Eğer daha önce gösterdiğiniz onca çabanın boşa gittiğini düşünüyorsanız...
Diyet yapmanın kilo vermenin işkenceden farksız bir şey olduğu kanaatindeyseniz... Daha "diyet" kelimesini duyar duymaz tüyleriniz diken diken oluyor, mideniz kasılıyor, yüreğiniz sıkışmaya başlıyorsa... Kendinize güveniniz kalmadı, keyfiniz kaçtı, gücünüz bitme noktasına geldiyse bile sakın umutsuzluğa kapılmayın! Diyetisyen olmadan da, doktorunuza sormadan da (diyet kitapları falan okumadan da) kilo sorununuzu hálá çözebilrsiniz.
KİLO GÜNLÜĞÜNÜ İYİ İZLEYİN
Sayfamızda size bu konuda yardımcı olabilecek kolay uygulanabilir ve etkili çözümlerden oluşan yeni bir başlık daha açmaya karar verdik: Kilo Günlüğü! Bundan sonra yaklaşık dört hafta boyunca "Kendi Kendine Kilo Vermenin Yol Haritasını" "Kilo Günlüğü" bölümümüzde bulacaksınız. Bu önerilerin kilo kaybı ve kilo yönetiminde işinize yarayacağını umuyoruz.
Bununla birlikte, önerilerimizin genel bir çerçeve oluşturduğunu, kişiye özel ve uzun süreli değişiklikler için yeteri kadar iyi çalışmayabileceğini de hatırlatalım. Ayrıca kilo sorununun oluşmasında veya çözümünün zorlaşmasında etkili olabilecek bir sağlık sorununuz varsa bu sorunu ortadan kaldırmadan (örneğin insülin direnci kırmadan, hipotiroidiyi düzeltmeden) başarının zor olacağını, ayrıca o problemin sizi daha da zora sokacak derecede ilerleyebileceğini de bilmeniz gerekiyor. Kısacası, eğer altta yatan bir sağlık sorunu varsa çözüm için tıbbi yardım almanız ve mutlaka işin uzmanı bir doktorla konuşmanızda fayda var.
ÇOK FAZLA KİLOLU BİRİ İSENİZ
Önemli bir başka önemli nokta da şu: Eğer vücut ağırlığındaki artış olması gerekenin yüzde 30’undan fazlaysa bu obezlik alanına girdiğiniz (yani yalnızca sağlıksızlık değil, aynı zamanda bir hastalık durumu ile karşı karşıya kaldığınız) anlamına gelmektedir. Bu durumda da mutlaka güvenilir bir tıbbı yardım almak zorundasınız.
Kilo probleminin oluşmasında hastalıkların etkisi sandığınız kadar fazla değildir. En iyi ihtimale de yüzde 5’i geçmez. Yani insülin direncine hipotiroidiye, Kuşing hastalığına veya başka bir metabolik ve hormonal bozukluğa bağlı kilo problemleri sanıldığı kadar yaygın değildir. Sorunun özünde genetik mirasınız ve yaşam tarzınızdaki yanlış örgütlenmeler yatmaktadır. Eğer sahip olduğunuz genetik mirası iyi yönetebilirseniz. Ve eğer yaşam tarzınızda kalıcı değişimler yapmayı becerebilirseniz kilonuzu makul ölçülere indireceğinizden de sağlıklı seviyelerde sürdüreceğinizden de hiç kuşkunuz olmasın.
Cinsel fonksiyon bozuklukları kadınları da yoruyor
Kadınların yüzde 40’ında cinsel fonksiyonla ilgili sorunlar oluşmaktadır. Bu sorunlar 4 kategoride incelenir.
1- Cinsel isteksizlik: Kadınlarda en sık rastlanan şikayettir. Libido azalması veya cinsel dürtü eksikliği diye adlandırılır.
2- Cinsel uyarı yetersizliği: Bu durumda istek vardır, ancak cinsel aktivite sırasında uyarılma sorunu yaşanır veya uyarılma devam ettirilemez.
3- Orgazm sorunu: Yeterli uyarıya rağmen kalıcı veya tekrarlayan orgazm olamama durumu söz konusudur.
4- İlişki sırasında ağrı: Cinsel uyarı veya vajinal ilişki sırasında ağrı olması.
Cinsel sorunların çoğu birden fazla kategoriyi içerir. Sebepleri fiziksel veya hormonal olabileceği gibi psikolojik ve sosyal olabilir. Hekiminiz sebebi teşhis ettikten sonra gerekli şekilde tedavi yapacaktır. Partnerinizin de bu sürece katılması tedaviyi çok kolaylaştırır. Cinsel fonksiyon ile ilgili sorunu olanların bunu bir kader olarak görmeyip tıbbi yardım istemeleri en doğrusudur.
Adımlarınızı sayın
Kilo vermek için sadece diyet yapmanız yetmez. Daha çok hareket etmelisiniz! Aktiviteyi artırmanın en kolay ve etkili yolu daha fazla adım atmaktır. Uzmanlar her yirmibeş adımda yaklaşık bir kalori yaktığımızı belirtiyor. Yaktığımız kalori miktarı, merdiven çıktığımızda, yokuşa vurduğumuzda, koştuğumuzda ya da sert ve etkili adımlar attığımızda daha da artıyor. Araştırmalar kilosunu korumak isteyen herkesin günde ortalama beşbin, kilo vermek isteyenlerin ise onbin civarında adım atmaları gerektiğini gösteriyor. Günde onbin adım ortalama 400 kalori harcamayı sağlıyor. Adım sayınızı belirlemenin en kolay yolu "Bir adım ölçer" edinmektir. Adım ölçerler spor mağazalarında hatta büyük marketlerde bile bulunabiliyor. Fiyatları da son derece makul. Kilo vermeyi kafaya koyan herkesin bir adım ölçer edinmesinde fayda var. Birkaç ay önce yayınlanan bilimsel bir araştırmanın sonuçlarına göre hiç yürümeden sadece ayakta durmak bile, oturmaktan daha kolay kilo kaybı sağlıyor.
L-karnitin yağ kaybını hızlandırır
Karaciğerinizde üretilen bir amino asit olan L-karnitin, yağ metabolizmasını kolaylaştırıyor, kas hücrelerindeki enerji üretimini artırıyor, yağ kaybını hızlandırıyor ve beyin dolaşımını artırıyor. L-karnitin trigliseritleri azaltıp iyi kolesterolü artırarak kalbi de koruyor. Ayrıca beyindeki yağ oksidasyonunu önlediğinden Alzheimer ve Parkinson hastalıklarını önlemede yardımcı olduğu belirtiliyor. Et, balık, tavuk, buğday, avokado, süt ve fermete edilmiş soya fasulyesi gibi L-karnitinden zengin yiyeceklerden faydalanmayı unutmayın.
Alkol DNA’yı bozuyor
Alkolün sağlığa zararları biliniyor. Ülkemizde özellikle bira tüketiminde ciddi bir artış var. Biracıların büyük bir kısmı gençler. Düşük alkollü bir içecek olarak bira alkol tutkusunun ilk basamağını oluşturabiliyor. Bu nedenle özellikle gençleri alkolün muhtemel zararları konusunda sık sık uyarmak, eğitmek bilinçlendirmek gerekiyor. Uzun süre ve fazla miktarda alkol kullanımı sindirim bozukluklarına kalp ve merkezi sinir sistemi zararlanmalara psikolojik bozulmalar hatta bellek problemlerine yol açabiliyor. Alkolün kilo almaya yol açtığı hipertansiyonu kolaylaştırdığı, karaciğeri iltihaplandırdığı iyi bilinen gerçekler arasında. Son zamanlarda alkolün kanser riskini artırdığı kronik alkoliklerde kromozom bozukluklarının yükseldiğini de gösterdi.
Şekere dikkat
Kilo sorunu sadece yağ tüketimi ile ilişkili değildir. Yağ tüketimi hataları çoğu kez şeker tüketimi günahlarıyla birlikte işlenmektedir. Fazla miktarda şeker tüketimi pankreası tahrik etmekte, aşırı insülin üretimini tetiklemektedir. Aşırı insülin bir süre sonra insüline karşı hücresel cevapsızlığı meydana getirmekte, kanda ve hücre içinde şeker metabolizması bir türlü dengelenememektedir. Bu yeni bir bilgidir ve başlangıçta ne olduğu anlaşılamadığı için "Sendrom x" diye adlandırılırken şimdilerde "Metabolik Sendrom" olarak bilinmektedir. Metabolik sendrom kalp-damar sağlığı açısından en az kolesterol dengesizliği kadar tehlikelidir.
