Analizlerin nirvanası

◊ Pandemi yüzünden seyahat edemiyorum. İstanbul-Miami-Londra arasında yaşıyorum.
◊ Güzel kadın olmak çok zor.
◊ Türk lirasının değer kaybetmesini istemezdim.
Bu maddeleri Şevval Şahin’in röportajından çıkardım...
◊ Tedirginliğiyle tedirgin oldum...
◊ Seyahat edememesi, sıkıştığı o üçgen çok canımı sıktı...
◊ “Güzel kadın olmak zor” sitemine gözyaşım pıt etti...
Ama tüm bunların sonunda şöyle doyasıya bir kahkaha patlattım.
İlahi Şevval.
Sen çok yaşa.
İyi ki varsın!

Serenay’ı koruyun

Çıkan ‘takıntılı hayran’ haberleri, o hayranların gözaltına alınması falan bu ruh halindeki insanları asla durdurmuyor.
Serenay Sarıkaya’nın aracına saldıran adam, ifadesinde “Serenay beni kabul edene kadar peşini bırakmayacağım” demiş.
Sıfır pişmanlık yani.
Yaptığı hareket ona göre çok normal...
3 hafta akıl hastanesinde yatacak o takıntılı hayranın bu sözlerinden sonra müşahede süresi uzatılmalı.
Aman ha “Konuşan insandan korkulmaz” falan demesin kimse.
Çünkü bu adam normal değil. Gece gündüz Serenay ile yaşıyor kendi dünyasında belli.
İstediğini elde edene kadar uğraşacak.
Tehlike bağıra bağıra ‘geliyorum’ diyor.

Zalimsin hayat

Nişantaşı’ndaki açık hava sosyalleşme alanı Dekk, ilginç bir etkinliğe imza atıyor.
“Eski sevgiliden az kullanılmış satılık eşya” adını verdikleri etkinlikte kalbi kırık bir tayfayı Dekk’e stant açmaya davet ediyorlar.
İlk başta bu müşteri çekme stratejisini övsem mi, eleştirsem mi kararsız kaldım.
Ama itiraf edeyim, uzun zamandır eski sevgiliyi çıldırtacak daha iyi bir şey de görmedim.
Çünkü bir kördüğüm bu olay...
Eski sevgilide kalan eşya geri alınamıyor.
“Mesajla istesem olmaz, telefon açsam hiç olmaz” diye düşüncelere kapılıyor insan.
Zaten zamanla üzerine soğuk su içme kıvamına geliniyor ve unutulup gidiyor kalan eşya.
İnternetteki satış sitelerinde kendi eşyasının satışa çıktığını gören talihsiz eski sevgililerden hiç bahsetmiyorum bile.
Bir de tabii atılmaya kıyılamayan, ‘anısı var’ denen ıvır zıvırlar var.
Belli ki bu satış etkinliğinde kıyılamayana kıyılacak.
Günün sonunda oturduğunuz kafede, bir zamanlar en sevdiğiniz atkınızı, şapkanızı, kolye ya da bilekliğinizi başkalarının üzerinde görebilirsiniz. Zalimlik diz boyu.

Cinsiyet değiştirten ‘takıntı’

Tehlikede olan isimlerden biri de Ceylan Ertem. Ertem’i 5 yıldır takip ve taciz eden bir kişi, Ceylan için cinsiyet değiştirmiş.
Olacak iş değil.
Cinsiyet değişiminden sonra, “Bu değişim senin içindi. İsmimi de senin en sevdiğin erkek ismi yapıyorum” diye mesaj atmış Ceylan’a...
Bunun adı...
◊ Hayranlık...
◊ Takıntılı hayranlık...
◊ Aşırı takıntılı hayranlık falan değil.
Bu başka bir boyut, başka bir tehlike bu.

