Paylaş
İlişki resmi olarak sona ermiş ama Sıla da Hazer Amani de sosyal medya hesaplarındaki mutlu aile fotoğraflarını kaldırmamışlardı. Ben de ‘bakalım ilk kimin eli gidecek, kim silecek’ diye bir yazı yazmıştım.
İlk adımı Sıla attı.
Sildi eski eşi ile olan tüm fotoğraflarını.
Peki Hazer Amani cephesinde durum ne?
Sanırım durumlar pek iyi değil. Çünkü tüm fotoğraflar, tüm o mutlu anlar halen duruyor ünlü şefin sayfasında.
Bir mevzu bitmişse bitmiştir.
Fazla koşmamak lazım peşinden. Kafaya hiç takmamak lazım. Sıla besbelli o defterin sayfasını çevirmiş.
Başka bir sayfa var artık önünde. Ama Hazer Amani...
Aslında çok tanıdık bir durum bu. Çoğu biten ilişkide benzer olaylar yaşanıyor. Bir taraf hep ‘geçmişte’ kalıyor.
Hazer Amani’nin derhal, zor da olsa fotoğrafları silmesi... Geçmişin üzerini örtmesi gerekiyor...
Örtemezse...
∆ Mesaj verme telaşıyla bu sefer de Edip Cansever diye Nilgün Bodur dizelerini koluna kazıtabilir...
∆ Restoranında ‘Ravioli’ isteyen müşteriye Kayseri mantısı götürür...
∆ Yemeklerinin tuz oranını asla ayarlayamaz...
∆ İşini gücünü yapamaz hale gelir...
Akıllı gözlük
İki haftadır müthiş samimi bir ilişkimiz var.
Çünkü çok sevdiğim bir gözlüğümü kaybettiğim ve yeni gözlüğe bu kadar para verilir mi diye söylendiğim bir zamanda geldi bana. Huawei tarafından 1 aylık deneme için gönderildi.
‘Huawei x Gentle Monster’ adlı gözlüğe kısaca akıllı gözlük diyebiliriz. Beni şaşırtan hem gözlüğün modeli hem de içindeki teknoloji.
Gözlük sayesinde kulaklığa falan ihtiyaç duymadan müzik dinleyip telefon görüşmesi yapabiliyorsunuz. Ne dışarıya ses gidiyor ne de gözlük sapının içindeki hoparlörler görünüyor.
Artık dışarıdan size ne derler, nasıl bakarlar bilemem. Ben bir süredir o sokak senin bu sokak benim gezip eşi dostu gözlükle arıyorum...
Kısa kısa
Oryantal Didem’in ‘dansöz edebiyatını’ derhal bırakması gerekiyor. Kimse onunla ‘ne de olsa o bir dansöz’ diye dalga geçmiyor. O günler geride kaldı. Mesleğine sonsuz saygı duyuluyor Didem Hanım’ın artık.
İbrahim Kutluay ile Edvina Sponza yine ayrılmış. Ama üzgünüm ki artık ayrılıkları haber değeri taşımıyor.
İşin garibi barışmaları da taşımıyor. Bir değil iki değil üç değil... Bu nedir yahu.
15 yaşındaki Alper Erözer adlı şarkıcı kardeşim ‘Türkiye’de ilham alabileceğim hiçbir şarkıcı yok’ demiş. Bir insan kendi yolunu böyle baltalar işte. Derslerine kafa yor Alper derslerine...
‘Adriana Lima ile iyi ayrıldık’ diyen Metin Hara’ya birinin acilen ‘ya bırak Metin, ayrılığın iyisi mi olur?
Hadi oldu diyelim... Sizin ilişki hiç ondan değil’ demesi lazım...
Şakası bile yapılmamalı
Ne dedi Yıldız Tilbe...
“Dünya Sağlık Örgütü ve pandemisine inanmıyorum. Hem Türkiye’de hem dünyada, doçentler, profesörler, bilim insanları böyle bir şey yok diyorlar. Onlara inanıyorum.”
Merak ediyorum, Tilbe’nin yakın çevresinde koronaya yakalanan var mı, onların çektiği acıyı gördü mü...
Tedbirsiz davrananların pişmanlığını yakından yaşadı mı?
Böyle bir açıklama yaptığına göre hiç tanışmadı korona ile. Umarım tanışmaz da.
Bu virüs ile hiç tanışmayan hafife alıyor, yalan dolan deyip geçiyor.
Hele ki bunu diyen ünlü biri olunca, sokakta dolaşıp her fırsatta ‘Korona diye bir şey yok’ diyen kitle bir kat daha cesaretleniyor.
Onlar cesaretlenirse...
∆ Maske takmayı anında bırakırlar...
∆ Yasak masak dinlemeyip gidip bir restoranın masasına oturuverirler...
∆ Gördükleri yerde eşe dosta sarılmaya kalkarlar...
∆ Aile büyüklerini ziyaret etmeye başlayıp virüsü sağdan sola taşırlar...
∆ Müthiş bir ‘sivil itaatsizlik’ başlatırlar yani.
O yüzden lütfen ‘onları’ cesaretlendirmeyin.
Ayrıca bu işin inanılmayacak hiçbir tarafı yok.
Tepeden tırnağa ‘gerçek’ bir virüs ile mücadele ediyoruz.
O yüzden çok dikkat edin Yıldız Hanım.
İnanmadığınız bir şeye yakalanırsanız bu sizin için çok daha ağır olur...
Paylaş