Paylaş
Sonra da devam etmiş:
“Kaç şarkı bestelemiş? Bence onunla aynı sahneye Mustafa çıkmamalıydı.”
Burada kilit cümle şu:
“Kaç şarkı bestelemiş?”
Bu şu demek, ‘daha dur, yolun başındasın’.
Ve günün sonunda vardığımız nokta da sürdürülebilirlik.
Çok değil son 5 yıla bakın.
Kaç isim çıktı ve sonunda balon gibi söndü.
Bir sürü isim sayarız başlasak.
Hülya Hanım diyor ki, sen böyle başarılı olmaya, şarkılarını tutturmaya, adından söz ettirmeye devam et, gel canımızı ye. Sonra istediğin isme salla, istediğin isimle aynı sahnede ol ya da olma ama daha dur, daha değil...
Ucuz atlatmış Uzi bence.
Mustafa Sandal yerine Hülya Avşar’a denk gelseydi yemişti sopayı kesin.
Sezen’e özlem
Sezen Aksu’ya bir özlem var ki...
Almış başını gidiyor.
Son günlerde bunun ayak sesleri de iyice şiddetleniyor.
Cuma günü albüm öncesi bir tekli çıkardı Aksu.
Ama öncesinde onun videolarını görmeye başlamıştım sık sık.
Nereye baksam Sezen Aksu’nun özlü sözlerinden kolajlar görüyordum.
Özlem tavan yapmış yani.
En çok karşıma çıkan video ise Sezen’in “Gidemem” şarkısının hikâyesi oldu.
“Başkalarında hata ve kusur olarak gördüğünüz şeyleri kendinizden tanıdığınızı fark etmeye başladığınız andan itibaren vedalaşma bitiyor insan hayatında. Birini hayatınızdan çıkarma, darılma, kırılma bitiyor, çünkü onu kendinizden tanıyorsunuz.”
O kadar doğru ki...
Hiç lafı uzatmayacağım.
Gidememe, gitmek istememe böyle anlatılabilirdi.
Bazen gitmek istememenin bir acizlik değil, olgunluk olduğu böyle söylenebilirdi ancak.
O yüzden şunu düşünün birine kızarken, onu eleştirirken ve kusurlarına kızarken...
Zamanında benzerlerini yapmış olabilir misin?
O lafı sen de söyler miydin mesela?
O olaya öfkelenir miydin?
Sezen Aksu resmen insan hayatının her evresine, yaşadığı duyguların her bir basamağına fikrini kazımış.
Cemal Süreya, Özdemir Asaf, Tomris Uyar diye yapılan aramaların yanında yerini almış...
Mesela hiç ses seda yokken bile Spotify’ın her yıl en çok dinlenen listesinin tepesinde yer alıyor ya Sezen Aksu, biraz daha uzak kalırsa, konser vermezse, albüm çıkarmazsa Google aramalarında da en üst sıraya çıkacak.
Bizler öyleyiz; sevdiklerimizi, özlediklerimizi, tekrar tekrar aratırız, okuruz, dinleriz çünkü...
Çok karşıyım bu satışa
Instagram kendince bir hamle yaptı ve mavi tik satışına başladı. Geçenlerde okudum,
1 günde 44 milyon mavi tik satılmış.
E iyi de hani bu iş özeldi?
Hani o mavi tiki almak için millet dertleniyor, kimlik belgesi yolluyor, çıkan haberlerini paylaşıyordu...
Herkesin olacaksa mavi tiki, ne anladım ben bu işin ‘özel’liğinden?
Bir bakıyorum şimdi hesaplara, adamın 124 takipçisi var, dört fotoğraf paylaşmış bugüne kadar, mesleği çok alakasız ama mavi tiki var.
Aman be...
Şu para kazanma hırsı, kâr etme duygusu işin içine girince değişmeyecek şey yok demek ki... Işınlayın beni 1960’lara falan lütfen.
Tuba kafası
Tuba Büyüküstün’ün son videosunda eğlendim, güldüm...
“I need to understand”li bir video paylaştı Tuba.
“Anlamam gerek” deyip durdu yani.
Ben videoyu izleyince garipsemedim.
“Yazık yahu kadına” falan hiç demedim.
Bir melankolizm akımı olsa temsilcilerinden olur Tuba.
Bu çok belli. Ama asla yadırganacak bir durum değil.
Hem kim her şeyi anlamış ki bugüne kadar?
Tuba hiç değilse numara yapmıyor.
“Anlamıyorum” diyor, “İstiyorum ama olmuyor” diyor.
Düşündüklerini açık açık paylaşıyor. “Arkamdan ne derler, bana nasıl bakarlar” falan umurunda değil. Ben bayıldım.
Paylaş