Paylaş
Pusuya yatıp bekledim.
Bakalım kimler girecek topa dedim.
Hürriyet Hafta Sonu eklerinde gastronomi yazıları yazan Ebru Erke ve Habertürk yazarı Kübra Par dahil oldu olaya.
Ebru; “Baklava yorumlanacaksa yorumlansın ama bunun yorum bir lezzet olduğu belirtilsin” diyor.
Yorumlansın demesinin sebebi ise baklavayı geniş kitlelere ulaştırmak.
Kübra Par, “Modaya kurban etmeyin baklavayı, anam babam usulü olarak kalsın baklava” diyor.
Hatta bunu derken, son zamanlarda moda olan, çikolatalı, sütlü, soğuk mu soğuk baklavalar yapıp satanlara da sözü getirmiş.
“Yorumlansın tabii ne olacak ki canım” diyenlere gidip o bir baklavaları yemelerini öneririm.
Azıcık damak tadınız varsa ‘beğenmeyeceksiniz’ o modernize edilmiş baklavayı.
Baklavayı geniş kitlelere ulaştırmak için; yani bir cannoli, bir donut, bir creme brulee, bir tiramisu yapmak için yoruma gerek yok.
Tiramisu yorumla mı geldi bu noktaya?
Creme brulee yorumla mı tahtını sağlamlaştırdı?
Baklava baklavadır.
Onu beğenen böyle beğenir, kabul eden olduğu gibi kabul eder.
Etmeyen de yemez olur biter.
Dağılabiliriz.
Not:
Geçen gün Karaköy Güllüoğlu’ndan bir paket aldım. Baklava ve çay eşleşmesi yapmış yılların baklavacısı... Bakın buna varım.
Çünkü baklavaya dokunmamışlar, sadece baklava türüne göre yanına gidecek en iyi çayları seçmişler.
Buyurun size baklavayı geniş kitlelere ulaştırmanın yollarından biri.
Çirkin erkek midir makbul olan?
Nilgün Belgün şöyle bir açıklama yaptı “Çok gülen, çok sosyal erkekler iyi koca olmuyor. Erkek ne kadar suratsızsa o kadar dürüst oluyor, suratsız erkeklerden daha iyi koca oluyor” dedi.
Özetle “yakışıklı erkeklerden uzak durun” diyor.
Bu tam ‘aman ağzımın tadı kaçmasın Ali Rıza Bey’cilik değil mi?
Suratsız erkek en çekilmez olanıdır.
Ne arkadaşlıkta ne de ilişkide kabul görür bu tip erkekler.
Suratını asıp oturur, arkadaşlarınla tanıştırmaya kalksan pişman eder, hiçbir sohbetine ayak uyduramaz.
Böyle bir erkeği tercih edeceğinize oturun tek başına evinizde, dizinizi izleyin. İnanın daha huzurlu olursunuz.
Haydi kaldırın sinemayı ayağa
Pandemi çok ağır vurdu sinema sektörünü. İnsanlar restorana gidiyor, barlara gidiyor, binlerce kişinin arasına girip maskesiz dolaşıyor ama nedense sinemaya gitmiyor.
Sinemaya karşı bir ‘korku’ var halen.
İlginçtir, korkuyla beraber özlem de var. Yani insanlar dokunmak istiyorlar ama dokunamıyorlar, uzaktan afişlere bakıp bir ah çekiyorlar ve yollarına devam ediyorlar resmen. Bu hafta başında “Aykut Enişte 2” filminin galası yapıldı. Kalabalıktı salon.
Verilen onca aradan sonra heyecan vardı galaya katılanlarda. Bu bir umut olsun sektöre.
“Aykut Enişte 2” filmi bugün vizyona giriyor. Böyle bir dönemde yapımcılığı üstlenen BKM ve Necati Akpınar’ı tebrik etmek lazım.
Paylaş