Paylaş
1. Omega-3 destekleri şişmanlatır: YANLIŞ! Omega-3 yağlarını içeren kapsüllerin şişmanlatmak bir yana zayıflamaya destek olduğunu gösteren çalışmalar bile var. Omega-3 desteklerini içeren kapsüllerin ortalama kalori değerleri en çok iri bir zeytininkine eşit ve sadece 10 kalori!
2. B12 vitamini kilo aldırır: YANLIŞ! Kilo aldırma riski bir yana karbonhidrat metabolizması üzerindeki olumlu etkileri nedeniyle dozunda ve zamanında kullanılan B12 destekleri kilo aldırmıyor, aksine kilo kaybını destekliyor. Özellikle Amerika’da çoğu zayıflama merkezi kilo programlarında enjeksiyon şeklinde uyguladıkları “B12 şutlarından” faydalanıyor. Biz de kliniğimizde B12 seviyesi 500 ve altında olanlara aynı uygulamayı yapıyor, mükemmel sonuçlar alıyoruz.
3. Demir hapları iştah açar: YANLIŞ! Hastalarında demir eksikliğine bağlı kansızlık/anemi olduğunu tespit eden doktorları bekleyen sorunların başında hastalarının (özellikle genç kız ve kadınların) “kilo aldıracağı” endişesi ile bu destekleri kullanmaya gösterdikleri direnç geliyor. Oysa demir hapları, şurupları, iğnelerinin böyle bir yan etkisi yok. Demir eksikliğinin tedavisi iştah açmaz, kilo aldırmaz.
4. Zeytinyağı kilo aldırmaz: YANLIŞ! Faydalı bir yağ olsa da çok fazla tüketildiğinde zeytinyağı da kilo aldırıyor, dahası sağlığınıza zarar bile verebiliyor. Unutulmamalı ki zeytinyağının da 100 gramında 73 gram tekli doymamış, 11 gram çoklu doymamış, 14 gram da doymuş yağ (iç yağı ve tereyağındaki yağ cinsi) bulunuyor ve bir yemek kaşığı tereyağı da tıpkı diğer bitkisel yağlara eşit miktarda enerji, 120 kalori (yani iki dilim ekmeğe eşdeğer kalori) içeriyor. Onun için ister rafine, ister sızma zeytinyağı tüketin fark etmiyor, dozu kaçırdığınız zaman zeytinyağı da hem kilo aldırıyor, hem sağlığınıza zarar veriyor.
5. Ara öğün zayıflatır: YANLIŞ! Ara öğünlerin metabolizmayı hızlandırma ve bir sonraki ana öğünde daha fazla gıda tüketimini engelleme gibi avantajları olduğu bilinse de bu bilgi herkes için doğru olmayabiliyor. Özellikle insülin direnci olanlarda eğer ciddi bir hipoglisemi eğilimi yoksa sık aralıklarla yiyecek tüketmek pankreastan insülin salgılanmasını tahrik ederek insülin direncini şiddetlendirebiliyor.
Aslında prensip olarak eğer sık acıkan biri değilseniz, hele hele kilo sorununuz yoksa ya da insülin direncine bağlı bir kilo sorununuz var ve bu direnci daha çok tahrik etmek istemiyorsanız acıkmadan yemeniz ve günde sadece üç ana öğünle besleniniz.
BİR SORU/BİR CEVAP
Kırmızı pancar kansere çare mi?
Kırmızı pancarın kanseri önleyici etkisinin olup olmadığı uzun zamandır tartışılan bir konudur. Kırmızı pancarda bulunan kırmızı boya maddesi betain bazılarına göre “kanserden koruyucu bir maddedir, çünkü hücre solunumunu uyarıcı bir etkiye sahiptir.”
Kırmızı pancarın beslenme programlarımıza dahil edilmesinin yararlı olabileceğini ben de düşünüyor, hastalarıma taze kırmızı pancarı şu veya bu şekilde daha sık yemelerini öneriyorum. Kırmızı pancarın suyunu çok sık bol miktarda içmekse pek de doğru gibi görünmüyor, çünkü kırmızı pancar nitrat depolayan bitkilerden biri.
Yarım litre kırmız pancar suyu içtiğinizde bile günlük almanız gereken maksimum nitrat sınırını aşabiliyorsunuz. Bilindiği gibi nitrat özellikle bitkilerin kökleri tarafından topraktan kolayca alınan bir madde ama belirli bir miktardan fazlası vücuda zarar veriyor.
BİR BİLGİ
Panik bozukluk yaygınlaşıyor mu?
Bu sorunun yanıtını vermek kolay değil ama psikiyatri uzmanları panik bozukluk sorununun özellikle kadınlar arasında yayınlaşma eğilimde olduğunu düşünüyorlar. Bu hastaların en çok kalabalık ortamlardan çekindiklerini, dışarıya tek başına çıkmaktan korkmak, kalabalık caddelerden geçememek, kalabalık ortamlarda bulunmamaya çalışmak ve hatta kalabalık mağaza ve marketlere girememek gibi sorunlar yaşadıklarını belirtiyorlar.
Bu hastalardan bazıları tren, otobüs, uçak gibi kapalı araçlara binmekten kaçıyor. Bir kısmı ise hastanelerin ve doktor muayenelerin önünden geçmemeye çalışıyor. Çok ağır kalp krizi belirtilerini taklit eden göğüs ağrısı, çarpıntı atakları yaşayan ya da ağır solunum güçlüğü tablosundan bunalan panik ataklıların sayısı az değil.
Bir süre sonra evden çıkmayı bile problem haline getiren panik bozukluk hastaları var. Panik bozukluk daha sık olarak kadınlarda görülse de erkeklerde de yaygınlaşmaya başladı. Sorunun çözümü sadece psikiyatri uzmanlarıyla düzenli ve güvenli bir işbirliği yapmaktan geçiyor. Hastalığın tedavisi ne kadar erken yapılırsa başarı şansı o kadar artıyor.
BİR SORU/BİR CEVAP
Lenf bezleri neden büyür?
Kulak arkasında, çene altında, kasık ve koltuk altlarındaki lenf bezlerinin büyümesiyle sık karşılaşılır. Lenf bezlerini büyüten birçok sebep var. Bunların başında enfeksiyonlar geliyor. Lenf bezleri, enfeksiyonların vücuda girmesini önleyen “öncü karakollar” gibi görev yapıyor.
Enfeksiyon yapıcı etkenle karşılaşan lenf bezi onun vücuda girmesini önlemek için bağışıklık yanıtları vermeye ve hücresel bir savaş yapmaya başlıyor.
Bu yanıtlar ve savaş hali lenf bezinde tahribata, sonuçta büyümeye yol açıyor. İltihapla birlikte olan lenf bezi büyümelerinin en önemli özelliği bu bezlerin dokununca ağrılı olmasıdır. Ağrıya bez ve etrafındaki sıcaklık da eşlik edebilir.
Lenf bezleri sadece iltihaplanma sonucu büyümezler. Bazı kanserlerde özellikle Lenfomalarda ve bazı kanserlerin metastaz (kanserli hücrelerin vücudun diğer yerlerine yayılması) hallerinde lenf bezi büyümeleri görülebilir.
Özellikle ağrısız ve sert olan lenf bezi büyümelerinin geciktirilmeden araştırılması gerekir. Lenf bezlerinizde bir büyüme fark ediyorsanız vakit kaybetmeden bir doktora başvurmayı unutmayın.
Paylaş