Bak sen şu erkeğe!

Bayılıyorum şöhret yandaşlarına...

Haberin Devamı

Acayip eğleniyorum onları seyrederken...

Artık onların isimlerinin başına hangi sıfatı getirirseniz getirin.

◊ Ünlümsü

◊ Ünlücük

◊ Şöhretimsi

◊ Çeyrek şöhret

Ben ilk kez ismini duydum; Öykü Karayel’in bir ikizi varmış, adı Ezgi.

Önceki akşam erkek arkadaşıyla çekmiş magazinci arkadaşlar onu. (Ki onları niye çekerler o da ilginç.)

Bu erkek arkadaşı demiş ki, “Hemen silin o fotoğrafları, yoksa işinizden olursunuz.

Ahahahah...

Ya bak sen şu külhanbeyine!

Bak sen şu erkek adama!

Ne yapacak mesela?

Telefon açıp, “Bizi çekenleri işten atın” talimatı mı verecek?

“Sen benim kim olduğumu biliyor musun”cuları yendik derken bir de bu “Seni işinden ederimciler” çıktı.

Hiçbir şey yapamazsın kardeşim.

Böyle saçma sapan çıkışlarla yanındaki kızları etkileme çabası çok demode değil mi?

Sabır ver Allah’ım...

Haberin Devamı

Asansördeki yalnızlık

Nejat İşler’e sormuşlar.

Asansörde kiminle kalmak istersin” diye.

Binmem ki tanımadığımla asansöre” demiş.

İşte benim kafa...

Bazen asansörün önünde biri varsa mahcup bir surat ifadesi takınıp, garip mimiklerle “Siz devam edin” diyorum.

Bekliyorum boş gelene kadar.

Çünkü büyük gerginlik barındırır o kabinin içi.

Birkaç saniye, bazen 1 dakika falan tanımadığınız biriyle ufacık yerde sessizce duruyorsunuz.

Of pof sesleri çıkarıp, aşağı yukarı bakma hareketleri yapıyorsunuz.

Bir de asansörde kaldığınızı düşünsenize...

Böyle gerginliklere sebep olmamak için tanımadığımız biriyle asansöre binmemek çok mantıklı hareket.

Hediye affettirir mi?

Dün yazmıştım, “Aldatan itiraf ederse aldatmak sayılır mı, sayılmaz mı” meselesini...

Yüzde yüz sayılır” diye de bitirmiştim o yazıyı.

Neyse...

Bazı erkeklerin taktiği şudur:

Yapar hatayı, aldatır. “Nasıl olsa affettireceğim kendimi” der.

Affettirme ölçüsü de pahalı hediyelerdir onlara göre.

Gerçekten çalışıyor bazı kadınlar üzerinde bu taktik.

Al pahalı hediyeyi, unuttur ihaneti.

Peki bu hediyeyi kabul eden sevgili kadınlarımız...

O kolyeyi takarken, o arabaya binerken, o çantayı kullanırken...

Hiç mi aklınıza gelmeyecek aldatıldığınız?

Nasıl hazmedeceksiniz?

Nasıl unutacaksınız?

Haberin Devamı

Ha diyorsanız ki “Bana ne! Zaten zerre değer vermiyorum kendisine, bari parasını yiyeyim enayinin”, o zaman tamam.

Ama gerçek ilişkilerde, gerçek sevgilerde öyle büyük hediyeler büyük hataları affettirmez.

Hay ‘rafine zevkine’

Şimdi hemcinslerime “Ne yaptın oğlum” diye sorsam...

Bana diyecek ki, “Sana ne kardeşim benim rafine zevklerim var...”

Ama olmaz olsun böyle rafine zevk...

Tom Ford’un erkekler için ürettiği iç çamaşırını gördüm. Erkek tangası aslında.

Şimdi buraya fotoğrafını koyup tadınızı kaçırmayacağım. İnternetten aratıp kolayca bulabilirsiniz.

Fiyatı 4 bin 375 dolar.

Ama internette 6 bin dolara da satanlar var.

6 bin dolara yaklaşık 120 bin lira diyelim biz.

Haberin Devamı

Bir iç çamaşırı, üstelik erkek için, üstelik erkeğe hiç yakışmayacak türden bir iç çamaşırı 120 bin lira.

Pes...

Bedava olsa giymeyi tercih etmeyecek bir sürü erkek tanıyorum.

Ve o hemcinslerimi çok seviyorum!

Bunlar daha iyi günleriniz

Filozof Atakan diye bir çocuk vardı hatırlarsınız.

Bir dönem her televizyon kanalına çıkmıştı.

Felsefeden bahsediyor, ahkâm kesiyor, koca koca insanlara aşk tavsiyeleri, iş tavsiyeleri, yatırım tavsiyeleri falan veriyordu.

Dün bir haber gördüm. “İşte filozof Atakan’ın son hali” yazıyordu başlığında.

İnanın tıklayıp okumadım bile haberi.

Çünkü ne görürsem göreyim şunu söyleyeceğimi çok iyi biliyordum: Bunlar daha iyi günlerin Atakan.

Haberin Devamı

Tıpkı şu org çalan Fevzi var ya, onun gibi işte. Maalesef onlara verilen anlık gazlar, onları kullanan sosyal medya dünyası, büyük vaatlerde bulunan insanlar yüzünden psikolojik olarak sıkıntıya girecekler.

“Ee biz hani çok popüler olacaktık” diye soracaklar kendilerine.

Atakan yaşamıştır muhtemelen bu tip sıkıntıları, o yüzden benzer şekilde ‘suni ilgiye’ maruz kalanlar örnek alabilir artık onu... 3-5 günlük şöhretin faydadan çok zarar getirdiğini görmeli artık bu çok genç kardeşlerimiz...

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları