Yeni Sezen albümüne dair rapor

GİRİŞİ UNUTULMAZ... “Unuttun mu Beni”ye Alper Erinç’in yaptığı retro düzenleme şarkıyı başkalaştırmış, unutulmaz kılmış. Özellikle şarkının girişi nasıl da şahane. Ve kesinlikle albümde en sevdiğim şarkı.

80’LER SEZEN HAVASI... “Acıtmışım Canını Sevdikçe” adlı şarkı Aytuğ Yargıç’ın düzenlemesi sayesinde 80’ler Sezen Aksu şarkıları havasında. Onno Tunç tadı yakalanmış.
şarkı, dinlendikçe tat alınacak o gizli baladlardan.�

YORUCU HİT... “Aşka şükrederim” o kadar çok bölüm/melodi barındırıyor ki, dinlerken yoruluyor insan. Yoksa albümün iyilerinden bu orta tempolu şarkı.

KULÜPLERE YÖNELİK... Albümün kulüplerde çalacak tek yaz şarkısı, “Ah Felek Yordun Beni”.
Tam da “Onu Alma Beni Al” ayarında, gayet eğlenceli, “eller havaya/düğün dernek buraya” kışkırtıcılığında, buram buram göbek titretme kokuyor seksi ve komik “Ah Felek”...

VAY VAY VAY... “Unuttun mu Beni”den sonra albümde en sevdiğim şarkılardan biri de “Vay”. Sözler ve melodi cuk ötesi. Tam yaz akşamüstlerinin günbatımı yalnızlık baladı. Düzenlemesi de bir o kadar huzurlu ve caz ve de chill out.

SEVMEDıM... Hafiften ska’ya göz kırpan “Ayar”ı ve sözlerindeki ağır kederden ötürü içimi bir hayli bayan “Arkadaş şarkısını Duyunca”yı...

Otellerde akşamüstü hayatı

Akşamüstü iş çıkışı sadece civardaki/mahalledeki kafeye, bara gitme seçeneği yok.
Bazen, bazı otellerin barları da cazip olabiliyor.
Teşvikiye’deki Park Hyatt Oteli’nin terası mesela.
Sakin ve karmaşadan uzak bir ortamı var.
Geçenlerde orada tapas gününe denk geldik.
Barın üzeri leziz atıştırmalıklarla bezeliydi; içkinin yanında seç beğen (ikram olarak) al.
Nasıl olduysa tam dört saat oturmuşuz (bu kadar uzun bir yerde oturup kalmam bir mucize).
Bir başka otel barı tavsiyesi ise Pera Palas.
Gelip geçerken görüyordum. Dışarıya taşırmışlar barı Pera’cılar. Bitkilerle donatmışlar etrafını.
Gerçi ne kadar donatsan da boş: Kafanı çevirince Tarlabaşı trafiğini, ortaya bakınca da çirkin TRT binasını görüyorsun.
O yüzden en iyisi tüm bunları arkana alıp Pera Palas’ın tarihi binasını görecek şekilde konumlanmak.
Bu arada bir sürpriz: Burada Moet Chandon’u kadeh olarak veriyorlar. Ama ne kadar? 58 lira kadar!
Bir kadeh Moet için gereksiz bir para tabii.

İyi şeyler

* TOMTOM “OLMUş”.... Indigo’nun kulübü ve pub’ının egemenliğindeki Tomtom Sokak, perşembe gecesi nihayet Asmalımescit kalabalığına erişti.
Nitekim burası epeydir ikinci ve daha butik bir Asmalımescit olma niyetindeydi.
Kalabalığın sebebi de Indigo Pub’taki Corona partisiydi. Demek ki sık sık parti yapılması gerekiyor burada.
* DAHA ÇOK “TIK” LAZIM... Herkesin dilinde www.renklerherkesicindir.com’da yayınlanan video var.
şu ana dek 1.133.272 kez izlenmiş. Çok iyi bir rakam.
Ama bu rakamın daha da artması lazım.
Çünkü bu video tıklandıkça bir görme engelli çevresindeki renkleri tanıyabileceği özel bir yazılıma ücretsiz kavuşuyor. Bu akıllı ve direkt etkili projeye desteği için de Jotun’u ayrıca tebrik etmek gerekiyor.

Boşalma ekspresi

Diane Kruger ve Liam Neeson’ın oynadığı “Unknown” adlı filmde bir sahne varmış.

Şöyle ki:
Filmin ana karakterinin Berlin’de yaşadığı evde yan daireden gelen sevişme sesleri çoğalınca, Liam Neeson soruyormuş: “Bu gürültüde nasıl uyuyorsun?”
Bunun üzerine diğerinin yanıtı da şu oluyormuş:
“Merak etme uzun sürmüyor.”
Gerçekten de iki saniye sonra sevişme sesleri kesiliyormuş.
Meğer yan dairedekiler Türk’müş. Erken boşalıyorlarmış yani...
Vay efendim bununla nasıl dalga geçilirmiş, bizi niye aşağılıyorlarmış, bu yeni bir Geceyarısı Ekspresi olabilirmiş, filan da filan...
Toptan kafayı yedik herhalde...
Kendimizle dalga geçmeyi bir öğrenebilsek.
“Güzel espri” deyip geçsek... Ne var bunda bu kadar hey heylenecek?