İstanbul’a bir de böyle bakın

Kentçizer Tarık Tolunay, ‘Fractal İstanbul’ projesiyle bir haritaya yüzlerce hikaye sığdırmayı başarmış.

Bu görsellere sıkılmadan saatlerce bakabilirsiniz.
Her baktığınızda geçmişten günümüze bambaşka hikayelerle karşılaşabilirsiniz.
Fractal İstanbul’un illüstratif haritalar serisini inceleme fırsatı buldum.
Üç kısımdan oluşan haritaların son kısmı ‘pandemi’ dönemini anlatıyor.
Eminönü, Galata Köprüsü ve Karaköy’ü kapsayan haritalar bildiklerimizden çok farklı. Bilimsel bir harita değil.
Çizgi ağırlıklı, insan odaklı haritalar diye tanımlayabiliriz.
Haritada Galata Köprüsü’nden atlayan bir genç, 1970’lerin otobüsleri, İstanbul’un tarihi binalarının yanında, bir dönem herkesin bildiği “Burhan Pazarlama”, 1961 yılında İstanbul’da çekilen “Tenten ve Altın Post” filminden bir sahne, Galata Köprüsü’nün altından geçerken bacaları katlanan tarihi vapurlar var.
Hatta “Matrak” oyununu icat eden “Matrakçı Nasuh” bile bu haritada yerini almış.
Alışık olduğumuz tarzda yani anı belgeleyen bir çalışma değil bu...
O yüzden, itiraf ediyorum ilk başta anlamakta biraz zorlandım...
Ama karelere baktıkça, detayları yakaladıkça çok farklı hisler yaşatıyor size.
Öyle heyecanla inceliyorsunuz ki, ailece toplanıp bir ev oyunu haline bile getirebilirsiniz haritaları.

Beklenen karar


Halil Sezai’nin cuma günü görülen duruşmasında tahliye edilmesinin beklendiğini yazmıştım. Beklenen oldu. Halil Sezai artık serbest.
Ama onu çok zorlu bir süreç bekliyor.
Bir süre evinde hapis hayatı yaşayacak ünlü şarkıcı.
Mesleğini yapamayacak.
İnsan içine çıkmak içinden gelmeyecek belki bir süre.
Çünkü tepki gösterenler olacak Halil Sezai’ye.
O da bunlarla karşılaşmamak için mümkün olduğunda insanlardan uzak olmaya çalışacak.
Halil Sezai’ye önerilerim...
◊ Kağıdı kalemi alıp hemen yeni şarkılar yazmalı.
◊ Sık sık dostlarıyla bir araya gelip ben nerede yanlış yaptım başlıklı sohbetler yapmalı.
◊ “İsyaaaaaaan” adlı şarkısını günde en az 2-3 defa bağıra bağıra söylemeli.
◊ “Ne yaparım da bu olayı unuttururum” diye kafa yormalı.

BAŞIN SAĞ OLSUN GÜZEL İZMİR
Gazetede yazımı yazarken İzmir’de deprem olduğu haberini aldım. Sonra da maalesef acı haberleri...
İzmir’in yeri farklıdır bizde. Bir sevdiğimiz, bir beklediğimiz, halini hatırını merak ettiğimiz illa ki vardır orada.
Bazen böyle kötü olaylar bahane oluyor onların sesini duymaya...
Başın sağ olsun güzel İzmir...
Çok geçmiş olsun...

Sadece kağıt üzerindeki cezası bitti
Arts Man isimli ata yumruk atıp, 2 aylık bir ceza almıştı jokey Halis Karataş.
Cezası bitti. Karataş pistlere döndü.
Döndü dönmesine ama Halis Karataş’ın toplum nezdindeki cezası öyle kolay kolay bitmeyecek.
Gözlerimizin önünden gitmeyen o sahne yüzünden, biz uzunca bir süre affetmeyeceğiz Halis Karataş’ı.
Oysa büyük bir isimdi. Birçok kişinin idolüydü. Ama maalesef artık sıradan ve hayvanlara şiddet uygulayan biri gözümüzde.

Yıllar geçtikçe daha iyi oluyorlar
Kuruçeşme’de bir parkın içinde yıllardır hizmet veriyor Park Fora adlı restoran.
Çalışan kadrosu ‘şampiyonlar ligi’ gibi. Türkiye’nin en önemli mekanlarının garsonlarını, şeflerini bir araya getirmişler.
E mutfak zaten İstanbul’un sayılı mutfaklarından.
Şu dönemde bir restoranı ayakta tutmak kolay iş değil.
Çizgilerini bozmadan devam ediyor Park Fora ekibi. O lezzetli ve taze
balık menüsünün yanına şimdi de suşi eklemişler.
Anlaşılan meydan okumayı, yaptığımız her şeyde ‘en iyisi biziz’ demeyi çok seviyorlar.

Arnavutköy’ün en sevimlisi
Weber’s Kitchen diye bir mekan var Arnavutköy’de. Francalacı Caddesi’ndeki mekanın havası son zamanlarda gittiğim çoğu mekandan farklı.
Kalabalıkta değilsiniz ama tatlı bir sokak curcunası yaşıyorsunuz.
Arnavutköy’de değil gibisiniz ama Arnavutköy’ün tam da göbeğindesiniz.
Bir mahalle kafesi havası...
Bir sokak lezzetleri restoranı tadı alıyorsunuz.
Mutfaklarından çıkan yemekler fazla başarılı.
Mekanın sahibi Cansu ve Can çifti haftanın 6 günü işlerinin başlarında. Ara ara sohbet etmeye yanınıza geliyorlar ve farkında olmadan sizi mekanın müdavimi yapıyorlar.