Paylaş
Anlaşılan o ki bu konu sandığımızdan da önemli, çünkü gün boyu yüzlerce elektronik posta mesajı aldık ve o mesajlarda anlaşılıyor ki konuya biraz daha devam etmekte fayda var. Bugün size altı büyük diyet yanlışından daha bahsetmek istiyoruz.
İşte o yanlışlar
1. Yağ yerine kas yakmayın! Kilo sorununu çözmek isteyenlerin çoğunun sık yaptıkları bir hata, yağlardan kurtulayım derken kaslarını kaybetmeleridir. “Yağ yerine kas yakmak” hele bir de sık sık tekrarlandığında metabolizmanın canına okur. Nedeni kas dokusunun metabolizma için adeta bir sigorta görevi üstlenmesidir. Kas dokusu özellikle hareket ettirildiğinde müthiş bir enerji tüketme makinesidir.
Kas miktarınız fazlaysa yürüdüğünüz, yüzdüğünüzde daha fazla enerji kullanır, daha çok kalori yakar, diğer bir deyişle “yağ depolayan bir makine” yerine “depolanmış yağları bile yakan” formda ve fit bir cihaza dönüşürsünüz.
Yanlış, eksik ya da bilgisizce hazırlanmış diyet programları ile eğer mevcut kaslarınızı da kaybederseniz ne kadar az yerseniz yiyin, hatta açlık oruçları deneyin bir gram bile yağ kaybedemezsiniz.
Daha da kötüsü en ufak bir kaçamakta yediğiniz birkaç lokmanın bile göbeğiniz veya kalçanızda yağ olarak biriktiğini görürsünüz. Kas yakan, yani kas dokusu kaybına yol açan diyetler şunlar: Yüksek proteinli dengesiz diyetler, şok diyetler, sadece sebze suyu tüketmeye dayalı detoks diyetleri, detoks merkezlerinde yapılan 3-4 günlük açlık oruçları, 10 günden fazla süren egzersiz yapılmadan uygulanan zayıflama programları.
2. Sahte kilo kaybına dikkat edin. Kilo verme sürecinin başlangıcında hele ilk 2-3 günde çoğu zaman kas dokusundaki glikojen ve bedende biriken fazla suyun kaybı nedeniyle hızla kilo verirsiniz. İlk birkaç günde hızla giden kilolar sizi mutlu edecektir ama kilo vermeniz yavaşlayınca sakın üzülmeyin.
Çünkü gerçek yağ kaybı üçüncü günden sonra başlayacak, yedinci günden sonra belirginleşip bir düzene girecektir.
3. Başarınızı terazilerdeki rakamlarla ölçmeye kalkmayın. Terazilerdeki rakamların her zaman doğruyu yansıtmayacağını unutmayın.
Hızla kilo veriyor olabilirsiniz ama yukarıda da belirttiğim gibi kaybettiğiniz yağ dokusu değil kaslarınız olabilir. Çok az kilo veriyor, hatta hiç kilo kaybetmiyor olabilirsiniz ama bir taraftan yağ dokunuzu kaybederken diğer taraftan kas dokusu da kazanıyor da olabilirsiniz.
Ayrıca metabolizmanızın göstereceği direnç ya da yeni metabolik ayarların oluşumu nedeniyle de yağ kaybı yani kilo verme süreçleriniz zaman zaman durabilir. Sakın üzülmeyin, motivasyonunuzu kaybetmeyin.
Formda ve fit misiniz? Kendinizi daha hafif ve daha güçlü hissediyor musunuz? Daha keyifli ve mutlu musunuz? Daha az acıkıyor, tatlı krizlerinden uzak bir süreç yaşıyor musunuz? Bu sorulara vereceğiniz yanıtlar terazinizin göstereceği rakamlardan çok daha önemlidir.
4. İdeal kiloya değil sağlıklı bir kilo aralığına odaklanın. Tek bir kilo rakamı hedefleyip de takıntı yapmayın. Her yaşın, her cinsin, her bedenin, her genetik yapılanmanın ve bunun tezahürü olan bedensel görünüşün farklı bir kilo aralığı olacağını aklınızdan çıkarmayın.
5. Borcunuzu ödemeyi unutmayın. Kilo programları sürerken yani zayıflama çabalarınız devam ederken siz de zaman zaman kaçamaklar yapacaksınız.
Bütün mesele bir telafi planınızın olmasından ibarettir. Dün akşam fazla mı yediniz, yemekten sonra otuz dakika değil altmış dakika yürüyün ve bugün biraz daha az yiyin, yani daha az kalori tüketin!
6. Otomatikleştirin! Diyet yaparken de, diyet sonraki dönemde yeniden kilo almama, yani kiloyu koruma süreci yaşarken de yeme içme tercihlerinizi otomatikleştirmenin bir yolunu bulun.
Evde, işte, seyahatte mümkün olduğu kadar kendiliğinden oluşan tercihler geliştirmeye bakın. Bunun için en az bir öğününüzü sabitleyin ve standart hale getirin. Bizim önerimiz mümkünse akşam öğünlerinizi otomatikleştirmeniz yönündedir.
Çünkü en çok kaçamaklar akşam yemeklerinde oluyor. Eğer bunu yapamıyorsanız öğle yemeğinizi otomatiğe bağlamaya çalışın.
Bu öğünlerde sadece “çorba+ana yemek” şeklinde bir planı sürdürmeye gayret edin.
Paylaş