EN iyi film, en iyi yönetmen, en iyi kadın oyuncu, en iyi yardımcı erkek oyuncu Oscar’larını kazanan Milyonluk Bebek (Million Dolar Baby) filmini seyrettim.
En iyi yönetmen Clint Eastwood, en iyi kadın oyuncu Hilary Swank, en iyi yardımcı erkek oyuncu Morgan Freeman gerçekten ödüllerini hak etmişler.
Trajik bir konu. Bir kafeteryada garsonluk yapan bir kızın boksörlük tutkusu ve hayatta en çok istediği şeye ulaşmak için mücadelesi.
Eğitimi, olanağı olmayan, ailesi de yoksul bir kız ne yapabilir? Birdenbire nasıl tanınabilir ve para kazanabilir.
Bu soruların hazin yanıtını bu filmde bulabilirsiniz.
Esas kızımız (Hilary Swank) boks antrenmanlarının yapıldığı bir kulüpte durmadan kum torbasına yumruk sallıyor, oranın temizlik hizmetlerini yapan sakatlanmış eski bir boksör (Morgan Freeman). Antrenör (Clint Eastwood) önce kıza pek yüz vermiyor, hatta ben kadınlara ders vermem diyor, bir yandan da kızın bu tutkusu onu çekiyor. Sonunda ders vermeye başlıyor. Aralarındaki o insani bağ beni çok etkiledi. Çünkü kız tek kurtuluş yolunun bu olduğuna antrenörü inandırıyor.
Yavaş ritimde ama insanı perdeye bağlayan bir akışla seyrettim.
Boks antrenmanlarının yapıldığı salonda hep ‘kaybedenler’ bir arada toplanmış. Hálá şöhreti umanlar ile şöhreti bulamayanlar.
Bir an sıradan bir yükseliş filmini seyreder gibi oluyorsunuz, kız çalışacak, ekonomik bataklıktan kurtulacak. Ancak klasik türün örneği olmadığı kesin. Zaten en iyi film Oscar’ını almasının en büyük sebeplerinden birisi bu. Bir de diğer aday filmler gibi belgesel nitelikte ve birilerinin hayatını anlatan bir film değil. Milyonluk Bebek filminin en beğendiğim yönü, klasik bir tür görünümünde olsa da aslında biraz dikkat istiyor, filmin başında söylenenler, sonunda tekrarlanıyor ve filmin nirengi noktalarını işaretliyor. Bunun haricinde Swank ve Eastwood arasındaki ilişki de filmin sonunda zirvesini yakalıyor. Filmin sonlarına doğru ikili arasında geçen dramatik konuşma rastladıklarımın belki de en iyisiydi. O bildik yapış yapış duygusallıktan uzak, ama insanın boğazını düğümleyen bir diyalog.