Paylaş
Hatta o büyük terasta ‘İzaka’ adında çok da iyi bir restoran vardır. Daha ne cevherler varmış o terasta yeni öğrendim.
Canlı müziğin köklü markalarından olan Jolly Joker, konsept değiştirerek Jolly Joker Private adında bir mekan açmış otelin terasına.
Farklı diyorum çünkü mekan müziğin yanına yemek eklemiş.
Mekanı şık masalarla donatmış, özel localar yapmış.
Son dönemde çok konuştuğumuz ‘gazino’ konseptine geçmiş.
◊ Eğer canlı müzik küllerinden doğacaksa, eğer gazino günlerini özleyenlerin derdine deva olacaksa bir mekan, bunu sanırım bu ‘private’ Jolly Joker başaracak.
Çünkü...
◊ O arayıp bulamadığımız yüksek tavana sahipler.
◊ Eskide kaldı dediğimiz ‘efendi’ müşteri kitlesini ağırlıyorlar.
◊ Dip dibe oturmaktan bıktım diyenlere geniş masalar sunuyorlar.
◊ İşletme ve strateji gibi önemli noktaları da profesyonellerin eline bırakmışlar.
Mesela iletişimci Özgür Aras’ın dokunuşları var mekanda.
Ben perşembe akşamı Simge Sağın’ı dinlemeye gittim. Simge’yi oturarak ilk kez dinledim.
◊ Sen gel o sahnede devleş...
◊ Koca sahneyi doldur...
◊ Bir yandan şarkı söyle...
Zor iş, ama çalışırsan, e yetenek de varsa oluyor işte.
Simge’ye tatlı da bir eleştirim var...
Neden halen bir arabesk albüm yapmıyorsun?
Seni uzaktan dinleyenler de, sahnene gelenler de bunu bekliyorlar çok açık.
Sen arabesk şarkıları fazla iyi okuyorsun çok belli.
Ses var, yetenek var, repertuvar var, talep var?
E ne duruyorsun?
Arabesk albüm yapsana...
Herkes bu esprinin altından kalkamaz
Melis Sezen’in magazin tarihine geçen sözünü artık hepimiz biliyoruz; “Bunu tutuyorum çünkü elimde şu an...”
Bu sözü sık sık kullananları göreceksiniz önümüzdeki süreçte.
Hakkını veren de olacak, espri yapayım derken yere çakılan da.
Mesela komedyen Doğu Demirkol.
GQ ödül töreninde sahneye çıkıp bu sözleri kullanmak istedi.
Ödülü alacağı sırada, “Bunu tutuyorum virgül çünkü elimde şu an” dedi.
Güldürmedi...
Bakmayın siz yanındakilerin iki tebessüm ettiğine, onlar sırf ayıp olmasın diye. Sonuçta gerçekten güldürmedi.
Nokta...
Arkadaşlık ne değildir biliyor musunuz?
4 kişiydi Hepsi grubu.
Aslında bir döneme damga vurmuşlardı. Çok iyi şarkılar çıkarıyorlar, kliplerini izletmeyi başarıyorlar, sahne şovlarıyla alkış alıyorlardı.
Günün sonunda her yükselen grubun başına gelen şey onlara da oldu. Dağıldılar.
Eren Bakıcı, Cemre Kemer, Yasemin Yürük ve Gülçin Ergül...
Bu ekipten Gülçin Ergül sektörde halen iyi işler yapıyor, Cemre Kemer ise bir şekilde sosyal medyanın gündeminde. Gülçin’in başına gelen o talihsiz olay ve sonrasında eski arkadaşı Cemre Kemer’in tavrı gösterdi ki onlar zaten hiç arkadaş olmamışlar.
Üşenmedim ve Cemre Kemer’in son 24 saatte 30 Instagram paylaşımını saydım.
Hepsinde gülüyor, hepsinde eğleniyor hatta ürün reklamı yapıyor.
Takipçilerinden birinin tepkisine şu cevabı vermiş Cemre; “siz yakınızı kaybettiğinizde ona sosyal medyadan mı destek oluyorsunuz? Emoji mi atıyorsunuz?”
Cemre’nin hayatı kimseyi ilgilendirmez AMA hiç değilse geçmişin hatırına öyle neşeli paylaşımlar da yapmaz insan.
Sen aramışsındır tabii ki Gülçin’i, üzgün olduğunu söylemişsindir elbet ama bu paylaşımlardan sonra buna ne Gülçin inanır ne de bizler.Bazı olaylardan sonra kısa süreli sessizlik iyidir.Sen evinde gül eğlen ama insanların gözüne sokma. Bir arada geçen günleriniz hatırına yalandan da olsa yasını tut.
Salih Bademci bunu hak etmişti
GQ ödül töreninde en iyi oyuncu ödülünü Salih Bademci aldı. Özellikle son dönemdeki performansları ve Kulüp dizisindeki rolüyle alkışı hak ediyor Bademci. Ona ödülünü Kulüp dizisinin yönetmeni Zeynep Günay Tan verdi.
Can alıcı cümleleri söyledi ödülü verirken başarılı yönetmen. “Bir yönetmen için mesleğine aşık olmasına sebep olan bir oyuncusun ve çok iyi bir yol arkadaşın” dedi.
Bu sözleri duyan Salih Bademci gözyaşlarına hakim olamadı. Öyle yalandan falan değildi gözyaşları... Samimiyeti işledi içimize. İyi yönetmen ve iyi oyuncu eşleşmesi ortalığı sarsacak işlere sebep oluyor.
Zeynep ile Salih bu eşleşmenin son dönemdeki en güzel örneklerinden.
Şimdi bizlerin değer bilmesi gerekiyor, ona hak ettiği alkışı vermemiz, yaptığı işleri çok sıkı takip etmemiz gerekiyor.
Çünkü o ve onun gibi oyuncular bunu fazlasıyla hak ediyor.
Ne alaka
◊ Nesrin Cavadzade’nin kuaför çıkışı gazetecilerden demir parmaklıklardan atlayarak kaçmaya çalışması?
◊ Kainat güzeli seçilen Hintli Harnaaz Sandhu’yu sahnede miyavlatmaları...
◊ Serenay Sarıkaya’nın paylaştığı bir fotoğraf sonrası ‘ayakların kaç numara?’ sorularına maruz kalması...
◊ Şef Danilo Zanna’yı sürekli biriyle yakıştırma çabaları...
İster istemez şunu sorduruyor bana...
NE ALAKA...
Çağatay’ı eleştireyim derken...
Avatar Atakan Çağatay Ulusoy’un bir fotoğrafını paylaştı. O fotoğrafı görenler, Ulusoy’u İbrahim Büyükak’a benzetti. Biz işin eğlence kısmına takılıyoruz ama aslında ortada hakaret var.
Çağatay’a...
“Çok çirkin olmuşsun”, “Kilo almışsın”, “O saçlar ne öyle”, “Suratın niye o kadar şiş” falan diyorlar.
Bunu derken de örnek olarak İbrahim Büyükak’ı gösteriyorlar. E ama bu nereden bakarsanız bakın ayıp. İbrahim Büyükak bu benzetme sonrası bir açıklama yaptı “o benim üç sene önceki fotoğrafım şu an çok daha zayıfım” dedi.
Bu naif sözleri yerine...
◊ Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz?
◊ Ben kendimi böyle de seviyorum.
◊ Evet, hafif kiloluyum kime ne?
Deseydi de haklı olurdu.
Paylaş