Çapkınlıkta suç kadınların mı?

“Kadınlardan ‘olur’ işareti gelmezse erkekler kadınları rahatsız edemez ki...” diye başlayan sohbetlere denk gelmişsinizdir.

Haberin Devamı

Hatta üzerine çok kafa yormuşuzdur bu sözlerin...
Asla üzerinde bir uzlaşmaya varılamayan konulardandır bu.
Derya Tuna da benzer bir açıklama yapıp “Çapkınlıkta erkeklerin suçu yok. Kadından bir hareket gelmezse erkek bir şey yapamaz” demiş.
Erkeklerin suçu var Derya Hanım var.
* Maalesef kendinde ‘anlamsız bir güç’ gören insanların, genelde suçu oluyor böyle durumlarda.
* Sorun kadınların erkeklere ‘yeşil ışık’ yakmasıyla başlamıyor yani.
* Sorun ‘zihinde’ başlıyor. Evli olan veya sevgilisi olan erkeklerin çapkınlığı bir hüner gibi görüp, erkek sohbetlerinde anlatmasında başlıyor.
Bunda da mı kadınların suçu var yani? Aklıma yatmıyor bu inanış benim. Uzunca bir süre daha yatmayacak ve beni kimse çapkınlıkta erkeğin suçu olmadığına inandıramayacak.

Haberin Devamı

Sonuçta hepimiz Marilyn Monroe’ya benzemek istemiyor muyuz

Merve Boluğur ekrandan uzak kalma sebebini “Dizilerde oynamak istemiyorum, çalışma saatleri çok fazla ben değerli bir insanım” sözleriyle açıklamış.
Gayet mantıklı.
Destekliyorum. Ama kurallarını ve bu düşüncelerini tek bir kişinin değiştireceğini de eklemiş.
Ve...
“Marilyn Monroe’yu canlandırmak isterdim” açıklamasını yapmış.
Bu da gayet haklı bir temenni. Çoğu ünlü ismin hayali halen Monroe değil mi...
*Marilyn gibi ol...
* Marilyn gibi yaşa...
* Marilyn gibi sev...
Yani ilham kaynağıdır Monroe hâlâ...
Aslında yıllar önce Madonna, “Sonuçta hepimiz Marilyn Monroe’ya benzemeye çalışmıyor muyuz” sözleriyle her şeyi özetlemişti. O yüzden haklısın Merve...
Ben ilk kez sana hak veriyorum...
Monroe’yu oynamak istemen şahane bir istek. Fakat, bugüne kadar yaptığın işler, oynadığın dizi ve filmler, çıkmak bilmeyen o albümün mesela...
Bunların hepsi bu istediğin role giden yolda sana maalesef engel.
Ama bunu istemekte yine de çok haklısın...
“Sonuçta hepimiz Marilyn Monroe’ya benzemeye çalışmıyor muyuz?”

Aksesuvar dediğin...

Mavi’nin yaz koleksiyonunun yüzü olan Serenay Sarıkaya, yapılan tanıtımda hem kendini hem de taktığı aksesuvarları konuşturmayı başardı. Çok iyi yapıyor işini...
Neyin nasıl dikkat çekeceğini, nelerin gündem olacağını iyi biliyor. Mesela saçına taktığı aksesuvar...
Dedim ki “Klavye delikanlıları birliği’ burada çaresiz kalır.
Bunu da eleştiremezler.
“Hem ne diyebilirler ki?” falan diye mırıldandım. Yanılmışım...
Eleştiri tayfası işinin başındaydı ama bu sefer destek bulamadılar.
* “Şov yapma, saça öyle şeyler takılmaz” dediler...
Ciddiye alınmadılar
* “Çok para aldı markadan Serenay” dediler...
“Sana ne” yanıtıyla karşılaştılar.
Taşlardan yapılan saç aksesuvarı dakikalar içinde sosyal medyanın gündemine oturdu.
Danla Biliç, Rachel Araz, Şevval Şahin ve birkaç isim daha benzer aksesuvarlarla fotoğraflarını paylaştı.
Hatta Danla, “Boşver Serenay anlayamazlar” notunu düştü o fotoğraflardan birine.
Destek attı yani Serenay’a...
Ben bayıldım bu aksesuvara.
Tek bir şartım var.
* Ne olur plajda takmayın. Onun dışında gerçekten nerede takarsanız takın çok güzel duracaktır.

Haberin Devamı

Haklıyken haksız olmak...

Sıla Türkoğlu diye genç bir oyuncu arkadaşımız varmış. ‘Emanet’ adlı dizinin başrol oyuncusuymuş.
Bir gün (belki de bir süredir) kafasına esmiş ve “Beni hemen diziden çıkartın” diye resti çekmiş yapım şirketine.
E şirket bunu kabul etmeyince de Sıla dizinin çekimlerine gitmeyi bıraktı ve sezon finalinde Sıla yerine dublör kullanıldı.
Böyle fıkra gibi bir olay daha önce yaşandı mı bilmiyorum ama bir oyuncu için çok kötü bir imaj bırakacağına eminim.
* Çünkü bu olay seyirciye saygısızlık olarak algılanacak.
* “Kim bilir ne kadar para alıyordu onu da beğenmedi” dedikoduları çıkacak.
* “Tüm ekibi yüzüstü bıraktı, çekti gitti” denecek.
Sıla bir süredir diziden ayrılmak istiyor olabilir.
Kararını defalarca söylemiş ama kabul ettirememiş de olabilir. Hatta yapım şirketi Sıla’ya yanlış da yapmış olabilir.
Ama strateji hatası yapmış Sıla. Son bölüme gitmemek, işi yarım bırakmak hoş olmamış.
Bu üslup hatası yüzünden haklıyken haksız duruma düşmüş.
Şimdi, Sıla diyor ki, “Bana mobbing uyguladılar, bana iftira attılar, beni zorla çalıştırdılar.”
Karşı taraf diyor ki, “Etik dışı davranışları yüzünden maddi manevi zor duruma düştük.” Sıla’nın menajer kurbanı olduğu da söyleniyor...
Hatta menajerinin “Diziyi bırak ve gündeme otur” dediği kulislerde konuşuluyor. Bu menajer iddiasına hiç şaşırmam ben.
Oyuncusunu yakan sayısız menajer tanıyorum.
Her ne yaşanırsa yaşansın işinin ehli bir menajerin, “Çek dizini, oyna sezon finalinde, işinin hakkını ver, sonra ‘Ben gidiyorum ne yaparsanız yapın’ demesi lazımdı. Yani bu basit strateji hatasına izin vermemesi gerekirdi.

Yazarın Tüm Yazıları