Paylaş
Brokoli özellikle Amerika’da sık tüketilen popüler sebzelerden biri. Peki, bizim karnabahardan daha mı iyi? Bana göre aralarında bir “besleyici” fark yok.
Brokoli ve karnabahar akraba besinler. İkisi de aynı aileden geliyor, soyağaçları aynı. İkisinde de bol miktarda vitamin, mineral, posa ve antioksidan var. İkisi de kansere karşı koruyucu gücü yüksek olduğu bilinen azotiyosiyanattan zengin sebzeler. “Azotiyosiyanat” kanser hücrelerini baskılayan, genleri aktifleştiren doğal bir bileşik, mühim bir “kanser savar” doğal molekül.
Peki, hangisinden faydalanalım? Brokoliyi mi, karnabaharı mı tercih edelim? Yanıtım şu: Brokoli Amerikan, karnabahar yerli. Brokoli lezzetsiz, karnabahar lezzetli. Brokoli pahalı, karnabahar ucuz. Brokolinin kıymalısı, yoğurtlusu olmaz, olsa da karnabahar gibi lezzet patlamaları filan yapmaz, yapamaz.
Ayrıca “gaz” sorunu brokolide karnabahardan daha fazla ve yoğun olabiliyor.
Kısacası tıpkı “beyaz lahana mı, yoksa Brüksel lahanası mı” seçimine benzer bir durumla karşı karşıyayız ve burada da yanıtımız çok açık ve net: Brokoli değil, karnabahar. Brüksel lahanası değil, beyaz lahana.
OKUR SORUSU
Kabak çekirdeği ve prostat
Kabak çekirdeği yağı içmenin ya da kabak çekirdeği çıtlatıp keyifle yemenin prostata faydalı olabileceğini ben de kabul ediyorum.
Bu konuda çok güçlü olmasa da elimizde bazı bilimsel kanıtlar da var.
Kabak çekirdeği yağının ya da kabak çekirdeğinin kendisinin prostat büyümesini yavaşlatması hatta bloke etmesi mümkün.
Örneğin Kore’de yapılan bir çalışmada prostat büyümesi olan hastalara her gün düzenli olarak günde 320 mg kabak çekirdeği yağı verilmiş, üç ay sonra hastaların çoğunda prostat büyümesiyle ilişkili şikayetlerin azaldığı görülmüş.
Kabak çekirdeğinin bu olumlu etkileri DHT seviyelerini düşürerek başardığı zannediliyor.
OKUR SORUSU
Prostat hastaları omega-3 yutabilir mi
Sık gündeme getirilen yanlış bir bilgi var: Prostat sorunu özellikle prostat kanseri riski ya da mevcudiyeti olanların omega-3 desteği kullanmamaları lazım deniyor, ki bu bilginin ciddi hiçbir bilimsel kanıtı yok.
Bilimsel gerçekler tam da tersini söylüyor. Prostata zarar verenler omega-3 değil, omega-6 yağ asitleri. Daha doğrusu bir omega-6 yağ asidi metaboliti olan araşidonik asit.
Araşidonik asit fazlalığı prostatta kanser hücrelerinin üremesine, daha hızlı çoğalmasına ve etrafa yayılmasına sebep olabiliyor.
Eğer omega-3 yağ asidi varsa ortamda –bilinenin tam da tersine- EPA ve DHA omega-6 yağ asitlerinin bu tür kötü etkilerini baskılıyor.
UYARI
Pilates yetmez, yürüyün!
Pilates faydalı bir bedensel çalışma biçimi. Son derece etkili bir kas güçlendirici, şekillendirici.
Ne var ki en yoğun pilates çalışmaları bile size en fazla saatte 150, bilemediniz 200 kalori yaktırabilir.
Bu da sağlıklı bir kilo aralığında kalmanız için pilatesin yeterli bir aktivite türü olmadığı anlamına gelir.
Özellikle kilo sorunu olanların, insülin direnci nedeniyle kilosunu yönetmekte zorlananların sadece pilatesle sorunlarını çözebileceklerini düşünmeleri yanlıştır.
İdeal formül bence şu olmalı: Haftada beş gün tempolu yürüyüş, iki gün pilates çalışması. Pilates asla yürüyüşün yerine geçemez.
Anjiyoyu koldan mı kasıktan mı yaptırmalı?
Koroner arter hastalıklarına kesin ve doğru tanı koyabilmek, gerektiğinde stend uygulayıp bypass konusuna karar verebilmek için koroner anjiyo uygulamalarının yapılması gerekiyor. Uygulamalar yakın zamana kadar kasıktan girilerek yapılıyordu, son yıllarda el bileğinden de yapılabiliyor. İkisi arasında ciddi bir sonuç farkı yok. Ancak el bileğinden yapılan uygulamalar hastaya daha fazla konfor sağlıyor. Daha az komplikasyon görülüyor, hastanede kalma süresi çok daha kısa sürüyor. Hangi yöntemin seçileceğine sizden çok kalbinizi emanet ettiğiniz doktorunuz karar vermeli.
BİR BİLGİ
Manuel terapiler işe yarıyor
Manuel terapi, kas ve eklem sorunlarını elle tedavi etme, en azından oluşan şikayetleri hafifletme amacıyla uygulanan bir tedavi yaklaşımıdır.
Özellikle bu konuda özel eğitim almış doktor veya fizyoterapistler tarafından uygulandığında mükemmele yakın sonuçlar alınabiliyor.
Özellikle omurga, kas ve eklemlerde oluşan ağrı ve fonksiyonel bozuklukların hafifletilmesinde becerikli ve eğitimli ellerle yapılan özel manevra ve hareketler mucize sonuçlar verebiliyor.
Yöntemin daha profesyonelleştirilmiş şekilleri kraniosakral tedavi ve kayropraktik tedavi olarak da adlandırılıyor.
Boyun ve bel fıtığı sorunu olanlarda, kas ve tendon yırtıklarında, spor yaralanmalarında, stresi bağlı kas spazmlarında şu veya bu nedenle oluşan diz, kalça ve bel eklemi sorunlarında bu tedaviden yararlanmak mümkün.
Paylaş