Paylaş
Hollanda-Türkiye maçı için Berlin bir günlüğüne festival alanına döndü. Bir taraf kırmızı beyazdı, diğer taraf turuncu...
Kulüp maçlarında göremediğimiz bir dostluk hakimdi taraftarlar arasında.
Türkler ve Hollandalılar maç öncesi kol kola girdikleri maçtan, maç sonunda da kol kola ayrıldı
Yaşlı bir Hollandalı taraftarın Türk gence sarılıp “Üzülme, bu sadece futbol” demesi gözlerimi yaşarttı mesela...
Maçın son düdüğüyle Türkler ayrılırken tribünden, Hollandalıların Türklerin önünü kesip “Çak bir beşlik” demesi de çok nazikti.
Evet evet olması gerekene şaşırdım. Ama çok uzağız böyle ortamlara, sanırım o yüzden böylesine garipsemem.
Günün sonunda bir hikâyenin daha sonuna geldik.
Öyle yakındı ki milli takım yarı finale... Hepimiz maç sonu “Ahhh!” dedik. Neyse yapacak bir şey yok... Yine de iyi ki bu heyecanı yaşadık!
Berlin notları
◊ Berlin’de taksicilerin yüzde 80’i Türk...
◊ Taksicilerin çoğu Merih Demiral’ın bozkurt işareti yapmasını destekleyip ceza almasına aşırı tepkili.
◊ Almanya’da yaşayan üçüncü kuşak, maalesef Türkçeyi unutmak üzere. Bilmeyen bile olabilir aralarında.
◊ Eğer bir şeyler yapamazsak döner elden gidecek! Öyle bir döner çılgınlığı var ki Almanya’da, kuyruğa girmeden döner almak mümkün değil.
◊ Berlin Olimpiyat Stadı, girişinden çıkışına çok güzel bir matematikle yapılmış.
Ne boğuluyorsun, ne sıkılıyorsun, ne uzunca sıra bekliyorsun. Şipşak halloluyor her şey.
Gelecek ne zaman gelecek?
Hollanda’ya elendikten sonra şu yorumları okudum:
◊ Olsun be, gelecek sizlerin elinde.
◊ Bu takım geleceğin takımı.
◊ Sizlerden umutluyuz
gelecekte.
◊ Birkaç seneye bu takım oturur.
Arkadaşlar, kusura bakmayın ama ben yıllardır aynı şeyleri duymaktan bıktım, yoruldum.
Her turnuva sonunda “Gelecekten umutluyuz” diyoruz.
Peki sorarım, bu gelecek ne zaman gelecek? Böyle sözlere yaslarsak sırtımızı hiçbir zaman gelmeyecek...
Siz birkaç diken...
Ülkemizin en etkili organizasyonlarından biri Türkiye Kültür Yolu Festivali.
Bunu bozamaz, öyle aranızdan çıkan birkaç kişi...
Geçen hafta Bengü sahnedeyken pet şişeler yağdı.
Yuhaladılar kadını.
Alkışlamanız gerekmez miydi?
Hemen birkaç gün sonra aynı olay Cem Adrian’ın başına geldi.
Pet şişe furyasına devam etti Van’daki bazı seyirciler.
Şişe fırlattılar Cem’in sahnesine, yüzüne.
Cem Adrian da konser sonrası “Bir gül bahçesinde gibiydim. Bir-iki dikenden sebep bahçeye küsülmez” mesajını paylaştı.
Çok da güzel yaptı.
Aradan çıkan bir-iki diken o bahçeyi kirletemeyecek.
Amaç neyse, kimse o amacına ulaşamayacak.
Yapacak hiçbir şeyin kalmadığında...
Bakın bu hiç şaşmaz.
Ne zaman ki fark edersin popülaritenin bittiğini ya da olmayan yeteneğinin son damlasını kullandığını, o zaman başlarsın...
- İlginç pozları sosyal medyadan paylaşmaya...
- Gündem garantili konularla
ilgili mikrofonlara konuşmaya...
- Anlamsız polemiklere girmeye...
- Birilerine çamur atmaya...
Örneklerini çok görüyoruz son yıllarda.
Maalesef devir böyle. O yüzden insanlara sinirlenmeyi bıraktım ben, siz de bırakın. Son kozlarını oynayan ‘kaybetmeye ramak kalmış’ tipler onlar.
Böyle bakın ve rahatlayın.
Paylaş