Bu hikâyede kaybeden sensin be adam!

Gerard Pique tarafından aldatılan Shakira yeni şarkısını resmen eski sevgilisi için söylemiş.
Sözler hiç dolaylı değil, direkt olarak Pique’ye.
Diyor ki o şarkıda Shakira:
◊ Ben iki 22’lik kıza değerim...
- Doğru, değer. Değmese bile değer, çünkü arada yaşanılan yıllar var. Öyle aldatıp, çekip gitmek falan büyük terbiyesizliktir.
◊ Bir Rolex’i bir Casio ile takas ettin...
- Aynen öyle. Ama bazen erkekler kaliteyi anlamsızca itebiliyor. Çünkü zordur kaliteli kadını taşımak.
◊ Ferrari ile Twingo’yu takas ettin...
- Ama herkesin harcı değildir ki Ferrari’yi kullanmak. Dururken bile çıkardığı sesle büyüler, bir bakanı mutlaka bir kez daha baktırır. Işık saçar yani...
Bu sözleri yiyen Pique de hemen harekete geçmiş ve Casio saat ile Twingo marka araba kullanmaya başlamış.
O zekâ dolu göndermelere cevap bu mu yani?
Bir de demiş ki: “Casio’yu ömür boyu kullanabilirsin.”
Amaaan, offff...
Unutmayalım bizler (erkekler) kadınlarla denk değiliz, uğraşamayız onlarla, düşünemeyiz onlar gibi çok yönlü...
Bir mücadeleye girecekseniz hemen Pique’nin düştüğü durum gelsin aklınıza. İyi düşünün ve akıllı adımlar atmayacaksanız hiç girmeyin topa.

Dikkat!

Ama şu noktalara da dikkat çekmek lazım: Bir kadının hemcinsine ‘ucuz araba’ göndermesi yapması...
Tıpkı bir kadının, kendinden yaşça çok ufak başka bir kadın hakkında ortaya attığı ‘intihar’ iddiası gibi çirkin geldi bana...

Ama sizden korkulur

Futbolcu Icardi’nin eski eşi Wanda Nara, İstanbul’a üstelik Icardi’nin karşı dairesine taşınmış. İnsan insana bunu yapar mı? Hiç eski eşinin karşı dairesine taşınılır mı?
Kadın zaten bela bir tipe benziyordu, artık bunu iyice kanıtlamış oldu.
Mantıksız ve ürkütücü bir hareket bu.
Ben Icardi’nin yerinde olsam eşyalarımı toplar çıkarım o evden. Çünkü belli ki aklıyla oynayacak adamın.
Belli ki sinsi planlar yapıyor hayatı ona dar etmek için.
Bu adam artık ne doğru düzgün top oynayabilir ne de hayattan keyif alır.

Boy farkı

İlginç tartışmalar okuyorum bazen. Sonra fark ediyorum ki bunlar gerçekten de sokağın konuştuğu, masalarda tartışılan mevzular...
Mesela Ozan Doğulu’ya sevgilisiyle arasındaki boy farkını sormuşlar. Malum aralarında ciddi bir fark var. Kız gerçekten çok uzun. O da “Âşık olmanın boy ile alakası var mı?” demiş.
E doğru.
Bugüne kadar aşka çok şeyin engel olduğunu gördüm de ‘boy’un engel olduğunu görmedim.
Bir de bu durum, erkek kısaysa konu ediliyor zaten.
Ama hiç alakası yok.
Ne yani kısa boylu erkek kendinden uzun bir kadına âşık olamaz mı? İlişki yaşayamaz mı?
Gönül bu boya mı bakar yahu?
İlla erkek uzun olacak diye bir kural mı var?
Erkek evde oturup şöyle mi diyecek, “Hımmm boyu çok uzun, ben buna âşık olmayayım.”
Ahahah.
Mesela uzun boy özgüven verir kadına.
Hele ki bazı mental yetenekleri de varsa boyuyla beraber, ortaya şahane bir insan türü çıkabilir.
Ama tabii, boy farkı olan çiftler de durumu abartmasınlar.
Mesela uzun uzun topuklar giymeye gerek yok her zaman.
O biraz garip bir görüntü verebiliyor etrafa.

Neyin var, niye durgunsun?

İnsanlar hep neşeli olmak zorunda mı? Yalandan da olsa gülmek mi lazım hep? Soruyorum, çünkü öyle olması gerektiğini düşünenler var. Ben onlara, “Neyin var kuzum”, “Niye suratın asık”, “Neden durgunsun” diyor muyum...
Belki bugün iyi değilim! Hatta belki bir süredir iyi değilim ve bu günleri böyle sessizce geçirmek istiyorum.
Bak eve de kapanmıyorum, sohbetlere katılıyorum ama fazlasını bekleme.
Gelmişim işte yanınıza bir sus. Hoş değil birine sürekli “Neyin var” tarzında sorular sormak. Yapmayın...