Mısır kilo yapıyor
Mısır kalori içeriği oldukça yüksek ve glisemik değeri fazla olan yiyecektir. Özellikle şekerle birlikte haşlanan mısırın, gençler ve çocuklar tarafından fazla miktarda tüketilme eğilimi var. Ve bu eğilim hızla yayılıyor. Okullarda, alışveriş merkezlerinde bardak bardak satılan haşlanmış mısır yiyeceğinin sağlıklı bir kiloda kalmayı zorlaştırabileceği aklınızda olsun.
DİYET GÜNLÜĞÜ
Sorularınız için: Tel: (0212) 236 73 00
Diyet yaparken yağ yakımını sağlayan yöntemlerden (bitki çayı, sauna, masaj, ağırlık çalışma gibi) faydalanabilinir mi?
Yanan yağlarınız mı yoksa siz misiniz
Fazla kiloların nedeni vücutta artan yağ dokusudur. Kilo kaybının esası da her zaman yeterli ve dengeli bir beslenme planı ile sağlığınızı olumsuz yönde etkileyen bu yağ dokusunun miktarını azaltmaktır. Yağ yaktırdığı söylenen yanlış yöntemlerle vücudunuza zarar verebilirsiniz.
Sauna vücuttaki su kaybını sağlayan yöntemlerdendir. Vücut suyunun gereğinden fazla kontrolsüz kaybı sağlık sorunlarına neden olabilir. Terlediğiniz zaman kaybettiğiniz sudur, yağ değildir.
Diüretik ilaç ve çaylar
Diüretik maddeler veya çaylar, vücutta yağ yakmamızı sağlamaz; sadece vücut suyunun idrar yoluyla atılmasını sağlar.
Masaj
Dolaşım sistemini ve kaslardaki gerilmeleri rahatlatmak için uygulanan bu yöntem vücudunuzdaki yağı yakmayacağı gibi, vücut yağını bir yerden bir yere taşımaz.
Kısa süreli diyetler
Kısa süreli diyetlerle vücudunuzda yağ yakamadığınız gibi, diyeti bıraktığınızda vücudunuzdaki yağ artışı hızlanacaktır. Kısacası tüm bu yöntemlerle vücudunuzda biriken istenmeyen yağlardan kurtulmanız mümkün değildir. Vücudunuzun sağlıklı olarak yağ yakabilmesi için egzersizin ve doğru beslenme alışkanlıklarının kazanılması ve bir yaşam tarzı değişikliği haline gelmesi gerekmektedir.
Zayıflama programlarına katıldım ve 15 kg verdim. 6 aydır kilomu korumaya çalışıyorum fakat kontrole gitmediğimde kilo alıyor gitmeye başladığımda veriyorum. Sürekli bir yere bağlı kalmak zorunda mıyım?
Diyette kontrollü ve düzenli ilerleyin
Öncelikle bu başarınız için ve hedefinize ulaştıktan sonra da koruma programıyla devam ettiğiniz için sizi tebrik ediyorum. Çünkü kilo denetimi için bir klinikte kontrol altına alınan kişilerinin büyük kısmı hedefledikleri kiloya ulaştıktan sonra koruma kısmını yani en önemli bölümü yeterince önemsemezler. Bu durum verilen kiloları geri çağırabilmek için iyi bir bahanedir. 6 ay önce hedeflediğiniz kiloya ulaştıysanız ve 6 ayda bu vücut ağırlığının 1-1.5 kg altı veya üstünde oyalanıyorsanız büyük ve başarılı bir adım atmışsınız demektir. 1.5 kg’dan daha fazla artışlarınız olduysa; hálá düzeltemediğiniz yanlış yeme davranışlarına sahipsiniz veya kaloriyi çok hızlı yükseltiyorsunuz demektir. Kendinizi tekrar değerlenirin ve yanlışı bulmak için diyetisyeninizden yardım isteyin emin olun kontrollü ve düzenli ilerlediğiniz takdirde aylar sonra bağlılık hissettiğiniz için değil, "sadece aylık kontrole geldim" diyerek huzurla kliniğin kapısını çalacaksınız.