Ne 4 bin lirası flört dünya parası!

Araştırmayı 27-35 yaş arasındaki gençlerle yapmışlar.

Bu 4 bin liranın içinde çıkılan yemekler, alınan hediyeler falan da var üstelik.

Hatta ilk ay erkekler tarafından ödenen hesaplar, ikinci ay Alman usulü olarak ödenmeye başlıyor diye bir sonuca da varmışlar.

Kim yaptı bu saçma sapan araştırmayı?

Haydi hepsini geçtim, buna inanan kimler var aramızda?

Ben size gerçekleri şöyle kısaca anlatayım...

Bir kere günümüzde “ilk ay erkekler ödesin, ikinci ay hesaba kadınlar da ortak olsun” diye bir şey yok. “İlk ay ben ödeyeyim de gözünü boyayayım, ikinci ay hiçbir şeyine karışmayayım” mı diyor erkekler? Böyle bir hesaba girmek çirkin bir durum zaten.

Eğer bu hesaba girenler varsa ‘hooop’ die adadan elenir benden söylemesi...

Para hesabı insan ilişkilerini sarsar çünkü.

Gelelim gerçek maliyetlere...

O aylık 4 bin lira denen flört maliyeti tamamen uydurma bir rakam.

Tabii ki herkes bütçesine göre yaşar ama eğer siz güzel bir yemeğe çıkarsanız, yemek sonrası bir de geceye devam ederseniz geçmiş olsun.

4 bin lira değil, iki-üç katını bir gecede ödersiniz.

Onu mutlu etmek, yüzünü güldürmek istediniz diyelim.

Ufak da olsa bir hediye aldınız.

E tatile gitmeniz de lazım.

Flörtün ilk aylarında tatil daha bir hoş olur çünkü.

Yahu hiç saymıyorum konserini, tiyatrosunu, sinemasını...

Ee nerede kaldı 4 bin lira?

Bir tas çorba olmuş 250-300 lira. Simit dayanmış 50 liraya.

O yüzden bu rakam toplumun bambaşka bir kısmı için geçerli arkadaşlar.

Gerçekler hiç de öyle değil.

Yönetebilen kazanacak

Kelebek astroloji yazarı Aygül Aydın’dan doğum haritama bakmasını rica etmiştim. Dün için sözleştik ve geldi...

2023 senesinde neler olacak diye haritamın üzerinden geçtik.

Hani diyorlar ya Koç burçları için “Bu sene sizin seneniz. En mutlu olduğunuz, en çok kazandığınız, en başarılı olduğunuz sene olacak” diye...

Bunun rehavetine kapılmamam gerektiğini anladım ben o görüşmede.

Çünkü çok güzel bir şey söyledi Aygül.

“Yönetebilen kazanacak” dedi. Yani, “Yan gel yat, zaten gezegenler senin lehine çalışacak” diye bir dünya yok.

Kendimle ilgili bildiğim ama hiç dillendiremediğim bir şeyi daha öğrendim mesela.

Hayatta beni en çok yaşam koçluğu ve spor memnun ediyormuş. Yani “Canın sıkıldığı zaman git birine fikir ver, destek ol, sana en güzel terapi” dedi Aygül.

Kimine göre şahane, kimine göre yük bu durum.

Ama olsun bizim de rolümüz öle çizilmiş demek ki...

Daha fazla detay vermeyeceğim ama benim kıssadan hissem şudur:

Bencilliğiyle nam salmış olan Koç burçları bile bazen mutluluğu karşı tarafın tebessümünde, iyi olmasında bulabiliyormuş. Almak ve vermek dengesi çok önemli.

Her zaman almak isteyen taraf olmayın.

Vermeyi bilin.

Yoruyor ama günün sonunda mutlu da ediyor.

Yılana sarılmışız

Hafta sonu bir kez daha emin oldum. İsteyenler ve içi bunu kabul edenler için taksi sorunu İstanbul’da bitti.

Bunun da sebebi ‘Indrive’ isimli uygulama.

Biliyorsunuz uygulamaya gideceğiniz konumu girip bir tahmini ücret teklifi alıyorsunuz.

Sonrasında o fiyatı yükseltip mezata çıkmak size kalmış.

Teklifi artırdıkça, sizi taşımak isteyen taksici sayısı da artıyor.

Ve birini kabul edip istediğiniz yere gidiyorsunuz. Üstelik tüm bunlar 2-3 dakika içinde gerçekleşiyor.

Böyle bir sistemin yasal olduğunu hiç sanmıyorum.

Ama şimdilik İstanbullununun yaralarını sardığını biliyorum ve görüyorum.

Ne diyeyim, biz farkında olmadan yılana sarıldık. Ama o yılan ne iyi geliyor anlatamam...

Değişimin böylesi

Bu aralar canı sıkılan “Türkiye’nin en güvenilir ünlüleri listesi” yapıyor. Son 1 ayda bu kaçıncı liste karşıma çıkan bilmiyorum.

Ama bu liste farklı. Zirvedeki isim değişmiş çünkü bu listede. Müge Anlı zirvedeki yerini kaptırmış. Kime mi? Haluk Levent’e.

Haluk Levent’in son yıllardaki çizgisini beğenmeyen yoktur. Ben de beğeniyorum.

Fakat; yeni kuşak değil ama orta ve üstü kuşak bilir ve der ki; neredeeeeen nereyeeee...

Müthiş bir değişim onunki.

Muazzam bir ‘PR’ başarısı ve iyi insan olma hırsı. Bir dönemin ‘aranılanlar’ listesinin zirvesindeki isim, şimdilerin alkışlananlar listesinin tepesinde.

Bize sadece bu değişimi, bu kararlılığı, bu başarıyı alkışlamak düşer.