Bizim filtrelerimizi kurcalamayın

İnsan uğraşacak bir şeyi olmayınca nasıl da garip şeylerle ilgileniyor. Buyurun Norveç örneği. Ülke, sosyal medya fenomenlerine filtre yasağı getirdi.
Hemen üstüne okuduğum bir başka araştırma ise filtreli fotoğrafların gençlerin benlik saygısında azalma, kendini yetersiz hissetme sorunlarına yol açabileceği sonucunu ortaya koymuş.
Filtre karşıtlığını neden bu kadar abartıyoruz?
Tıpkı makyaj yapmak gibi, ufak estetik dokunuşlar gibi bir şey bu aslında.
Ben filtre karşı değilim, hiç olmayacağım. Aksine filtreye karşı olanlara karşıyım!
Ayrıca...
◊ Kendimi bile isteye neden saç baş dağınık göstereyim?
◊ Gözlerim soluk çıktıysa neden canlandırmayayım?
◊ Yüzümde sivilce varsa neden kapatmayayım?
Deli miyim? Bırakınız lütfen filtrelerimizle uğraşmayı!

Yeni şarkılar

Geçen hafta cuma günü bir şeyler oldu. Birçok isim yeni albümünü çıkardı.
Sanki sözleşilmiş gibi aynı güne denk geldi şarkılar. 3-4 gün boyunca sindire sindire dinledim o yeni şarkıları.
◊ Ferhat Göçer, TikTok’tan topladığı genç yeteneklerle bir albüm çıkarmış. Albümün adı “Düet Z”. Yani bir bakıma ‘Z’ kuşağına kucak açmış. Albüm güzel, hoş olmuş...
◊ Aynur Aydın sessizdi... Nihayet bozuldu o sessizlik ve “Bilmece” isimli teklisini çıkardı piyasaya. Sempatik şarkıyı sempatik şarkıcı söyleyince işler başka oluyor.
Hoş bir seda bırakıyor kulakta böyle şarkılar.
◊ Göksel’in şarkısının adı “Haklıydın”.
Şarkı kadar albüm kapağına da dikkat edin lütfen. 10 numara iş olmuş. Sözü müziği Göksel’e ait olan şarkıda geçen şu sözlere kalbinizi bırakıyorsunuz: “Yaralıydın, hazır değildin, hırpalardın. Yırtardın kanatılarımı uçamazdım!”
◊ Deniz Seki kendi söz ve müziğiyle çıkmadı bu kez karşımıza.
Gerçi zaman zaman başka isimlerin şarkılarına da şans veren biri o.
Yeni şarkısı “Sızı”nın söz ve müziği Ayla Çelik’e ait. Bu da tam ‘dinle dinle derdine yan’ şarkılarından olmuş.
◊ Hande Ünsal aile boyu şarkıcı olan bir isim.
Ben uzun zaman önce sıkı takibe aldım Hande’yi. Siz de alın. Son şarkısı “Ah Anlatsam”a da ayrı bir yer ayırın listenizde.
◊ Mabel Matiz’in yeni şarkısının adı “Hanfendi”. Hiç üzerine söz söylemeye gerek yok. Mabel hüznüyle, Mabel isyanıyla tam bir Mabel şarkısı olmuş.

‘Ben Böyleyim’ bir şifre mi?

◊ Ben böyleyim kendi yolumda...
◊ Korkma bana hiçbir şey olmaz...
◊ Her anımı yaşadıkça sevesim var...
◊ Benim güzel hatalarım var...
◊ Beklentiler sadece üzer...
Bunlar Athena’nın “Ben Böyleyim” şarkısında geçen sözlerden bazıları.
Bana göre kadınların DNA şifresi.
Bir araştırma yapılsa, şarkının fanlarının yüzde 90’a yakını kadın çıkar.
Hatta araştırma biraz derinleştirilse, ortaya çok daha çarpıcı sonuçlar serilir.
Ne zaman bu şarkı çalsa durup etrafı seyrederim.
Uzun zamandır, kitleleri ayağa kaldıran, cep telefonlarının video kayıt tuşuna aynı anda bastırtan, hep bir ağızdan hüzün ve coşkuyla söylenen bir şarkı görmedim.