Son günlerde bana hem sokakta hem de mail aracılığıyla sorulan en bunaltıcı sorulardan biri bu.
Bu konuda ikiye ayrılıyorum çoğunluk gibi. Birinci grup, gideceği yeri haftalar öncesinden hesaplayan, fiks menülü, limitsiz içkili bir mekana rezervasyon yaptıran garanticiler.
İkinci grup ise ‘Canım her gece eğleniyoruz zaten, o gece niye eğlenmek zorundayız ki? Nedir bu eğlenme zorunluluğu’ diye ‘cool’ takılıp son dakikada ‘Eyvah, ne yapacağız’ telaşına kapılanlar.
İlk gruptan olmadığım kesin. Öylesi hakikaten sıkıcı olurdu çünkü. İşi son dakikaya bırakanlar çoğunlukta olduğuna göre işte onlara (hem de kendime) öneriler, naçizane...
n Nişantaşı bu yıl yine parlak gözüküyor. Gerek süslemeleri gerek birinden çıkılıp diğerine zıplanabilecek türdeki küçük ama şık barlarıyla iyi bir seçenek. Reasürans Çarşısı zaten artık barlarla dolup taştı. O ambiyansı koklamak bile -biraz bira biraz şarap ile- bir hoş seda olabilir. Bu arada Corridor’un hemen yanında Vibe ve Exit diye iki mekan daha açıldı. Her ikisine de uğradım geçen gece. Exit’in işletmecisi Mustafa Kılınç, daha önce Mim Kemal 19’da yaptığı gibi şahane kokteyller yapıyor, bir ara höpürdeterek içmeniz elzem.
n Nişantaşı’ndaki sokak partisi ise riskli tabii. Çok kalabalık olacağı ve diğer semtlerden de insanlar akın edeceğinden çok rafine bir kalabalık olmayacağı kesin...
n Bunun dışında, bir ev partisi sonrası dışarıya akmak bu yılbaşı gecesinin de en çok tercih edilen seçeneği. Belli bir saatten sonra dışarı çıkınca (mesela 02.00) hem trafikten hem de kalabalıktan daha az etkileniyorsunuz.
‘YAPILACAKLAR’ LİSTESİ
Hadi pamuk eller tuşlara. Üşenmeyen ve tabii paylaşmak isteyen, hemen 2006’de yapacaklarının listesini yollasın, ki hep beraber motive olsun (cümle alem). Bekliyorum...
Yılın kulüp şarkısı ‘Love Generation’
Bütün bir yıl kulüplere, barlara gidildiğinde en çok hangi şarkıyla coşuldu, hangisine daha çok eşlik edildi diye düşününce şu iki şarkı geliyor aklıma.
Yabancı kategorisinde Bob Sinclar’in ‘Love Generation’ı, yerli kategoride ise Sezen Aksu’nun ‘İkili Delilik’i.
İstisnasız bu iki şarkı çaldığında en don yağı müşteri bile şöyle bir yerinde sallanmayı ihmal etmedi mekanlarda. Hele ki ‘Love Generation’da herkesin ekstra gülücükler saçarak dans ettiğine çok şahit oldum. Bu şarkı mutluluk hormonu salgılıyor galiba.
Peki başka şarkılar var mı? Elbette. Mesela son zamanlarda Madonna’nın ‘Hung Up’ı öyle.
Yazın (maalesef) ‘Dale Don Dale’ ve Alişan’ın ‘Olay Bitmiştir’ şarkısı da bu türden bir zirve yapmıştı. Kimin söylediği çoğu zaman bilinmeyen Yunanca şarkıları da unutmayalım tabii.
Ama ‘LoveGeneration’ yine de bir numara, şahane ritminden dolayı.
İlhan Mansız prezervatif mi tanıtıyor
Bir ilan. İlhan Mansız’ın gayet karizmatik bir fotoğrafı var. Ama altındaki logo ilk bakışta OK prezervatiflerinin logosunu andırıyor.
Oysa tanıtılan ürün bir parfüm, ‘extra ordinary’ diye. Lakin yapılan logo, malum prezervatif markasına yakın akraba.
Bu işler Ali Atıf Bir’inkonusu ama yazmadan edemedim.
‘Algıda seçicilik’ be kuzum, bu markanın önde gelenleri bunu göremediler mi acaba?
‘Bayan Lava’ keşfedilmeyi bekliyor
Lava’nın albümü geldiğinde, hele ki albümün kapağındaki ‘Carnaval Del Amor’ yazısını görünce latin derleme albümü sanıp bir kenara koymuştum.
Sonradan dinleyince bir tesadüf eseri, Lava’nın bir Türk grubu, daha doğrusu projesi olduğu anlaşıldı.
İspanyolca, İngilizce, Türkçe sözlerden oluşan albümün starı ise Ayten Alpman’ı andıran sesiyle Ebru Özpirinç.
Özellikle, Ajda Pekkan’ın söylediği eski hitlerden ‘Seninleyim’i yeniden diriltiyor yorumuyla Ebru Özpirinç.
Şimdi bu şarkıya klip çekiliyormuş, ‘Bayan Lava’yı keşfetmeye hazır olun.
Şehrin gözde aşıkları: Spor hocaları
Bir ara tenis hocaları, kayak hocaları vardı kadınların gönül telini titreten ‘fit sevgili’ kategorisinde. Şimdi de şık spor merkezlerinin fitness hocaları gözde.
Bir zamanlar Yeşim Salkım’ın da mesela, Planet’in hocalarından biriyle böyle bir ‘büyük aşk’ yaşadığı söylenir.
Dolayısıyla, şu anda spor salonları bugünlerde aslında en piyasa kulüpten bile daha ‘piyasa’.
ŞEHİR ATLASI
Ortaköy Radisson SAS Oteli’ndeki İstanbul Jazz Center’a gittim Hennessy X.O’nun daveti sebebiyle. Kerem Görsev’in bu mekanı Nişantaşı’ndakinden daha iyi. Caz dinlemek için ideal ve şık bir gece kulübü yani, aklınızda bulunsun. Yılbaşı programında Deborah Davis ve Kerem Görsev Trio var mesela. (Tel: 0 212- 327 50 50)
Yine Ortaköy’deyiz. The House Cafe’nin karşısına D’ali diye bir cafe açılmış. Renkli camlarıyla filan, dışardan albenisi olan bir mekan. Yakında buranın ikinci katında bir de galeri açılıyormuş. (Tel: 0 212 - 260 23 32)
n İstiklal Caddesi’nin Çin’den ithal edilen pahalı granitleri bitmek üzere. Ama şimdiden Vakko önündeki granitler pörtlemeye başladı bile, haberiniz olsun. O noktaya gelince sek sek oynuyorsunuz ister istemez...