Paylaş
Bu rakamlar birer yanılsama, bugünün dünden bir farkı yok, geçelim bunları mı diyorsun?
N’olur yorma beni, akşama ufak bir yılbaşı eğlencemiz var, ona hazırlanıyorum, ne hissiyatı şimdi mi?
İkisinde de haklı olabilirsin.
O rakamdan bu rakama geçiş bir yanılsama olabilir.
Ve ayrıca akşam planlanan eğlencenin koşturmacası şu an her şeyden daha önemli gelebilir. Yılın son gününe dair bildiğim tek hissiyat şu ama:
Tüm yetişkinler kendini çocuk gibi hissediyor.
Belli etse de etmese de, herkes yılın son günü çocuksulaşıyor.
Zamanın geçip gitmekte olduğunu bir kez daha deneyimlediğinden olabilir mi?
Zaman demişken...
Zamanla ilişkimize dair şair Henry van Dyke’ın meşhur bir anlatımı var ya, şimdi onu hatırlamanın tam zamanı:
“Zaman, geçmesini bekleyenler için çok yavaş. Korkanlar için çok hızlı. Üzülenler için çok uzun. Sevinçli olanlar için çok kısa.
Ancak sevenler için zaman yoktur.”
Şimdiii... Baştaki sorumu başka türlü sormama izin verin o zaman: “Yılın son günü sizin için zaman bunlardan hangisi gibi geçiyor?”
2014 sosyalleşmesinden geriye kalan
O daldan bu dala uçup izlenim/gözlenim yazmaktan bıkmayan sosyal kelebeğiniz şöyle bir dönüp geçen yılın sosyalleşme dünyasına göz attı.
Şehrin sosyal hayat tenceresinde bu yıl hangi konular kaynadı, insanlar neyin peşindeydi ve neleri konuştu?
Buyrunuz, özetliyorum...
DAHA ÇOK SAĞLIK!
* Elinde içki kadehi dahi olsa sağlıklı yaşama dair bir mesele herkesin az ya da çok dilindeydi.
Biri, “Yarın sıvı detoksuna başlıyorum” diyorsa bir başkası, “Yeni bir egzersiz çeşidi buldum, çok iyi geldi” diye öğüt vermeyi ihmal etmiyordu karşısındakine.
Kısacası en çok ama en çok, “Daha nasıl sağlıklı yaşayabilirim?” konusuna kafa yordu sosyal zihinler.
Bu yüzden kinoalı salataya saldırıldı, “Menünüzde organik ne var?” sorusuna saranlar oldu.
DAHA ÇOK SİYASET!
* Zaman zaman bıkılsa da siyasi gündem üzerine konuşulmaktan vazgeçilmedi.
Her konuşmanın sonu genelde umutsuzdu.
Bu yüzden B planları favori konular arasındaydı.
“Burası bitik, bana eyvallah” diyeni ertesi gün, “Yok, vazgeçtim, buradan başka yerde yapamam” çelişkisinde görmek mümkündü.
Ve de hüzünlüydü.
DAHA ÇOK SEKS!
* Aşktan çok seks konuşuldu. “X geçen şununla beraber değil miydi? Y’nin yatağı mı kötüymüş?” gibi konuşmaları Sex&The City’nin Samantha’sı duysa “Bunlar beni geçmiş” derdi.
DAHA ÇOK SEYAHAT HAVASI!
* Yaptığı seyahatin havasını atmak da mühim konuşma konularındandı. “Vietnam ve Kamboçya harika, gitmelisin! Nasıl farklı, inanamazsın! Ayy bırak Paris’i, New York’u ya!” şeklindeki konuşma balonu sıkça rastlanılan türdendi.
Ya da yaz aylarında şu balon: “Yunan Adaları gibisi yok. Ucuz ve eğlenceli, Çeşme/Bodrum bitmiştir benim için.”
Ve yılın son gününde
*KABUSUM Paramparça dizisinde Nurgül Yeşilçay’ın kötücül (yerli ve dişi Freddy Krueger diyebiliriz pekala) ablasını oynayan Nursel Köse. O kadar iyi oynuyor ki karakterini, sanki yaşıyor. İzlemeden/takılmadan duramıyorsun.
* ŞARKILARIM Madonna’dan Devil Pray, Oleta Adams’dan Don Let The Sun Go Down On Me (arzuya göre George Michael&Elton John düeti de dinlenebilir), Yüzyüzeyken Konuşuruz’dan Güç, Para, Zıvana...
* İZLEYECEK OLSAM FİLMLERİM... Richard Kelly’nin Donnie Darko’su, Jean-Marc Vallee’nin C.R.A.Z.Y’si...
Dileksiz olmaz
Yazıyı yeni yıl dileğiyle kapatalım: Herkese, 2015’in son ayında Facebook profilindeki “Ne harika bir yıldı” albümüne koyabileceği onlarca güzel andan ibaret bir 365 gün diliyorum.
Diledim gitti.
Paylaş