‘777’

Herhalde kabin memuru dedim. (Hani Boeing 777 uçağından dolayı...)
Neyse... 2 gün sonra bir başka yerde bir arkadaşım ‘777’ dedi ve başladı anlatmaya. 777 melek sayısıymış.
İlişkiyi, aşkı, parayı çağırıyormuşsun bunu hayat felsefen yaparsan.
Çoğu kişi bu dönemde telefonlarının ekranında, tişörtlerinin baskılarında, evdeki tablolarında falan 777’yi kullanıyormuş.
Tabii ben düşündüm...
Kaç kere ‘777’ dersem para geliyor?
Kaç kere ‘777’ yazarsam şans kapısı açılıyor?
Sonra tabii ki Kelebek yazarı astrolog arkadaşım Aygül Aydın’ı arayıp “Alo acil astrolog” hattına başvurdum.
Dedim; bu 777 nedir? Şöyle cevapladı Aygül:
“Sayıların çok büyük bir önemi, frekansı vardır. Geçen gün çay makinem bozuldu, biri bana ‘777’yi tuşlayın (amaçsızca ama) arızanız düzelir’ dedi. Buna inananlar var. Fakat astrolojide bu sayıların yeri yok.”
En vurucu cümleyi sonda kurdu; “Astrolojide yeri yok.”
Yani siz bırakın;
555 deyince para geliyor...
777 deyince şans geliyor geyiklerini...
Bankamatik şifrelerinizi, telefon şifrelerinizi ‘555’, ‘777’, ‘222’ falan yapmaya kalkmayın. Şans gelecek diye olan gram şansınızı da kaybedersiniz.

Hemcinslerime balkon konuşması

Kabak tadıdır bunun adı. Bezmektir tarifi. Baktım hafta içi ne konuşulmuş diye...
Tabii ki yine; Hadise ve Mehmet Dinçerler...
Bu sefer iddia şu: Hadise ve Murda klipte sarıldılar diye Mehmet Dinçerler sorun çıkarmış ve evlilik bitmiş.
Ben onların ilişkisi özelinde yazmayacağım.
Sevgili hemcinslerime bir balkon konuşması yapmayı tercih ederim...
Evlendiniz diyelim.
Değiştirmeye çalışmayın lütfen.
Ne iş yaptığını biliyorsunuz hayatınızdaki kişinin.
Saygı duyun rica edeceğim.
Nasıl giyindiğini defalarca gördünüz.
Alkışlayın yalvarırım.
Yürüyüş, kalkış, yemek yiyiş stiline çok hakimsiniz.
Memnuniyetle bakmaya devam edin ne olursunuz.
Kırmızı çizgilerini de öğrendiniz çoktan, hatta saygı duyuyorsunuz duruşuna.
Şükredin lütfen.
Özetle Mehmet Dinçerler bu konuyu da sorun yaptıysa çok büyük ayıp etmiş.
Eğer Hadise sürekli tekrarlanan bu ‘hadiselerden’ bunalıp “Ayrılalım” dediyse çok doğru yapmış.

AirDrop ile ‘yürüme’

Bir dosya transferi hizmeti AirDrop.
Yani telefonunuzdaki fotoğrafları, bilgileri ‘AirDrop’u açık olan birine aynı mekândaysanız gönderebiliyorsunuz.
Bugünlerde bunu bir ‘yürüme’ aracı olarak kullananlar var. Bir nevi ‘bedava Tinder’ olarak görüyorlar.
Siz restoranda otururken telefonunuza bir bildirim geliyor.
Kabul ederseniz bir bakıyorsunuz aynı restorandaki biri size Instagram hesabını yollamış. Hatta işi abartanlar şöyle bir mesaj iletiyorlar:
“Sevgilin yoksa tanışabilir miyiz?”
Ama bunun adı ‘taciz’.
Bu yolla tanışmaya çalışandan da, tanışma teklifine ‘evet’ diyenden de bir şey olmaz.
Böyle hikâyeler yazmayın kendinize.

Festival kokan semtler

Üsküdar:
Ben denk geldikçe buradan yazmaya çalışıyorum. Kültür sanata verilen her destek çok hoşuma gidiyor çünkü.
Üsküdar Belediyesi kültür sanat sezonunun açılışını Harem Meydanı’nda yaptı.
O gece sahneye çıkan dünyaca ünlü ‘kamança’ ustası Mark Eliyahu konsere akın eden Üsküdarlılara muazzam bir gece yaşatmış.
Ben fotoğraf ve videolarını görebildim.
Yıl boyunca etkinlikler devam edecek Üsküdar’da. Bravo Başkan Hilmi Türkmen, bravo Üsküdar sakinleri...
Beyoğlu:
Beyoğlu Kültür Yolu Festivali bugün başlıyor.
AKM’den Galata Kulesi’ne, Atlas Sineması’ndan Galata Mevlevihanesi’ne kadar her noktada festival coşkusu yaşanacak. 88 salon ve 5 açık hava sahnesinde binden fazla etkinlik düzenlenecek.
Beyoğlu yine ‘festival’ kokacak yani. O nedenle bir tebrik de Beyoğlu Belediyesi’ne, Başkan Haydar Ali Yıldız’a ve Beyoğlu halkına...

Normal ne, anormal ne?

Ben birinin röportajında gördüm. İsmini hatırlamıyorum ama şöyle demiş: “Sevgilime çok teşekkür ederim. Hastalık sürecimde beni hiç yalnız bırakmadı.” Hatta bu konunun sohbeti geçti oturduğum bir masada.
Ben “E bu çok normal değil mi, tabii ki insan sevdiğini hastalıkta terk etmez” dedikçe, anormal örnekler koydular önüme...
Ben “Birini hastayken bırakıp kaçmak ne saçmalık” dedikçe “O işler öyle değil” dediler bana...
Ben “Hayatındaki insan işsiz kaldı diye, psikolojisi bozuldu diye ona daha sıkı sarılman gerekir” dedikçe “Ohooo o işler eskidendi” cevabını verdiler bana. Vallahi çok acımasız olmuşuz.
Normal olan olayları önce anormalleştirmişiz, sonra zaten normal olanı yapanlara şaşkınlıkla bakar olmuşuz.