Yeniden Beyoğlu

8 Mart gecesi kadınların İstiklal Caddesi’nde gerçekleştirdiği muhteşem yürüyüşün görkeminden etkilenmeyen var mı?

Haberin Devamı

İstiklal Caddesi’nin taşı toprağı altı üstü nihayet yenilendi, bitti.
Kötü de olmadı evet. Valla güzel oldu.
Ama bu tür anlamlı yürüyüşlerle daha güzel İstiklal Caddesi.
Daha enerjik ve daha çekici.
Sırf o yürüyüşten sonra, “Beyoğlu’na mı gitsek?” diyenleri biliyorum.
Beyoğlu eski enerjisine kavuşacaksa böyle böyle kavuşacak, orası kesin.

Lütfen öyle bakma...

Valla ne olur öyle bakmayın.
Mekana yeni giren birine başınızı itinayla çevirip baştan aşağı süzerek bakmayın.
Çok kötü duruyor çok!
Bazen görüyorum.
İki kişi hararetli sohbette. Tam o sırada içeriye yeni biri giriyor.
Sohbet aniden bırakılıp yeni gelene bakılıyor. Öküz gibi!
Meraktan mı, sohbetin yeterince ilgi çekici olmamasından mı yoksa görgüsüzlükten mi bilmem, ama feci bir hareket olduğu kesin.

Haberin Devamı

Olan taksiciye oluyor farkında değiller

Hafta sonu sosyal medyada yayılan videoyu görünce doğrusu ürkmemek elde değildi.
Bir taksici çıldırmış şekilde aracından iniyor.
Harbiye’de, trafiğin tam orta yerindeki Uber aracına ve şoförüne saldırmaya başlıyor.
Uber’in içindeki yolcular korkuyor, çığlık atıyor.
Bir yandan tüm bu anları telefonla çekiyorlar.
Peki saldırgan taksici aynı zamanda Uber’e de çalışan diğer taksici arkadaşlarına niye saldırmıyor?
Sonuçta Uber sisteminden faydalanan ve para kazanan 1500 taksici var.
Saldırgan taksici bundan bihaber olamaz.
Madem bu sisteme karşısın, mantıklı bir şekilde karşı ol.
Bu saldırılardan geriye kalan tortu şu:
Uber’i kullanan zaten bir avuç insan. Çok da değil.
Onlar da taksicilerin bu saldırgan tavrından sonra Uber’e daha çok sarılıyor, taksicilerden iyice soğuyorlar.
Yani olan yine taksicilere oluyor.

Kavgayla olmaz

New York’tan Sidney’e kadar dünyanın birçok şehrinde Uber’i kullandım.
Hatta bu şehirlerin bazılarında Uber’e rakip aplikasyonlar da çıkmış.
Araç bulamayınca onları da telefona indirip kullandım.
Yani gidişat her yerde aynı. Dünya başka bir yere, yöne gidiyor.
Kısacası bu mesele kavgayla gürültüyle filan çözülmez.

25 dakika susmadan performans

İstanbul mekanlarının Türkçe canlı müzik rekabeti kıyasıya devam ediyor.
Bu rekabetin bize en büyük katkısı ise şu:
Yeni solistlerle tanışmamız ve onların sahne performansının müdavimi olmamız.
Baran Bayraktar da onlardan biri olmaya aday.
Cuma gecesi Angie’de dinlediğim Baran Bayraktar çılgın bir enerjiyle söylüyor şarkılarını.
En donuk suratlının bile dayanamayıp salınmasına, dans etmesine yol açıyor.
Ama Baran’ın performansının başka bir deli özelliği daha var.
25 dakika hiç ara vermeden, susmadan, peş peşe şarkı söylediği bölüm!
Şarkıdan şarkıya atlayarak bir tür rekor denemesi yapıyor Baran.

Haberin Devamı

Nişantaşı’nın yeni gizli mekanı

Geçen hafta 10’uncu yaşını kutlayan Biber’in üst katında.
Adı, Suare.
Emsalleri gibi küçücük bir mekan.
Sahnesinde şimdiden iyi isimler sıralanmış:
Bengü Beker ve Cenk Suyabatmaz mesela.
Türkçe canlı müzik cennetinde coşmak için bir mekan daha yani.
Meraklısına haber vermek boynumun borcu...

Yazarın Tüm Yazıları