Türkiye, sağlık alanında olumlu ve ciddi bir değişim içinde. Sağlık sistemimiz a’dan z’ye yenileniyor.
Hastaneler, ilaç sektörü, medikal destek sağlayıcılarını ilgilendiren önemli kararlar alınıyor. Alınan kararların, yapılan değişimlerin çoğu doğru. Sağlık bakanımız da, bakanlığımız da müthiş bir başarı hikâyesi yazıyor. Ama birkaç nokta var ki bunlarla ilgili olumlu adımlar bir türlü atılamıyor, radikal kararlar alınamıyor. Alınsa da ciddiyetle takip edilip uygulanmıyor. Bitkisel ürünlerle tedavi konusu bunlardan biri. Bitkisel haplarla bedeni koruma, güçlendirme veya hastalıkları tedavi etme alanı üçkâğıtçıların en çok ilgi duydukları alanlardan biri haline geldi. Son yıllarda halkımız bazı bitkilerin sağlığı güçlendirdiğini, hafif bazı sağlık problemlerinin ilaçlara gerek kalmadan bitkisel desteklerle de atlatılabileceğini, hatta belirli hastalıkların tedavisinde bitkisel ürünlerden, ilaçlardan faydalanılabileceğini öğrenince “doğal ve zararsız olduklarını düşünerek” bu ürünlere hücum etti. Bitkilerle tedavi alanının gördüğü bu ilgi tıpla, sağlıkla uzaktan yakından ilgili olmayan birtakım insanların kendilerini “alternatif tıp uzmanı” veya “sağlıklı yaşam danışmanı” diye tanımlayıp bu işin ticareti için insafsız yollara sapmalarına sebep oldu.
TAŞÇI HOCALARA (!) DİKKAT
Bu sorumsuzların bir kısmı maalesef doktor olmadıkları halde hasta kabul ediyor, hatta reçeteler yazabiliyor. Yorgunsanız şu otu, saçınız dökülüyorsa bu kökü, kilo sorununuz varsa öbür çiçeği, uykusuzluk sorununuz varsa filanca yaprağı ve daha da kötüsü bunlardan hazırlanmış ama nerede ve kimler tarafından imal edildiği araştırılmadan rastgele izin verilmiş ürünleri tavsiye ediyorlar. Bu uyanıkların ne Sağlık Bakanlığı otoritelerinden, ne de sattıkları ürünlere izin veren Tarım Bakanlığı yetkililerinden korkuları var. Öyle ki zaman zaman çıktıkları televizyon programlarında doğal taşlarla yaptıkları tedavileri inanılmaz bir aymazlık içinde (!) anlatabiliyorlar. Alternatif tıpçıların, bitkisel ürün pazarlayıcılarının ve benzeri alanlarda sağlık suistimaline soyunanların kontrol altına alınması gerektiğini bu sayfada sık sık yazdım. Yazmaya da devam edeceğim. Çünkü bu muhterem zevatın tedavi edeceğim derken hasta ettiği, karaciğerini, böbreğini bozduğu, tedaviyi geciktirdiği için hayatıyla oynadığı insanların sayısı her geçen gün biraz daha artıyor. Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı yetkililerinin özellikle zayıflama hapı, cinsel güç desteği, saç ve tırnak ürünü adı altında pazarlanan bu tür destekleri, ürünleri, ciddi bir şekilde takip edecekleri umudunu hâlâ korumaya devam etmeyi umuyoruz.
Bitkisel hap kullanmadan önce
Doğal ürünleri ister bitkisel, ister başka kaynaklı olsun eczaneler dışında hiçbir yerden satın almayın. Bu ürünlerin hiçbirini bilgisine ve uzmanlığına güvendiğiniz bir hekime danışmadan kullanmayın. Eczaneden dahi alsanız, eczacınızdan bu ürün hakkında bilgi isteyin. Mevcut sağlık sorunlarınızla, kullandığınız ilaçlarla etkileşip etkileşmeyeceğini öğrenin. İnternetten, aktarlardan, marketlerden bu ürünleri satın almayın. Size bu yönde tavsiyesi olanların tıp doktoru olup olmadıklarını, uzmanlık eğitimi alıp almadıklarını, en azından bu konuda deneyimli olup olmadıklarını sorgulayın. Egzersiz uzmanlarınız, diyetisyenleriniz, fizyoterapistleriniz hatta kuaförünüz, berberinizin tavsiye ettiği ürünleri lütfen doktorunuza danışmadan kullanmayın.
Omega-3 kazanmak neden önemli?
Omega-3 yağları o kadar farklı alanlarda etkililer ki tümünü saymaya zaman yetmez! İsterseniz kısa bir özet yapalım: Eğer Omega-3 rezervleriniz yeterliyse kalp damar hastalıklarından, bellek kayıplarından daha kolay korunursunuz. Depresyona karşı neredeyse bir duvar örmüş sayılırsınız. Daha kolay öğrenirsiniz, daha kolay anlar ve daha çok bilgi depolayabilirsiniz. Görmeniz daha güçlü, eklemleriniz daha sağlam, cildiniz daha problemsiz olur. Şeker hastalığına karşı daha korunaklı, şişmanlıkla mücadelede daha başarılı, bağışıklık sistemi açısından daha güçlü biri haline gelirsiniz.