Süreci yönetmekte sınıfta kaldı

Çok ilginç bir dönemden geçiyoruz. Sosyal medya fenomenleri bir bir hedef alınıyor.

Haberin Devamı

Bu isimler haksız yere de hedef alınıyor olabilirler... Şu an bilemeyiz...

Ama bu çok ilginç bir dönemden geçtiğimiz gerçeğini değiştirmez.

Son olarak Eylül Öztürk isimli bir fenomen alındı hedef tahtasına.

Amerika’ya taşınmış, bir sürü ev almış, parasına para katmış... Eylül öyle bir izlenim yarattı ki...

‘Evet ben bir anda zenginleştim ve bunun hesabını verecek durumda değilim’ dedi resmen herkese...

Bunu da sosyal medyasından paylaştığı  ‘Amaaaan size neyi anlatacağım ki zaten ne anlatsam inanmayacaksınız” mesajıyla yaptı.

Bakın bu yanlış işte.

Evet Dilan ve Engin Polat bu işi yaptı diye herkes yapacak diye bir şey yok.

Ama böyle umursamaz tavırla açıklama yapmak da yok...

Böyle bir açıklamadan sonra, yer sofrasında yemek yeseniz de, çiftliğe gidip hayvanları besleseniz de, evde bir tencerede çorba kaynatsanız da bir işe yaramayacak bence...

Geçmiş olsun.

Haberin Devamı

Çöpe atmışlar utanma duygularını

Bazı insanlar çöpe atmış utanma duygusunu...

Geçmiş olsun...

O dakikadan sonra her türlü hikâyeyi bekleyebilirsiniz onlardan.

Özellikle TikTok’ta görüyoruz bu durumu.

Utanma duygusu çöpe atıldığı için her türlü şebekliğe müsait hale geliyorlar.

Para bir numaralı amaçları oluyor.

Bakın para gelir gider.

Ama utanma duygusu gittiği zaman gelmez. Bunun TikTok’la alakası da yok...

Kapatmak falan da çözüm değil sosyal medya platformlarını.

Orası kapansa sokakta yapacak çünkü...

Bizim bambaşka kafalara erişmemiz lazım.

Hem de en acilinden...

Allah bu devirde ufak çocuğu olanlara sabır versin.

Çok üzülüyorum

Çünkü eskiden ‘şu şu mesleği yapan gibi olacağım’ diyen çocuklar bir süre öncesine kadar Dilan Polat gibi olacağım diyordu.

‘Uluslararası çapta ödülleri toplayacağım’ diye büyüyen çocuklar, en iyi saç ekimi, en iyi yüz boyası, en iyi saç kremi ödülü alacağım demeye başlamıştı.

Doktora, master falan konuşulurken 5’inci şube, 7’nci şube diye yarışa giriliyordu.

Biliyorum geçmiş zaman kullanıyorum...

E o zaman neden üzülüyorsun diyeceksiniz?

Üzülüyorum çünkü bu hafızanın silinmesi gerçekten çok ama çok uzun zaman alacak.

Haberin Devamı

E ‘Komşu’ hoş geldin

Sohbet, muhabbeti güzel yemek dendiğinde aklıma çok gelmezdi Kuruçeşme...

Vallahi artık geliyor. Bunun tek sorumlusu Ali Korur’un işletmeciliğini yaptığı Komşu Meyhane...

Ben geçen gün uğradım.

Sık okuyanlar bilirler o kadar az yer yazarım ki.

Ve çok iddialıyım yazdığım yerler iyidir. İşte Kuruçeşme Komşu o yerlerden biri.

Gittiğin yerde iyi meze arıyorsan, iyi ana yemek istiyorsan, arkadan tatlı tatlı müzikler çalsın, yoldan tanıdık yüzler geçsin istiyorsan doğru yer Komşu...

Sizi bilemem ama benim bundan sonra favori yerlerimden biridir orası...

‘Off the record’ akşamları

Madem Kuruçeşme’den bahsettim. Devamını getirelim. Ben geçen hafta Korto İstanbul’a gittim.

Haberin Devamı

Korto’yu Alaçatı’dan bilenleriniz vardır.

Şu dönemde kalitesini koruyan hem canlı müzik, hem de iyi bir mutfağa sahip bir işletme orası...

Neyse oraları sonra anlatırız...

Onlar salı akşamlarını ‘off the record’ akşamları ilan ettiler.

Yani mekânlarını sadece tanıdık simalara, müzisyenlere, oyunculara ve gazetecilere açıyorlar.

Sahnede bir ‘Jam Session’ kuruluyor yani doğaçlama bir müzik alanı diyelim. Mekâna gelen isimler de sahneye çıkıp şarkı söylüyorlar.

Resmen çok eğlenceli...

Resmen aşırı rahat...

Benim gittiğim gün kimler vardı, kimler yoktu yazmak bana yakışmaz...

Ama Türkiye’nin en önemli isimleri oradaydı diyebilirim.

İlk hafta değil, her hafta geliyor o isimler Korto’ya...

Haberin Devamı

Bu işin fikir babası kim sormadım ama tahminimce Korto’nun işletmecisi Berti Palambo bu işe öncelik etmiş.

Vallahi bravo.

Sayesinde artık salı akşamlarımız doldu.

Şaka mı?

Yahu 100 dolar tamam

500 dolar tamam.

Hadi senin gibi biri için 50 bin dolar da tamam.

Ama 13 milyon dolar nedir? Arda Turan, daha çok kazanma uğruna bir arkadaşına inandığını ve 13 milyon 900 bin doları elden verdiğini açıklamış.

Çok saçma değil mi?

Eğer birini 13 milyon dolar dolandırabiliyorsanız ya siz çok ama çok iyi bir dolandırıcısınız.

Ya da karşınızdaki çok ama çok iyi bir, neyse...

 2 kaybeden

Ya şimdi ağır konuşmamak istiyorum da gördünüz mü onu da bilmiyorum.

Gerçekten adlarını bilmiyorum (şu an bakıyorum) biri Mehmet Ali Erbil’in eski nişanlısı Gülseren diğeri de Erbil’in davalık olduğu Ece Ronay’ın eski eşi Mehmet Bilir.

Haberin Devamı

Bunlar 2 kaybeden...

Yahu bu iki isim yemeğe çıkmış.

Hahahaha...

Sonrasında da kameraları görünce ne hikmetse şaşırmışlar.

Ne hikmetse “Aramızda bir şey yok” demişler. Yazıp prim vermek inanın istemezdim ama... Geldiğimiz durumu görsün herkes istiyorum.

Azıcık popülarite kaybetme duygusu yaşayınca insanlar ne hale geliyor anlasın herkes.

Ve günün sonunda gelinen duruma bakarak maalesef üzülen ben oluyorum!

 

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları