Paylaş
“MİT TIR'ları” operasyonunu, bu algıyı güçlendirmek için yapılmış oldukça cüretkar bir tertip olarak değerlendirebiliriz
Ancak, “IŞİD tezleri”nin asıl orijini Batı.
ABD'nin etkili gazetelerinden, Alman, İngiliz, Fransız basınına kadar Batı medyasında; sistemli bir şekilde, Türkiye'nin IŞİD'le petrol, silah dahil bir çok alanda işbirliği yaptığı yönünde aylarca haberler yayınlandı.
IŞİD KONUSU, MOSKOVA'NIN MEZESİ
Bu konular artık Moskova'nın malzemesi.
Başta Putin olmak üzere Rus siyasetçiler, "elimizde görüntüler var" diyerek, yeni tezin bayraktarları olarak öne çıkıyorlar.
İçeride de, Paralel Yapı'nın etkin isimleri, “Putin'in sözcüsü” görünümünde.
BATI NE YÖNDE DEĞİŞİYOR?
“IŞİD'le işbirliği” tezinin üreticisi olan Batı medyası ve Batılı siyasetçiler, şimdi değişik bir dilden konuşuyorlar.
Önce ABD Hazine Bakanlığı'nın belgeleriyle yüzyüze geldik.
Bakanlık, IŞİD’in petrol satışına yardım ve ortaklık ettikleri gerekçesiyle; Suriye rejimi ve ona yakın iş adamları olmak üzere, aralarında Rus şirketler ve bankalarının da olduğu 10 kurumu daha yaptırım listesine aldığını açıkladı.
Obama dahil, ABD yetkilileri, aynı günlerde yaptıkları açıklamalarda “Türkiye'nin IŞİD'den petrol aldığı” iddialarının yalan olduğunu söylemeye başladı.
Bunu Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Sawsan Chebli'nin açıklaması izledi.
Chebli, “Esad rejiminin IŞİD'den petrol aldığı”na dair kanıt ve belgelerin mevcut olduğunu söylüyor.
Chebli, "Esad'ın IŞİD'in sattığı büyük miktardaki petrolü aldığını biliyoruz" diyor.
Almanya Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert de, Türkiye'nin IŞİD'den petrol aldığına dair bir kanıt olmadığını ve Türkiye'ye delil olmadan yapılan suçlamaların IŞİD'le mücadeleye yardımcı olmadığını belirtiyor.
Seibert, IŞİD'in petrol satarak mali kaynak sağladığının bilindiğini, ancak Türkiye'nin IŞİD ile petrol ticareti yaptığı ya da örgütün ticaretine aktif olarak destek sağladığı iddialarına ilişkin olarak bu konuda ellerinde bir bilgi olmadığını ifade ediyor.
MALZEME PİYASADA
Batı merkezleri, Avrupa'nın siyaset yapıcıları; Türkiye'ye karşı iddialarından vazgeçmiş bulunuyorlar.
Ancak, üretilen yalanlar, piyasada bir malzeme olarak dolaşmaya devam ediyor.
Washington ve Avrupa'nın siyasi merkezlerinden açıktan hiç bir zaman "Türkiye IŞİD'le işbirliği yapıyor" gibi bir açıklama gelmedi.
“IŞİD'le yeteri kadar mücadele etmiyor” vurgusu tercih ediliyor; asıl propaganda, New York Times, Washington Post gibi gazetelerle yapılıyordu.
ESAD VE İNCİRLİK ÜSSÜ
Tüm bunların arka planında; Türkiye'nin, İncirlik üslerini Batı'ya açmaması vardı.
Türkiye, “Suriye'deki çözümün Esad hedef alınmadan yalnızca IŞİD'e yönelerek mümkün olamayacağını” savunuyordu.
Rusya'nın aktif olarak devreye girmesiyle, göçmenlerin Avrupa'nın sınılarına dayanmasıyla ve Paris katliamıyla; Batı, çözümsüzlüğe terk ettiği Suriye konusuna ciddi olarak yeniden döndü.
Büyük bir ölçüde, “Esad'la olmayacak” noktasına gelinmeye başlandı.
Avrupa ile ABD arasındaki bazı farklılıklara rağmen, ana yönelim bu şekilde.
Türkiye'nin bu açıdan gösterdiği ısrarın anlamlı olduğunu düşünenler artıyor.
Böyle bir ortamda, Rusya-Türkiye krizi gündeme geldi.
Moskova, “Esad'lı çözüm”ü kabul ettirmek için bastırıyor.
Türkiye'yi tehdit ediyor.
IŞİD dışındaki Suriye muhalefetini iyice etkisiz hale getirip masaya oturmayı planlıyor.
Türkiye'nin bu müdahalelere gösterdiği tepki ise, artık Batı tarafından daha farklı bir şekilde ele alınıyor.
Yıllardır doğru dürüst bir belge ortaya koyulmadan "IŞİD'le işbirliği yapıyor" diye suçlanan Türkiye'nin pozisyonu, artık daha gerçekçi bir şekilde değerlendiriliyor Batı medyasında.
"IŞİD petrolünü alan Suriye rejimidir" diyerek, somut kanıtlarla ortaya çıkan haberler görebiliyoruz.
Hazin olansa, içerideki, Türkiye ile Rusya arasındaki krizi bile iç çatışmanın malzemesi olarak kullanmak isteyen çevrelerin durumu.
Düne kadar Batı'nın ürettikleri üzerinden çalışıyorlardı.
Şimdi sanki Batı'ya da biraz küskün bir halleri var.
Yeni ümitleri, yükselen burçları artık Putin...
Acı bir durum.
Paylaş