Paylaş
∆ “Çok iyi takım Avusturya, bizi mutlaka yenerler” deniyordu...
∆ Teknik direktörleri “Adam bu işin uzmanı” diye çok övülüyordu...
∆ “Mücadele etmesi imkânsız bir takım” yorumlar vardı...
Hepsi geçmiş zamanda kaldı.
Milli Takım artık çeyrek finalde.
Avusturya kötü bir takım değil tabii ki ama böyle maçlarda bireysel yetenekler çıkıyor ön plana.
Bizim çocukların bireysel yetenekleri, iyi takım oyunuyla birleşince yendik Avusturya’yı...
Böyle turnuvalarda, hele ki tekli maçlara geçildikten sonra artık her sonuç normaldir.
Zamanında da gördük örneklerini.
Kaldı ki biz iyi bir takımız.
Benzer hataları cumartesi günü rakibimiz Hollanda için yapmayalım. Hatadan kastım ‘Hollanda güzellemesi’.
“İmkânsız, mümkün değil, olacak iş değil, asla ama asla yenemeyiz” gibi cümlelere gerek yok.
Bizim çocuklar inanıyorum gereğini yapacaktır bir kez daha...
Kahin köpek
2018 Dünya Kupası’nda kedi Achilles vardı. “Kahin kedi” diyorlardı ona.
Yok efendim neymiş, maçların skorlarını önceden tahmin ediyormuş.
Euro 2024 için ise köpek Furry konuşuluyor. O da kahinmiş.
Bir tane top, iki tane de kova koyuyorlar köpeğin önüne.
Kovalar, karşılaşacak takımları temsil ediyor.
Türkiye-Avusturya maçının skorunu bilmiş Furry. İki topu bizim kovaya atmayı başarmış.
Tamam, bizim işe yaramaz bazı astrologlardan daha faydalı olduklarına eminim de inanmayın yahu böyle şeylere...
Her sene yeni bir kahin hayvan çıkıyor ortaya.
Mümkün mü böyle bir şey Allah aşkına!
O fişin hikâyesi
Bu fişi hatırlıyorsunuzdur...
Geçen hafta Bodrum’da yeni açılan Scorpios’ta ödenen 394 bin liranın fişi.
Marketlerde 700 liraya satılan bir içkinin yanında 340 bin lira yazıyordu.
Çarp, böl, topla, çıkar ama imkânsız o fiyat... Hiçbir mantıkla o fiyata satılamaz.
Öyle de değilmiş zaten. Mekân en iyi localarından birini 10 bin Euro’ya veriyormuş.
Yani sen orada ne söylersen söyle, otomatik olarak 10 bin Euro ile yani 300 bin civarı başlatıyormuş zaten.
Muhtemelen de bu fiyata birkaç şişe içki dahildir.
Çok mu, evet çok.
Ama tercih meselesi. Demek ki ödeyen var bu fiyatları.
Yani bir çeşit “alan memnun-satan memnun” hikâyesi.
Ama çıkan haberler, ortaya saçılan bu adisyonlar korkuttu belli ki insanları.
Bayramda Bodrum ve Çeşme’de çoğu mekân doluydu.
Yer yoktu hatta.
Bu doluluk yanılttı bazı işletmecileri, “Bu iş böyle gider, paçayı kurtardık” sandılar. Ama öyle olmadı.
Şu anda hepsi şoke olmuş vaziyette.
100 masalık yerde 10 masa, 50 masalık yerde 5 masa anca doluyor çünkü.
Fiyat da düşüremezler bu saatten sonra.
Ne olacak bilmiyorum.
Sonları hayrola...
Tahmini ne zaman bırakırız?
Bazı haber başlıklarında en başa yaşı kondurmak, bana ince bir zorbalık gibi geliyor...
“Bilmem kaç yaşındaki isim bikinisiyle büyüledi.”
“Bilmem kaç yaşında ama hâlâ çalışıyor.”
“Şu yaşına rağmen sahnede fırtına gibi esti.”
Yani bazıları işin kolayına kaçıyor, biraz kelime kalabalığı yapmak için başvuruyor bu yazılara, bazılarıysa tamamen zorbalık yapıyor.
Yaşın ne önemi var günümüzde?
Mühim olan insanlık, mühim olan kendine güzel bakmak, mühim olan işini her anında hakkıyla yapmak değil midir?
O yüzden merak ediyorum, tahmini ne zaman bırakırız böyle yaşla aşağılama çalışmalarını?
Biz erkekler varken...
Dubai’de bazı plajlarda güneş kremi püskürtücüleri varmış.
Aman kimse örnek alıp bizim plajlarda da denemesin.
Bizde olmaz o iş.
Düşünsenize erkek böyle tembel tembel yatacak, biri gelecek kadına krem püskürtecek.
Vallahi büyük kavga sebebi!
Yıkmayın yuvaları, sıkmayın canları...
Paylaş