bir uzmana danışmak gerekir. Örneğin baş ağrılarının çoğunun altında uyku sorunları, stres, kafein tüketiminde artış veya hava basıncındaki değişiklikler yatar.
Fakat ani, şiddetli ve sanki kulaklarda gök gürlemesi gibi etki yapan bir baş ağrısı beyin kanamasının habercisi olabilir. Buna benzer birkaç durum daha vardır ki soluğu acilde almanızı gerektirebilir.
GÜÇ KAYBINIZ MI VAR?
Kol ya da bacaklarda güç kaybı, uyuşma, karıncalanma, konuşmanın peltekleşmesi, dili rahat çevirememe, sözcükleri bulup söyleyememe beyin infarktının, inmenin habercisi olabilir. Beynin belirli bir bölgesini besleyen damarın tıkanması sonucu oradaki dokunun çürümesi ile ortaya çıkan belirtiler olayın tam olarak nerede olduğunu ve şiddetini gösterir. Çok acilen hastaneye ulaşmak ve zaman yitirmeden tedaviye başlamak sonucu olumlu etkiler.
ÖKSÜRÜNCE KAN GELİYORSA?
Baldırda ağrı ya da duyarlılık artışı, göğüs ağrısı, soluğun daralması, öksürünce kan gelmesi baldır toplardamarında kan pıhtısının yarattığı tıkanıklığa işaret edebilir. Özellikle uzun süre oturur pozisyonda kalındığında ya da bir ameliyat sonrasında uzun zaman yatınca ortaya çıkabilen bu tablo yaşamsal tehlikesi olabileceğinden hemen hastaneye başvurulmalıdır.
İDRARINIZ KIZARDI MI?
İdrarda kan görülmesi birçok nedenle olabilir. Enfeksiyon, taş, travma gibi durumlar hep ağrının eşlik ettiği sorunlar olduğundan ağrı hissedilmeksizin idrarda kanama olması doğruca ileri tetkik gerektiren bir durumdur.
Böbrek, üreter, mesane, prostat kanserlerinin ilk belirtisi hatta tek belirtisi ağrı olmaksızın idrarda kan görülmesi olabilir. Derhal bir uzmana danışılmalıdır.
GÖĞÜS AĞRISI NEDEN ÖNEMLİ?
Göğüs ağrısı veya ağırlık hissi, kol, omuz, boyun ve hatta çeneye yayılan ağrı, soğuk terleme, ileri derecede güçsüzlük, mide bulantısı, kusma, baygınlık hissi, soluksuz kalma bir kalp krizinin belirtileri olabilir.
Bazı kişilerde, özellikle kadınlarda, ileri yaştakilerde ve şeker hastalarında kalp krizi “ağrısız” gelişebilir. Ani gelişen baş dönmesi, mide bulantısı, kusma, bitkinlik, kalbin ağırlaştığı ve vuruların zor ve daha güçlü olduğu hissi, aşırı terleme, soluk almada güçlük, sanki kötü bir şey olmak üzereymiş hissi ağrısız kalp krizlerinin belirtileri arasındadır.
ASTIM ÖNEMLİDİR
Astım krizleri de pek çok kereler kendi kendine geçebilecek, her zamanki ilaçlarla düzeltilebilecek sorunlar gibi kabul edilebilmektedir. Astım sorunu olanlar, acilleri sık sık ziyaret etmenin de verdiği bıkkınlıkla sorunu olabildiğince kendi kendilerine halletmeye çalışırlar.
Bazen de soluk almaktaki zorluk nedeniyle araç kullanamadıklarından hastaneye ulaşamazlar. Kriz uzadıkça bedenin ve elbette beynin oksijenlenmesi azalır. Uykuya eğilim, ağrı hissinde azalma, daha duyarsız olma sanki “iyileşme” olmaktaymış izlenimi verebilir. Oysa tam tersine solunum kasları saatlerdir zorla nefes almaya ve kirli havayı bedenden çıkarmaya çalışmaktan yorgun düşmüştür. Karbondioksit bir tür uyuşturucu etkisi yapmıştır. Çok tehlikeli olan bu döneme girmeden bir sağlık kuruluşuna ulaşılmalıdır.
Kanser tedavisini programlamaya bir küçük kan örneği yetecek mi
Brüksel’deki IMPAKT konferansındaki sunumlarında Karolinska Enstitüsü’nden araştırmacılar bir kan tahlili ile meme kanseri hastalarının tedaviye yanıtı, tedavinin süresi ve başarısı hakkında bilgi edinilebileceğini bildirmişlerdir.
Meme kanseri olan 287 kadının katıldığı TEX adlı çalışmada, DiviTum ™ adlı test kemoterapinin türünden bağımsız olarak hastanın tedaviye yanıtını ölçmüştür. Düşük yanıt veren olguların daha uzun süre yaşadıkları gözlenmiştir.
Araştırmacılar, bu tetkik sayesinde olguların riskleri ve tedaviye yanıtı hakkında bilgi sahibi olabileceklerini, yüksek risk taşıyan hastaları önceden belirleyip onlara daha yoğun ve farklı yöntemler uygulama şansını yakalayabileceklerini eklemişlerdir.
Biber gece görüşünü güçlendiriyor
Geniş renk yelpazesi ile biber, her mevsim, sofralarımızın önemli besinlerinden biri olmayı sürdürüyor. İçerdiği fenol bileşenleri (kersetin, hidroksisinnamik asit), karotenoidler (beta-karoten, beta-kriptoksantin) ve A, B2, B3, B5, B9, C, K vitaminleri biberi adeta bir “destek deposu” yapıyor.
A vitamini birçok organa ve sisteme destek verir. Kemiklerin gelişmesi, diş sağlığı, cildin enfeksiyonlardan korunması A vitamini desteğiyle olur. A vitamininin görmeyi, bilhassa gece görmeyi güçlendirdiğini de listeye eklemek gerekir. Özellikle buharda pişmiş ya da hafif haşlanmış biberin A vitamini açısından çok zengin olduğunu anımsatalım. Düşük kalori getirisi, lif içeriği, lezzeti ile bolca tüketmenizi öneririz./ Dr. Evren ALTINEL
Paylaş