Sağlık konularına meraklı okurlarımızın kafalarını karıştıran ortak bazı sorunlar var. Bu sorunlara bundan sonra sık sık yer vereceğiz. İşte bu haftanın ilk 5’i...
1. Kafeinin ne kadarı yararlı, ne kadarı zararlı?
Birçok konuda olduğu gibi kafein konusunda da görüşler yavaş yavaş değişiyor. Uzmanlar kafeine karşı da biraz daha hoşgörülüler. Yetişkin bir kişinin bir günde kilosu başına 5 mg civarında kafeini tolere edebileceği söyleniyor. Yani 60-70 kilo civarındaysanız, günde 300-350 mg kafein kazanımı sizi pek fazla üzmeyebiliyor. Kafeinin sinir sistemini uyardığı, konsantrasyonu hızlandırdığı, dikkati yoğunlaştırdığı, algılamayı kolaylaştırdığı, öğrenmeyi desteklediği, belleği takviye ettiği gibi muhtelif bilgiler olsa da kafein konusunda dikkatli olmakta fayda var. Kafeinin LDL kolesterolü artırabildiği (özellikle filtre edilmemiş kafeinin), bazı kanserleri tetikleyebildiği (pankreas kanseri gibi), kan basıncını yükseltebildiği, taşikardi, uyku kaçması gibi sorunlara yol açabildiği biliniyor.
Hamilelerin kafeinli içeceklerden uzak kalmaları öneriliyor. Kafein, düşük yapma ihtimalini artırıyor, hatta doğurganlığı bile azaltabiliyor. Ayrıca kafeinin kemikten kalsiyum kaybını hızlandırdığı da bir başka bilimsel gerçek. Bu olumsuzluğu önlemek için içilen her bir fincan kahveye karşılık iki yemek kaşığı kadar süt veya yoğurt tüketilmesi tavsiye ediliyor. Kafein tüketirken de azı karar, çoğu zarar ilkesini akılda tutmakta fayda var.
2. Muz ve patates glisemik indeksleri yüksek besinler olarak biliniyor. Bu yiyecekleri tamamen keselim mi?
Sakın böyle bir şey yapmayın! Özellikle kilo sorununuz yoksa, muz ve patatesten tamamen vazgeçmeyin. Muz, potasyumdan zengin yapısı nedeniyle mükemmel bir besindir. Ayrıca vitamin ve mineral içeriği de oldukça fazladır. Glisemik yükü 80-85 civarında olsa da günde yarım muz özellikle hipertansiyon hastaları için iyi bir seçenek olabilir. Patatese gelince... O da glisemik indeksi yüksek besinler arasında yer alıyor. Hatta 100’e yaklaşan glisemik gücüyle zirveyi zorluyor. Ama patates salatası şeklinde tükettiğinizde, bu rakam 80’e kadar iniyor. Eğer canınız çok isterse, orta boy bir patates kalori bakımından orta kalınlıkta bir dilim ekmek kadar enerji içeriyor.
3. Ceviz ve kuru üzümü kalorileri yüksek olsa da yiyelim mi?
Her iki besin de doğanın bize sunduğu sağlık armağanlarıdır. Ceviz folik asit, magnezyum, omega-3 ve vitaminlerden zengin yapısı, kuru üzüm (özellikle çekirdekli siyah kuru üzüm) demir, B vitaminleri, rezveratrol ve benzeri maddelerden zengin içeriği nedeniyle son derece faydalı yiyecekler. Bir ceviz ortalama 20-25 kalori içeriyor. Sağlık için günde 30 gram yani 3-4 adet ceviz yemek yeterli olabiliyor. Kuru üzüme gelince... 100 gram kuru üzümde ortalama 300 kalori var. 50 gram kuru üzüm iyi bir ara öğün seçeneği olabilir.
4. Proteinleri karbonhidratlarla birlikte almak faydalı mı, zararlı mı?
Ne proteinleri karbonhidratlarla ne de karbonhidratları proteinlerle (!) karıştırmanın zararı var. Hatta özellikle bakliyat ve tam tahıllarla, hayvansal proteinleri birlikte almak daha çok fayda bile verebiliyor. Mesela etli kuru fasulye ya da kuşbaşı etli bulgur pilavı. Diğer taraftan Allah zaten yiyeceklerin çoğunda karbonhidrat ve proteini birlikte yaratmış. Kuru fasulyede protein de var, karbonhidrat da. Önemli olan bu yiyecekleri günlük ihtiyacınız kadar ve dengeli bir biçimde yemektir.
