Paylaş
Uzun zamandır bekleniyordu bu yenilik.
Nihayet geldi.
WhatsApp’ta artık gönderilen mesajlar düzenlenebilecek.
Eskiden ne yapıyorduk peki?
Siliyorduk yahu.
Silince de tabii karşı tarafa uyarı gidiyordu. Çok can sıkıcı oluyordu.
Bazen yazdığınız uzunca bir mesaj sonrasında diyorsunuz ki;
◊ Abarttım mı acaba?
◊ Çok mu ağır konuştum?
◊ Keşke şu kelimeyi kullanmasaydım...
Sonra çareyi hepsini silmekte buluyordunuz.
Hatta “Seni seviyorum” itirafını yaptıktan sonra yorgan altına gizlenenler falan oluyordu. Şimdi bu dertler bitti.
Seni seviyorum mesajını kıvrak bir zekâyla değiştirebileceksiniz...
O aradaki pişman olduğunuz bazı kelimeleri düzeltip, gerekirse imla hatalarını tekrar gözden geçirip mesajınızı düzenleyeceksiniz.
Bu özellik hayat da kurtarır, hayat da kolaylaştırır çok eminim.
Müthiş dert!
Tülin Şahin demiş ki; “Kanlıca’daki lüks yalımdan sinüzitim yüzünden taşındım. Deniz üstünde olmak yoruyordu. Boğaz’daki akıntılar da beni çok etkiledi.”
Ya şahane!
Kimine göre hayat böyle yaşanmalı.
Kimine göre ise bu açık açık şımarıklık.
Benim yorumumsa tek cümle:
“Olacaksa böyle dertlerin olsun be!”
Tülin bu açıklamayı ilgi çekmek için mi yoksa tamamen dürüstçe mi yaptı bilemem tabii. Ama var böyle takıntılı insanlar.
Pire için yorgan yakanlar deriz biz bunlara.
Kendi konforunu bile düşünmeden yok sayabilir insan...
Bana sorsan ne sinüzit ne başka bir şey...
Kimse çıkaramaz beni o yalıdan.
Sinüzitim varsa da Boğaz’ın o havasıyla iyileştiririm kendimi.
Boğaz’daki dalganın çıkardığı o ses, akşamları evimin önüne vuran ayın şavkı... Anlayamazsınız...
İlk görüşte aşk
İlk görüşte aşk denen hikâyeye ben de pek inanmam.
O kadar çok parametre var ki bu işlerde. Onları tamamlamak bazen zaman alıyor.
Ve bence sonradan gelişen hikâyeler daha kalıcı oluyor.
Kenan İmirzalıoğlu ne güzel söylemiş: “Sinem’e ilk görüşte âşık olmadım. Dördüncü buluşmamızda ruhsal bir çarpılma yaşadım ve âşık olduğumu anladım.”
4’te de olur 14’te de...
Hatta bazen ilişkiniz başlar ‘öylesine’.
Devam eder ‘öylesine’.
Tamamen vakit geçirmektir amaç.
Zamanla bir bakmışsınız kopamıyorsunuz. Hatta bir bakmışsınız âşık olmuşsunuz.
E tabii taraflardan biri genellikle daha geç ayak uydurur bu duruma.
Ama her iki taraf ayak uydurduktan sonra tadından da yenmez böyle ilişkiler.
O yüzden günümüzde ilk görüşte aşk ‘out’, zaman içinde gelişen aşk ‘in’.
Arkadaşla eğlenmek
Soru herkesi ilgilendiriyor.
“Siz arkadaşlarınızla eğlenmeye gitmiyor musunuz?”
Soruyu gece yarısı Asmalımescit’te bir erkek arkadaşıyla görüntülenen Seçkin Piriler sormuş.
“Arkadaşım sadece” demiş.
Konuyu Seçkin’den çıkararak tartışmak istiyorum. Onun sorusu çok genel çünkü.
Bence insanlar arkadaşlarıyla eğlenebilir.
Tartışmaya kapalı bu konu.
Kol kola falan da girerler arada...
Ama!
Bu işin bir sınırı olmalı.
El ele, aşırı samimi şekilde, ara sıra sarılıp öpmeli arkadaşlık olmaz.
Hele ki gecenin bir yarısı bir mekândan sarmaş dolaş çıkan kimse yanındaki için “Sadece arkadaşım” demesin.
Arkadaş dediğin korur kollar, kısaca sahip çıkar.
Faydalanmaya falan kalkmaz.
Bu dengeyi sağlamak gerekir.
Gözlerimize renk geldi
Cannes Film Festivali’nin parlayanlarından biriydi bana göre model Irina Shayk...
Ama çok eleştiriliyor.
“Festivale iç çamaşırlarıyla katıldı” deniyor.
İç çamaşırı var, bir de iç çamaşırı var arkadaşlar.
O kadar ince bir çizgi ki bu ve ünlü model o ince çizginin irite edici tarafına geçmemeyi o kadar iyi başarmış ki...
Ben onu görünce hiç garipsemedim. “Bu ne kıyafet, tüüü rezil!” falan demedim. Aksine baktım. Baktıkça bir daha baktım.
Sonunda da cesaretine ve duruşuna bir alkış patlattım.
Bence yine kıskançlık lobisi eleştiriyor Irina’yı...
Onların eleştirmesi çok kıymetlidir. Ülkemizde de böyledir bu. Bir şeyleri iyi yaptığınız gösterir.
Go Irina go go...
Paylaş