Neden mektup yazmıyorlar biliyor musun Tuba

9 yaşında bir çocuk şu dönemde bunu dert edip, “Anne neden kimse birbirine mektup yazmıyor” diye soruyorsa tek bir şey söylerim Tuba’ya; ‘Ne güzel, ne duyarlı bir çocuk yetiştirmişsin.’
Neden yazmıyor söyleyeyim ben...
◊ İki kelimeyi bir araya getirme yetisi çok azaldı...
◊ Türkçe dağarcığı denen tanım bazı gençlerde kalmadı...
◊ Kağıdı unutan çok kişi var. Onlar için ‘beyaz sayfa’ tablette açtıkları ‘word’ ekranı...
◊ ‘Whatsapp’tan sesli mesaj göndermek varken mektup yazmak da neymiş’ diyenlerle dolu etraf...
O yüzden mektup işine kimse girmiyor. Bu saatten sonra da yazmaz kimse mektup falan.

Her erkeğin şansı var

Aktör Paul Rudd People dergisi tarafından ‘yaşayan en seksi erkek’ unvanını aldı. O unvana en çok kendisi şaşırdı. “İnsanlar benim seçildiğimi öğrenince kendi kendilerine ‘ne!’ diyecekler” dedi.
Adam haklı... Ben dedim.
“Neeeee” demekle kalmadım, “ne alaka, nereden çıktı şimdi, ne oluyor yahu” falan diye de sordum sağa sola.
Tamam eli yüzü düzgün biri bu abimiz ama listede öyle isimler var ki, söz konusu yakışıklılık olunca Paul Rudd onların yanına yaklaşamaz.
Demek ki neymiş...
◊ Artık yeni dünya düzeninde öyle kaslı, öyle sarı saçlı, kavruk tenli, mimiklerin efendisi falan işe yaramıyormuş.
Bizim ortalama bir erkek dediklerimiz bile günün birinde ‘yaşayan en seksi erkek’ unvanını alabiliyormuş.
Herkes elindekine sahip çıksın.

Bizde cinci hoca, onlarda hayalet avcıları

Ben “Hayalet Avcıları” filmiyle büyüdüm. Bilgisayar oyunları, müzikleri, çizgi filmleri falan bambaşka bir dünyaydı benim için “Ghostbusters.”
Amerika’da kendi sektörünü oluşturdu film. “Hayalet Avcıları” adında web siteleri kuruldu, ofisler açıldı, insanlar hayalet avı şirketlerinde işe falan girdi.
Bitti sanıyordum bu furya.
“Şu dönemde kim hayalet avcısı tutar ki” diyordum.
Ta ki düne kadar. Ünlü oyunu Salma Hayek evine hayalet avcısı tuttuğunu açıkladı.
“Londra’daki evimde piyano kendi kendine çalıyor, ışıklar yanıp sönüyor, kapılar açılıp kapanıyor” dedi.
Ve 14 yaşındaki kızı korktuğu için eve ‘hayalet avcısı’ çağırdığını söyledi.
İşin ilginci bu ‘avcı’ evde 20 tane hayalet yakalamış. Sıra o hayaletleri defetmeye gelmiş ve ne hikmetse 19’u gitmiş ama biri gitmemekte ısrarcıymış. (puhahahahaha)
Şu olaylara, parası pulu olan, gezip görmüş, aklı başında insanlar da inanıyorsa, vay bu dünyanın haline.
Bizde nasıl ‘cinci hoca’ varsa onlarda da demek ki ‘hayalet avcıları’ var.
Bizim cinci hocalar nasıl kaşla göz arasında insanı dolandırıyorsa, onlarda da demek ki hayalet avcıları ünlü ünsüz demeden herkesi tokatlıyor.
Bizim cinci hocalar nasıl “içinizdeki yabancı varlığı çıkarttım” diyorsa, onların hayalet avcıları da “hayaletleri süpürgenin içinde hapsettim” falan diyorlar.

Bu fiyatlar bana hiç inandırıcı gelmedi

Bu her sene önümüze çıkan haberlerden biridir. Kasım, aralık aylarında sabah uyanırız ve “işte yılbaşında sanatçıların sahne fiyatları” başlığını görürüz.
Bu sene de şaşmadı bu mevzu.
Deniyor ki...
Özcan Deniz:
1 milyon TL
Ebru Gündeş, Yıldız Tilbe, Hadise:
900 bin TL
Hakan Altun:
750 bin TL
Volkan Konak, Funda Arar, Gülşen, Serkan Kaya:
700 bin TL.
Üstelik 31 Aralık gecesi verecekleri tek bir konser için.
Her ne kadar yılbaşı gecesi olursa olsun bu fiyatlar normal değildir!
Hele ki yaşanan pandemi durağanlığından sonra hiçbir mekan böyle fiyatlar vermez sanatçılara.