Paylaş
Cole mailinin bir yerinde, “Şimdi COVID-19 gerçeğiyle karşı karşıyayız, ama yakın gelecekte turizm başka bir gerçekle daha karşılaşacak, promadic gezginler” diye yazmıştı.
Promadic gezginler aslında Z kuşağı bireylerinin ta kendisi. Onların talep ve ihtiyaçlarının yakın gelecekte turizmi oldukça değiştireceğine inanılıyor.
Peter Cole bir ‘promad’in zihniyetini şöyle özetliyor:
“Gittiği her yerde, neden orada olduğunu sorgulayacak.”
KATILIMCI OLMAK İSTEYECEKLER
Peki promadic gezginlerin esas motivasyonu ne?
Directions dergisine göre tabii ki küresel iklim krizi.
Çünkü Z kuşağı için şu anda dünyada daha önemli bir sorun yok. Onları politik çekişmeler, kısır tartışmalar ilgilendirmiyor.
İlgilendikleri tek şey, iklim kriziyle beraber dünyanın geleceğinin ne olacağı.
Bunun önüne geçmek için neler yapılması gerektiği…
Bu yüzden Z kuşağının temsil ettiği yeni gezgin türü promadic, yaptığı seyahatlerin çevre üzerindeki etkisi konusunda çok bilinçli olacak.
Uçakla uçmayı reddedecek kadar radikal olan Greta Thunberg’i aklınıza getirin.
Nitekim 29 global pazarda Z kuşağı tüketicileriyle yapılan yakın tarihli bir araştırmaya göre, yüzde 77’si seyahatin destinasyonlar üzerindeki çevresel etkisini göz önünde bulunduruyor.
Yüzde 81’i ise çevre dostu bir konaklamayı tercih ediyor.
Belki Z kuşağının tüm bireyleri Greta gibi uçakla uçmama gibi bir seçeneğe direkt yanaşmayacak ama onun yerine gittiği yerlerde sadece “konuk” olarak algılanmak istemeyecek.
İşte Promadic kafasının bildik bir gezginden farkı bu:
Katılımcı olmak istemesi, hatta gittiği yerde üretimde bulunması...
Aşırı turizmi desteklemiyorlar
Promadic’lerle ilgili başka öngörüler de var.
Şöyle sıralayayım:
- Promadler’in seyahatlerini seçme şekli sosyal medya ve artırılmış gerçeklik (VR) deneyimiyle olacak.
- Promadler kendilerini tüketici olarak görmeyecek. Yukarıda belirttiğim gibi, gittikleri yerde lokallerin yaşamına katkıda bulunmak en önemli hedefleri olacak.
· Promadler aşırı turizmi de desteklemiyor. Mesela Venedik, Amsterdam, Roma gibi şehirlerin aşırı turizme maruz kalmasının o şehirlerin kimliğine zarar verdiğini düşünüyorlar.
· İlginç ama, Airbnb’nin de yerel çevre üzerinde olumsuz bir sosyal etki yaptığına kanaat getirebilir Promadic’ler.
· Promadic’ler çevre dostu görünen markalara da kolayca güvenmeyecek.
Mesela bu konuda MediaCom’un yaptığı bir araştırma var. Z kuşağı katılımcıların yüzde 65’i markaların çevre dostu kimliklerini abarttığını düşünüyor.
· Son olarak, Promadic gezginleri tavlayan şey ne yazık ki tasarım olmayacak. Tasarımdan daha çok işleve bakacaklar. Mesela bu konuda ilginç çalışmalar yapılmaya başlanmış bile: Otel odalarının konukların ruh hali ve duygularına tepki verecek şekilde teknolojik olarak geliştirilmesi mesela.
Biz hazır mıyız?
Peki Türkiye geleceğin promadic gezginlere hazır mı?
Bana kalırsa pek değil.
Hâlâ bizde eski anlayışlar geçerli. Birincisi, günü kurtarmakla ilgiliyiz. Hâlâ uzun vadeli, sürdürülebilir plan yapamıyoruz. İkincisi, “Çevreye duyarlıyız” demekle çevreci olunmuyor.
Ya da yalandan bir-iki tane çevreci önlem almakla...
Üçüncüsü, hem çevreye duyarlı görünüp hem de demode konfor anlayışlarından vazgeçemiyoruz. Mesela küçücük otellerin dahi bir yerine kondurulan jakuziler gibi...
Turizmcilerin zihniyetini yakın geleceğe göre şekillendirmesi gerekiyor. Zaten salgın bir kırılma noktası yarattı. Turizmcilerin tüm beklentisi 2021’e kaymıştı.
Bazıları diyor ki, “2021 stabil geçer, 2022’de düzeliriz.”
Ama ondan sonra da promadic’ler dolaşıma girecek.
Cuma devam
Seyahatin geleceği üzerine konuşmayı, anlatmayı, fikir alışverişinde bulunmayı seviyorum. Beni okuyanların da sevdiğini de düşündüğümden cuma bir kişinin daha görüşlerine yer vereceğim. Yeni bir seyahat topluluğu olan Slow’un CEO’su Serdar Kutucu’nun görüşlerine...
Paylaş