5. Çiğ besin yemek daha sağlıklı olabilir mi?
Besinleri çiğ yemek, daha fazla sağlık yararı sağlayabilir ama bu pişirilmiş besinlerin sağlıksız olduğu anlamına da gelmez. Her şeyi herhangi bir işleme tabi tutmadan olduğu gibi yemeye odaklanan “raw food” akımı herhangi bir bilimsel gerçeğe dayanmıyor. Eğer her şeyi çiğ yemeğe kalkarsanız, çiğnenmesi ve yutulması zor pek çok yiyecekte fedakârlık yapmanız gerekiyor. Önemli olan nokta şu: Yemekleri pişirmek en az gıdanın kendisi kadar önemli ve etkili bir nokta. Sağlıklı pişirme yöntemleri konusunu önümüzdeki günlerde sık sık işleyeceğiz.
Adım adım sağlık
Sağlıklı, verimli, zinde, üretken, başarılı, keyifli, huzurlu ve olabildiğince uzun bir yaşam herkesin ideali. Bu hedefe ulaşmak için yapılması gerekenlerin başında dengeli beslenme geliyorsa, ikinci sırada da düzenli fiziksel aktivite var. Gerçek olan şu ki, uygulamada daha az taraftar bulan, egzersiz yapmak oluyor. Oysa dengeli beslenme, kilo yönetimi konusunda “vadesiz mevduat hesabı” ise aktivite de “vadeli hesap” yerine geçiyor. Yani uzun süreli ve güvenli bir yatırım!
Ben aslında çok hareketli biriyim
Bu cümleyi çok sık duyuyoruz. Çok katlı evinde sürekli inip çıkanlar, köpeğini gezdirenler ya da hiç yerinde duramayanlardan tutun da günde üç saat spor salonunda çalışanlara, sabah akşam havuzda birer saat yüzenlere varana dek farklı biçimde hareket edenler var. Avustralya’da yapılan bir araştırma sonucunda, erişkinleri fiziksel aktivite konusunda motive etmenin en iyi yolunun bir “pedometre” yani “adım ölçer” alıp kullanma konusunda heveslendirmek olduğu anlaşılmış. Gayet ucuz ve etkin bir yöntem olarak süratle uygulamaya da konulmuş ve başarılı da olmuş. Attıkları adım sayısını gördükçe somut bir veri elde eden uygulayıcılar, deyim yerindeyse “gaza gelmişler”!
Siz de bir adım ölçer edinin
En kısa zamanda belinize ya da bileğinize takacağınız bir adım ölçer ile günde 10 bin adımı hedefleyen bir hareket planı oluşturmanızı öneriyoruz. Sağlık için atacağınız her adımda yolunuz açık olsun! DR. EVREN ALTINEL
Güneş çocuğunuz için tehlikeli olabilir
Güneşin fazlası herkes için zararlı ama çocuklar için daha da tehlikeli olabiliyor. Orta ve uzun vadede cilt kanserine yakalanma olasılığını artırdığı için özellikle çocukları korumasız ve uzun süreli güneşte tutmamakta fayda var. Ayrıca güneş yanıklarının oluşma ihtimali de çocuklarda daha fazladır. Çocuklarınızı güçlü koruma faktörüyle korumaya almadan güneşte fazla tutmayın.
Dizanteri önemli bir enfeksiyondur
Yaz ishalleri, bazen dizanteri işareti olabilir. Dizanteri mikroplarla (basilli dizanteri) veya parazitlerle (amipli dizanteri) ortaya çıkabilir. Her iki durumda da ishal en önemli işarettir. İshalle birlikte çoğu zaman halsizlik, baş ağrısı, kusma, ateş gibi belirtiler de mevcuttur. Dizanteri bazen romatizmal belirtilere, göz iltihaplarına, idrar yolu iltihaplarına da yol açabiliyor. Zamanında tedavi edilmezse bağırsaklarda ciddi hasar oluşturabiliyor. Tedavi için mutlaka tıbbi bir yardım almak gerekiyor.