Birçok kez yazdık ama tekrarın zararı yok: Bölgesel zayıflama sadece hoş bir efsanedir.
Ne bazı ilaçları, bazı besin desteklerini kullanarak (bazıları CLA ile kalça yağlarını, krom ile karın yağlarını yaktıklarını söyleyebiliyor!), ne de belirli egzersizleri yüz değil, yüz bin defa tekrarlayarak vücudunuzun sadece belirli bir bölgesini inceltebilir, yalnızca o bölgedeki yağlarınızı yakabilirsiniz.Moralinizi bozmak istemem ama diyet ve egzersiz kombinasyonuyla ya da yalnızca diyet ve egzersiz yaparak vücudunuzun hangi bölümünün, ne kadar yağ kaybedeceğine siz değil, genleriniz ve onun komutası altında çalışan metabolik organizasyonunuz karar veriyor. Eğer vücudunuzun herhangi bir yerinde fazladan yağ biriktiğini düşünüyorsanız, diyet ve egzersiz planını dikkatle uyguladığınızda zaten o bölgenin yağları önce veya sonra ama mutlaka kaybolacaktır. Bu işi hızlandırmak istiyorsanız egzersiz planınıza haftada 3-4 kez güç egzersizleri ve 2-3 kez dayanıklılık aktiviteleri ekleyin. Program süresince alkole, şekere, una ve nişastaya hayır deyin. Çünkü bu üçlü kanınıza şeker ve trigliseridleri zıplatacak, insülin-şeker dengenizi alt üst edecek ve insülin fırtınalarına yol açacaktır. Fazla insülin bölgesel yağların yakılmasında en önemli engel.
LABORATUVAR TESTİ
Hs-CRP testi ne işe yarıyor?
Vücudunuzun herhangi bir yerinde ki buna damarlarınızın duvarı da dâhil, iltihaplanma, yani yangısal süreçler varsa kanınızda Hs-CRP seviyesi yükseliyor. Bu test son zamanlarda önem kazandı. Çünkü birçok araştırma damar yaşlanmasının aslında yangısal bir süreç olduğunu bir iltihaplanma problemi şeklinde başlayıp sürdüğünü ve sorunun sadece kan yağlarıyla ilişkili olmadığını düşündüren bulgulara işaret ediyor. Mesela LDL kolesterol seviyesi normal ama kalp krizi geçirenlerin çoğunda Hs-CRP seviyesi yüksek bulunuyor. Bu testin yüksek çıkması kadınlarda, HDL kolesterolü az olanlarda, sigara kullananlar ve diyabetlilerde damar sağlığına ilişkin ciddi bir sorunun bulunabileceğini düşündürmeli. Yıllık sağlık taramaları içine Hs-CRP testinin yerleştirilmesinde yarar var.
ALÜMİNYUM-ALZHEİMER İLİŞKİSİ
Alüminyum Alzheimer’a yol açar mı?
Alüminyum tencerelerde yemek pişirmek, alüminyum ihtiva eden kozmetikler, mide asidi giderici haplar, deodorantlar ve gıdaları muhafazada kullanılan alüminyum kaplar, folyolar son zamanların tehlikeli bulunan Alzheimer hazırlayıcıları. Aslında neredeyse kırk yıldır alüminyum-Alzheimer hastalığı, hatta alüminyum-bellek kaybı etkisi tartışılıyor ama konu hala karmaşık. Epidemiyolojik çalışmalar böyle bir bağlantıyı düşündürüyor. Örneğin alüminyum içeriği yüksek suların içildiği bölgelerde Alzheimer hastalığı daha sık görülüyor. Bu ilişkiyi reddedenler de yok değil. Bana sorarsanız aksi ispat edilene kadar bu ilişkiyi var kabul etmek daha doğru.
KANSIZLIK
Kansızlık teşhisi nasıl konuluyor?
Kansızlık sorununun birçok işaretleri var. Yorgunluk, halsizlik, çarpıntı, eforla ortaya çıkan nefes darlığı, unutkanlık, isteksizlik ve daha pek çok şikâyet kansızlıkla ilişkili olabiliyor. Muayene bulguları da önemli. Solukluk, yanak büyümesi, lenf bezlerinin irileşmesi teşhise götüren yolda ciddi ipuçları. Ancak kesin teşhis için bazı testlere ihtiyaç var. İlk yapılan test hemogram olarak biliniyor. Bu test kansızlığın hangi nedenle oluştuğunu ve ne tipte olduğunu düşündüren önemli bulgular veriyor. Ayrıca ihtiyaca göre kanda demir, B12 vitamini, folik asit ölçümleri yapılabiliyor. Genetik nedenli kansızlıklara teşhis koyabilmek için hemoglobin elektroforezi tetkiki de istenebiliyor.
BÖBREK YETMEZLİĞİ
Böbrek hastalıklarına yol açan nedenler?
Böbrek hastalıkları denince aklınıza yalnızca böbrek taşları gelmesin. Tıbbı terminolojide “nefritler ve nefrozlar” diye özetlenen bir grup hastalık var ki onlar çok daha önemli. Bu hastalıklarda böbreğin kanı temizleyip süzen iç ortam dengesini sürdüren kandaki elektrolit ayarından kan hücrelerinin yapımına kadar pek çok noktada görevler üstlenen temel yapısı bozuluyor. Süzme sisteminde meydana gelen arızalar maalesef bir süre sonra böbrek yetmezliğiyle sonuçlanıyor. Böbrekler bir kez yetmezliğe düştü mü tedavi mümkün olamıyor. Neticede hasta ya diyalize bağımlı hale geliyor ya da böbrek nakline ihtiyaç duyuyor. Organ bağışının sınırlı olması organ naklini neredeyse olanaksız hale getirdiğinden hastalar da mecburen diyalize bağımlı hale geliyor. Şeker hastaları ve hipertansiyonlular arttıkça böbrek hastalarının sayısı da artıyor. Çünkü her iki hastalık da dikkat edilmediğinde böbrekleri çalışamaz hale getiriyor. Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları, bazı bağışıklık bozuklukları, bağ dokusu hastalıkları ve damar sertliği de böbrek yetmezliğine yol açabilen sorunlar arasında. Yıllık sağlık kontrolleriniz planlanırken doktorunuzdan böbreklerinizin de gözden geçirilmesini istemeyi ihmal etmeyin.
BAĞIŞIKLIK
Zatürree aşısını ne zaman yaptıralım?
Grip aşısının zamanı yaklaşıyor. Bu aşıyı eylül ortalarından sonra yaptırmakta fayda var. Zatürree aşısına gelince. Ortalama koruma süreci beş yılı bulan bu aşının yapılması için belirli bir zaman sınırlaması yok. Her mevsimde yapılabiliyor ama kışa girerken hatırlanıp yapılması daha iyi. Çünkü kış mevsimleri zatürree bakımından daha riskli kabul ediliyor. Zatürree aşısını beş yılda bir tekrarlamak da yetiyor. Şeker hastalarının, solunum yetmezliği olan, tıkayıcı akciğer hastalıklarıyla uğraşanların, çok yaşlı ve düşkün kişilerin bu aşıyı yaptırmalarını tavsiye ediyoruz.
CİNSEL YAŞAM
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar hangileri?
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar denince herkesin aklına AIDS geliyor ama bu son derece tehlikeli hastalıktan başkaları da var. Bel soğukluğu ve frengi-sifiliz en yaygın olanları. Alınan önlemlerle frengi bir hayli azaldı. Ama bel soğukluğu konusunda aynı başarının gösterildiği söylenemez. Klamidya bakteriyal bir cinsel hastalıktır ve zannedildiğinden çok daha sık görülüyor. Karaciğeri iltihaplandıran hepatit virüslerinden biri olan Hepatit B virüsünün de cinsel yolla bulaşabileceği iyi biliniyor. Cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıkların en önemlilerinden bir de Herpes. Hastalığı taşıyanların durumu farkında olmaması ve hastalığın çoğu zaman herhangi bir belirti vermemesi mücadeleyi güçleşleştiriyor. İnsan Papilloma Virüsleri de (HPV) yaygınlığı hızla artan enfeksiyonlardan biri. “Güvenli seks” son zamanların önemli sağlık problemleri arasında gösteriliyor. Böyle bir sorunla mücadele etmenin yolu poligam ilişkilerden uzak durmak, korunmaya önem vermek, kısacası tedbiri elden bırakmamaktır.
BESİN DESTEĞİ
Karnitin yağları kasa dönüştürebilir mi?
Fitness merkezlerinde kulaktan kulağa yayılan (ama bilimsel hiçbir dayanağı olmayan) çok eski bir efsane bu. Oysa kas kastır, yağ yağdır ve iki doku birbirinden son derece farklıdır. Kas dokusu yağa, yağ dokusu da kasa dönüşmez, dönüşemez (Bu dönüşümü başarabilecek ilacı bulan köşeyi hemen dönecek). Aynı şekilde ne egzersiz yapınca yağlar kasa dönüşür, ne de egzersiz bırakılınca kaslar yağa çevrilir. Eğer fiziksel aktivitenizi arttırırsanız daha çok yağ kaybeder, kas kazanırsınız. Tersine aktivitenizi sonlandırırsanız bir miktar kas kaybedip daha fazla yağlanırsınız.