Cağaloğlu Hamamı’nın içindeki o yere gittim

Ben sık sık şu cümleleri duyardım...

Haberin Devamı

Cağaloğlu Hamamı’nın  içindeki o yere gittim

◊ Cağaloğlu Hamamı’nın içindeki restorana gittin mi?
◊ Lokanta 1741’i mutlaka denemelisin.
◊ Yahu git hamama gir, sonra çıkıp restoranı dene.
Sonradan öğrendim ki eskiden tanıdığım Osman Yitgin, Lokal adlı barlarını, Aliye adlı meyhanesini kapatmış ve Cağaloğlu Hamamı’nın içine Lokanta 1741 adında bir mekan açmış.
Hamam içinde restoran fikri ilginç. ‘Ne alaka’ diye sorduğumda çok uzun bir cevap aldım.
Özetle şöyle gelişmiş durumlar:
Önce hamam alınmış, sonra Osman Yitgin, personelin yemek molalarında dinlendiği, arada çay kahve molası verdiği avluyu görmüş ve orayı restorana çevirmiş. Sıfırdan yaratmış yani.
Hamam falan dedim diye restoran kısmını çok büyük hayal etmeyin. 50, hadi bilemediniz 60 kişilik bir yer 1741...
Ve baştan sona ‘şef restoranı’.
Normal restoranlarda pek tercih edilmeyen iki kişilik masalarla dolu mekan. En çok tercih edilen masalar onlar.
Çünkü işletmeci Osman’ın deyimiyle burası “love” mekanı.
Sevgililer de geliyor, evlenme teklifi edenler de, iş toplantısı için sessiz bir yer arayanlar da...
Hatta bana göre ‘Kapadokya’ sevdası ile yanıp tutuşanlar da arada uğruyor 1741’e.
Çünkü mekan size ‘Kapadokya’ havası da veriyor.
Çok restoran güzellemesi yapmam ama burası farklı...
Gündüz hamama gitmelik, hamam
sonrası da en şık kıyafetleri çekip sohbet etmelik bir yer.

Haberin Devamı

Gitti güzelim Frankie

Nişantaşı’nda Sofa Hotel’in terasında Frankie Restoran vardı. Kaya Demirer’in sahibi olduğu mekan bu kış bir türlü açılmadı. Nedenini sonra öğrendim, meğer Sofa Hotel kapanmış.
Fakat anladığım kadarıyla o kararın arkasında bir alicengiz oyunu var.
Otel sahipleri aralarında anlaşmazlık var gibi gösterip yılların Sofa’sını kapatma kararı almışlar. Nedeni de otelin ‘sağlıklı yaşam merkezine’ dönüştürülecek olması.
Uluslararası bir marka otel sahipleriyle anlaşmış ve Nişantaşı’nın göbeğine bir ‘detoks merkezi’ kurmak için çalışmalara çoktan başlamış bile.
Fakat Frankie ahalisinin bu durumdan haberi yok ya da şöyle söyleyeyim bu duruma hiç gönüllü değiller.
Onlar hafta içi ellerine ulaşan tahliye kararıyla neye uğradıklarını şaşırdılar.
Otel perşembe günü tahliye edildi. Fakat Kaya Demirer, tahliye için ek süre aldırdı ve şimdilik Frankie kapalı da olsa duruyor.
Sanıyorum günün sonunda...
◊ Demirer bu savaşı kaybedecek.
◊ O lezzetli yemeklerin yendiği, güzel müziklerin dinlendiği Frankie bambaşka bir yerde macerasına devam edecek...
◊ Sofa’nın yerine açılacak olan sağlıklı yaşam merkezi paraya para demeyecek.

Haberin Devamı

Siz ruh eşisiniz

◊ İngiltere’de yaşayan Kate isimli bir kadın bir mürver ağacıyla evlendi. Hatta ağacın ismini soyadım yapacağım falan dedi.
◊ Aradığı aşkı bulamadığından yakınan Avustralyalı bir adam ise evine bir robot siparişi verdi ve onunla evlendi. “Onu ilk gördüğümde nefesim kesildi” açıklamasını yaptı.
Bu bence Avustralyalı abinin İngiliz Kate’e gönderdiği tatlı bir sinyal. “Kafalarımız aynı. Gel ve mutluluğu bulalım” diyor.
Kırk yılda bir bulunur böyle eşleşen kafalar.
Kaçırmayın birbirinizi.

Zengin çocuğu olmak...

Billur Kalkavan “Zengin çocuğu olmak zor bir şey. İnsanda hırs olmuyor” dedi.
Artık çoğu varlıklı ailenin çocukları...
◊ Arkadaşlarıyla ‘tatlı’ bir yarış içinde.
◊ “Ben daha başarılı olacağım” derdinde.
◊ “Özel hayatım değil iş hayatımla adımı duyurmam lazım” diye kafa yorma peşinde.
Eskidendi o para var hırs yok durumları...

Haberin Devamı

Önümüzdeki günlerde...

Eğer gittiğiniz restoranlarda menüye hakim olan biriyseniz önümüzdeki haftadan itibaren o menülere dikkatlice bakın.
Fiyatların değiştiğini göreceksiniz. Hafta içi hangi işletmeciyle konuşsam “mecburen fiyatları yükselteceğiz” cevabını aldım. ‘Mecburen’ kelimesini açtırmak için didinip durdum.
Şunları sordum art arda...
İçeceklere çarpı 3, çarpı 4, hatta çarpı 5 yazıyordunuz. Yani zaten karlı satış yapıyordunuz, gerek var mı bir çarpıya daha dedim?
◊ O işin aslı öyle değil, maliyeti, vergisi bir ton yükü var... Artıracağız dediler.
Peki dedim, masaya bedava gelen ıvırı zıvırı kesseniz de fiyatları artırmasanız?
◊ “Onları masaya gelmediğinde ortalığı ayağa kaldıran müşteriler var” dediler.
Bir bardak alkollü içeceğin 300 lira olması normal mi Allah aşkına dedim?
◊ “Vallahi abi, insanlar o bardağı 200-300 lira olan içkiden şişe şişe içiyor” dediler.
“Başka yolu olmalıdır, fiyat artırmayabilirsiniz sanki” diye ısrar ettim.
◊ “Var. Maliyet azaltmak. Yani personel işten çıkartmak” dediler.
Sustum ve köşeme çekildim.

 

Yazarın Tüm Yazıları