Paylaş
Kanımızdaki şeker dengesi, sağlığımızı “damardan” etkileyen mühim bir konu. Kan şekerinin düşüklüğü de (hipoglisemi), yüksekliği de (hiperglisemi) önemli birer sağlık sorunu.
Konu sadece açlık ve tokluk şekeri izlemekle de bitmiyor. Sağlığını izleyen herkesin bedenindeki “şeker-insülin dengesi” hakkında da fikir sahibi olması lazım.
En doğru yaklaşım açlık ve tokluk kan şekerleri, açlık ve tokluk insülin değerleri ile hbA1c seviyelerini yılda bir-iki defa öğrenmekten geçiyor.
Özeti şu:
Kan şekeri profilinizi tam olarak anlamak ve fazla kilolu, yağlı karaciğerli, diyabetli, gutlu, hipertansiyonlu biri olmamak istiyorsanız, bu beşli değerlendirmeyi yılda bir defa ve birlikte yapmanızda fayda var.
Çay zevkiniz gün boyu sürsün
Çaydaki kateşinler ve kuvarsetinin damarları koruduğu, kalp krizi ve inme riskini azalttığı, bellek kaybını yavaşlattığı, kansere karşı koruma sağladığının anlaşılması çayı sadece lezzetli bir içecek olmaktan çıkarıp doğal bir ilaç yaptı.
Peki, bu içecekten daha iyi ve daha etkin nasıl faydalanabiliriz? Çayı ne zaman içersek daha fazla sağlık yararı kazanabiliriz?
Çözüm şu: Çayın içindeki antioksidanların bedenimizdeki etkisi içimden 30-40 dakika sonra başlayıp 2 saat sonra bitiyor. Bu bilgi çay keyfini günün belirli bir zamana sıkıştırmanın yanlış olduğu, en akılcı yaklaşımın gün içine yaymak olacağını gösteriyor.
Sabah kahvaltıda arka arkaya birkaç bardak çay içmek yerine bir bardak sabah, bir bardak öğlen, bir bardak da akşamüzeri içmek daha doğru olanı.
Menüde protein artınca kilo kontrolü kolaylaşıyor
Protein miktarı yükseltilmiş ve probiyotiklerden zenginleştirilmiş bir beslenme modeli yeni nesil diyet trendlerinin en çok rağbet edileni.
Uzun süre tok tuttukları, metabolizmayı hızlandırdıkları ve enerji yoksunluğuna sürüklemedikleri için daha çok tercih ediliyor.
Ana öğünlerde kırmızı et, tavuk, hindi, balık, yumurta, yoğurt, peynir gibi protein içeriği yüksek hayvansal besinlere ve/veya mercimek, kuru fasulye vb. bakliyatlar gibi protein zengini bitkisel gıdalara ağırlık vererek, atıştırmalarda badem, fındık, ceviz yiyip içecek olarak ayran tercih ederek protein bakımından güçlendirilmiş bir beslenme planı oluşturabilirsiniz. Ama bunu yaparken yiyecekleri sınırsız miktarlarda tüketebileceğinizi düşünmeyin ve yürümekten asla vazgeçmeyin.
B12 iştah açmaz
Hiçbir vitamin -ve tabiî ki B12 vitamini- iştah açmaz. İstisnai durumlar olabilir mi? Olabilir!
Mesela şiddetli bir vitamin eksikliği sebebiyle ciddi iştah kaybı söz konusu ise o eksiğin yerine konulması sonrasında eski sağlıklı durum da, kaybolan iştah da yerine gelir. Yani “artan” değil, “yeniden kazanılan” sağlıklı bir iştah düzeyi söz konusu olur.
Gelelim detaylara...
Suda eriyen, ısıya dirençli, ışığa duyarlı B12 vitamini karaciğerde depolanır. Sinir kılıfının (miyelin) korunması, kemik iliğinde alyuvar (eritrosit) yapımının artması, demirin depolanması, ağrı eşiğinin düşürülmesi, enerji sağlama, tepkime zamanını kısaltarak beyin etkinliklerine destek olma, toksinlerin atılması, homosistein yapımının engellenerek kalp-damar sistemine destek olma B12’nin başlıca görevleridir.
Bu görevlerin çoğunu da bir başka B grubu vitamin ile folik asitin desteğiyle başarır.
Eksikliğinde; halsizlik-güçsüzlük, denge bozukluğu, ellerde ve ayaklarda uyuşukluk ve karıncalanma, yürüme güçlüğü, unutkanlık, yoğunlaşma yetisinde azalma, ileri dönemlerde bunama belirtileri ve psikiyatrik bulgular ortaya çıkabilir.
Bu vitamini en çok karaciğer ve böbrek, et, tavuk, balık, kabuklu deniz ürünleri, süt ürünleri ve yumurta sarısından kazanabiliriz.
Basit hatalar da başınızı döndürebilir
Hafif baş dönmelerinin nedeni genelde basit hatalardır. Diyelim ki sadece 2 saatlik bir uykuyla sabah kalkıp işe gittiniz. İşyerinizde beş-altı defa baş dönmesi atağı yaşadınız, bu normaldir. Çünkü uykusuzsunuz. Uykusuzluk denge merkezinizin kontrol dışına çıkmasına neden olur.
Diyelim ki stresli bir gece geçirdiniz, uyuyabilmek için bir uyku ilacı aldınız. Ertesi gün başınızın dönmesi yine doğaldır.
Alışkın değilseniz, içki de baş dönmesine sebep olabilir. Aşırı çalışmak, aşırı stres de baş dönmesine yol açabilir.
Sorunun kaynağında bazen de beslenme yanlışlarınız yatar. Çok aşırı tuzlu gıda tüketmek, çok kahve, çok çay içerek fazla miktarda kafein almak da baş dönmesine neden olur. Kafein zengini çikolata yemek bile baş dönmesinin sorumlusu olabilir.Bazı gıda toleransı bozukluklarında da kulak çınlaması ve baş dönmesi görülebilir.
Bilmeniz gereken nokta şudur: Her baş dönmesi acil değildir ve her baş dönmesi hayati bir tehdit anlamına gelmez.
İdrar kaçırma sorunu gizlenmemeli
İdrar kaçırma probleminden şikayetçiyseniz, bunu doktorunuzla paylaşmalısınız. Çünkü bu sorun birçok mühim hastalığın işareti olabiliyor. Sorunun en sık görülen nedenleri şunlar:
◊ İdrar kaçırma, MS (multipl skleroz) hastalığının ilk belirtilerinden olabilir.
◊ Parkinson ya da diğer nörolojik hastalıkların da idrar tutamama ve kaçırma gibi sorunlara yol açtığı biliniyor.
◊ Bazen şeker ya da tiroit hastalarının da yaşadığı bu problemin arkasında söz konusu sağlık sorunlarının olup olmadığını anlamak için birkaç basit kan testi yeterli olacaktır.
◊ Bazı depresyon vakalarında idrar kaçırma görülebiliyor.
◊ Prostat ve mesane ameliyatlarından sonra bu problem ortaya çıkabilir.
◊ Bazen de sorumlu kullanılan ilaçlardır.
◊ İdrar yollarındaki taş, tümör ve iltihaplar idrar kaçırma nedeni olabiliyor.
◊ Menopoz ve andropoz döneminde de çok sık rastlanan bir problem olduğu aklınızda olsun.
Paylaş