Paylaş
Diyorlar ki...
- Çökmüş kız...
- Geçen yaz böyle miydi...
- Hemen bir botoks şart...
- Ekrandan hiç böyle gözükmüyor, falan...
E ama normali bu değil midir?
Kız plajda yahu.
- Davette değil...
- Yemeğe katılmıyor...
- Podyumda yürümüyor...
Asıl tartışılacak olan aksidir.
Bizim plajda makyaj yapanlara karşı birlik olmamız şarttır.
-Plaja giderken yoğun makyaj yapılmaz...
- Plajda topuklu ayakkabı giyilmez...
- Sayısız takı ile şıkır şıkır dolaşılmaz...
Düşünsene, şu
devirde ‘aşısızsın’
- Düşünsenize ‘aşısız’sınız ama konsere gideceksiniz.
Haydi yürü ‘PCR’ testine.
- Tatile gideceksiniz, uçağa binmeniz lazım ama aşı yok.
Haydi ‘PCR’ sırasına...
- Maça gitmek istiyorsunuz, e haklısınız da çünkü çok özlediniz ama aşıya da karşısınız... ‘PCR’ testi zorunlu.
- Sinemaya, tiyatroya gideceksiniz.
Planlar çok önceden yapılmış.
Ama ‘PCR’ olmadan olmaz.
Ben var ya, bu ‘PCR’ çilesini çekeceğime bir saniye bile düşünmeden aşımı olurum ve kurtulurum.
Kerem ve Burcu’ya n’oldu?
Instagram’da milyonlarca takipçiniz var ama bir sabah uyandığınızda hesabınızın ‘Instagram’ tarafından askıya alındığını görüyorsunuz.
Bu resmen bir korku filminin başlangıç sahnesi.
Düşünmesi bile ürkütüyor insanı. Geçen cuma Kerem Bürsin ve Burcu Biricik’in başına geldi bu olay.
İki oyuncu da cuma gününe Instagram hesapları olmadan uyandı.
Kendileri ne kadar üzüldüyse iki katı üzüntüyü hayranları yaşadı eminim.
Peki bir hesap neden kapanır?
Üstelik hesap sahibine bilgi verilmeden.
Instagram’ın belirli kuralları var. Bunların başında...
- Hakaret ve dolandırıcılık içerikli paylaşımlar...
- İnsan haklarına aykırı gönderiler...
- Ticareti yasak ürünlerin hesaptan paylaşılması gibi maddeler geliyor.
Ama ne Kerem ne de Burcu bu kuralları ihlal etti.
Peki ne oldu?
- İki ismin sosyal medya hesabında olağan dışı bir hareket tespit edilmiş olabilir. ‘Olağan dışı’ndan kastım, üçüncü şahıslar tarafından hesaplarına ‘bot’ yani sahte takipçi gönderilmesi.
Öyle 5-10 bin takipçiden bahsetmiyorum çok daha yüksek.
100 belki 150 bin. Böyle ani ve sahte yükselişler olursa Instagram kendi önlemini hesapları dondurarak alabiliyor.
Ama günün sonunda, bir haber verseydiniz keşke insanlara.
Ya açılmazsa, ya tekrarlanırsa, ya hesabım ele geçirildiyse diye şimdi günleri zehir olacak iki ünlü ismin.
Kahramanmaraş’a özür!
Kahramanmaraş’ın dillere destan bir mutfağı varmış, bilmiyordum.
Tepsi yemekleriyle çok meşhurlarmış.
Tarhanayı patates cipsi gibi çerez olarak yapıp yerlermiş.
Zeytinburnu ve Etiler’de şubesi olan ‘Tepsi Et’e düştü yolum. Amacım hızlıca yemek yiyip yola devam etmekti ama bir ‘kültür’le karşılaştım orada. ‘Maraş’ın neyi var neyi yoksa denedim. Favorim ‘eli böğründe’ adı verdikleri tepside pişen kebapları oldu.
Neden eli böğründe diye sorduğumda mekanın sahibi ‘Hacı Kral’ (evet ismi bu) elimi böğrüme götürmemi istedi.
Götürdüm. “Tamam” dedi.
“Sen ortadaki etlersin elin de yanındaki garnitürler” domatesi, arpacık soğanı, yeşil biberi ve sarımsakları.
Yahu çok yemek betimlemesi duydum ama bunun gibisini duymamıştım.
Eğer kalabalık sofraları seviyorsanız Maraş mutfağına ve ‘Tepsi Et’e şans verin.
Kayahan’ın soyadı
tartışmasına bakışım
Güzel adamdı Kayahan.
Şarkılarıyla yüreğimize serçe parmaklarının ucuyla dokunurdu.
Rahat bırakın yahu.
Soyadıymış, şarkılarıymış.
Boş verin gitsin.
Ayrıca Kayahan’ın kızı Beste Açar’a bir önerim var.
Burada asıl sorun İpek Hanım değil.
Asıl sorun İpek Hanım’ın şimdiki eşi. Siz hedefinize ‘yeni eş’i alın bence.
Ben eşimin, kendi soyadım ya da onun kendi soyadı dışında bir başkasının soyadını taşımasını istemem mesela. O beyefendi nasıl istiyor hayret doğrusu.
Paylaş