Paylaş
Madrid’de kadın ordusunun havalimanında karşıladığı, izdihama yol açan bir Can Yaman...
İstanbul Havalimanı’na inince yalnızlar rıhtımına adım atan, üstelik gelir gelmez de içinden Kıvanç Tatlıtuğ’un geçtiği sevimsiz açıklamasıyla tepki toplayan bir Can Yaman...
Avrupa turnesindeki imajını gayet istikrarlı bir şekilde yönetirken kendi ülkesindeki imajını anlaşılmaz bir şekilde iyi yönetemiyor ünlü oyuncu.
Tam da Avrupa’daki hayranlarının gerçek olup olmadığı tartışılırken Can Yaman’ın Kıvanç Tatlıtuğ hakkında, “Ne yapayım arkadaşlar onun dizisi orada satılmıyorsa” ukalalığı über bir hata oldu.
Türk seyircisinin sevdiği ünlüye karşı kredisi -o ünlü hangi skandala karışırsa karışsın- sonsuzdur, ama ukala tavrı görünce hemen o ünlüden uzaklaşır, kaçar.
Oysa Can Yaman, İtalya ve İspanya’da gördüğü ilgiyi daha doğru bir şekilde ifade edebilirdi.
Can Yaman’la İtalya’da kapak çekimi yapan Hello! Dergisi Yayın Yönetmeni Melda Narmanlı Çimen’den biliyorum.
Melda, Can’ın İtalya’da gerçekten ilgi gördüğünden bahsediyordu.
Çektikleri kapağın ise Yunanistan dahil birçok ülkenin Hello edisyonu tarafından istendiğini söylemişti bana.
Yani aslında doğru, bir ilgi var. Oyuncuyu davet eden yurtdışı kanalları da bu ilgiyi güzel köpürtüyor.
Ama Can Yaman Türkiye’ye gelince nedense yokuş aşağı doğru gidiyor.
Sorumlusu da bizzat kendisi.
Omuz silkmesi ne anlama geliyor
Can Yaman’ın havalimanında gazetecilerle konuşurken beden dili de dikkat çekiciydi. Konuşması sırasında sık sık omuzlarını yukarı kaldırıyor, yani omuz silkiyor Can Yaman.
Beden dili konusunda yazıp çizen uzmanlar, “Bir insan dururken bile kişinin vücudu bir hikaye anlatır” derler.
Durmadan omuz silkmek ne anlama geliyor diye baktım.
İletişimden kaçınmak/kurtulmak yapılan hareketlerden biri deniliyor omuz silkme için.
Aynı zamanda, “İstediğine inanabilirsin” anlamına da geliyormuş.
Derin ve Cem’in dürüst ayrılığı
Derin Mermerci ve Cem Aydın’ın aşklarının yeşerdiği Karaköy Gaspar’daki o partiyi anımsıyorum.
Yanılmıyorsam Derin Mermerci’nin doğum günü partisiydi.
Oradaki yakınlaşmaları herkesin dikkatini çekmişti.
Çok geçmeden evlendiler ve ikiz çocukları oldu.
Önceki gün ise haberi geldi:
Derin ve Cem yedi yıllık evliliklerini sonlandırmaya karar vermiş.
Posta’ya yaptıkları karşılıklı açıklamaları gayet dürüst ve samimiydi.
Derin, “Devam etseydik iki Boğa burcu olarak boğulurduk. Bu kadar güzel bir dostluğu mahvetmek istemediğimiz için ayrılıyoruz” demiş.
Cem ise, “Birbirimizi başka insanlara dönüştürmek istemedik” cümlesini söylemiş ayrılık için.
İndirim çılgınlığı bitse mi artık?
Bu sezon daha fazla mı hissettik ‘Black Friday’ denilen indirim çılgınlığını acaba?
Hangi mecrayı açsam bir markanın indirim çılgınlığı reklamıyla karşılaşıyorum.
Hele bir internet sitesi var ki, resmen bombardıman yaptı.
Sosyal medya, televizyon, gazete, hatta telefon mesajıyla...
Her gördüğümde “Tamam yeter, kusacağım. Valla girip siteye alışveriş yapacağım” diyesim geliyor.
Bir ilk: 15 dakikalık gösterim
Netflix önceki gün daha önce hiç görmediğimiz bir tanıtımla karşımıza çıktı.
Beren Saat’in başrolde olduğu Atiye dizisinin sadece 15 dakikasını medyaya gösterdi.
İyi de neden 15 dakika, o 15 dakikanın önemi ne, bölümün tamamı olsa daha iyi olmaz mıydı gibi gibi sorular hâlâ zihnimde dolanmakta.
Ama işte bu da bir yöntem: 15 dakikalık gösterim hakkında bile konuşturmak...
Peki Atiye nasıl bir proje? Yönetmenleri ve yapımcısı neler diyor?
Bu dizi hangi hangi yabamcı diziye benziyor?
O da yarına... Bugüne yer kalmadı.
Paylaş